Ölmek İstemiyorum!

Alaattin Karaer

Üzülmek için, gözyaşı dökmek için, din farkı, dil farkı, ülke farkı, kan bağı ve tanımak gerekmiyor.

Yeter ki insan olsun, hayvan olsun, canlı veya cansız olsun, gözyaşı ve üzüntülerimiz dünya genelinde aynı duyguları taşır.

Kızımın paylaştığı Facebook’taki mektubu okurken gözyaşlarıma engel olamadım.

Aşağıdaki mektubu da köşemde sizlerle paylaşmak istedim.

Ölüm kaçınılmaz son. Kimse tek başına ölmek istemez.

Neyse ki çoğumuz yanımızda birileriyle yaşlanıyoruz ve son nefesimizde yanımızda sevdiklerimiz oluyor. Holly Butcher de onlardan biri.

Holly 26 yaşına girdiğinde kendisine nadir bir kanser türü olan Ewing Sarkomu teşhisi koyuldu.

Ölmeden yazdığı ve 3 Ocak 2018 tarihinde Facebook’ta paylaştığı mektubu internette hızla yayıldı.

 Mektubu paylaştıktan hemen sonra 4 Ocak 2018 tarihinde, Holly sevdiklerinin yanında son nefesini verdi.

Holly’nın yazdıklarından etkilenmemek elde değil. Verdiği bütün tavsiyeleri hemen gerçekleştirmek zor olabilir ancak kesinlikle dikkate almalıyız.

Holly’nin mektubundan hepimiz ders alması gerekiyor.

 

İşte mektubu:

26 yaşındayken öleceğinizi kabullenmek çok zor. Bu yaşa kadar ölümü hep görmezden gelmişsinizdir. Ancak vaktiniz giderek azalır. Yaşlandığımı hayal ederdim hep. Yüzümün buruştuğunu ve saçlarımızın beyazladığını… Hayatımı birleştirdiğim kişiyle beraber çocuklarımızın büyüyüşünü izlediğimi hayal ederdim. O kadar güzel hayallerdi ki şimdi gerçekleşmeyeceği için üzülüyorum

Hayatımız çok kırılgan ve değerli. Nefes aldığımız her gün için şükretmeliyiz.

Şimdi 27 yaşındayım ve ölmek istemiyorum. Hayatımı seviyorum.  Mutluyum. Ancak benim elimde değil.

Ölümü görmezden gelmemiz hepimizi rahatlatır. Tabu haline gelen böyle bir konuda konuşmak ve başımıza geleceğini kabullenmek zordur.

İnsanların stres yapmalarına neden olan hayatlarındaki küçük sorunlarını önemsememelerini öneriyorum. Böylelikle daha güzel şeylere odaklanabilirsiniz.

Son aylarımı geçirirken aklıma birçok şey geldi. Şu anda bunları yazarken gecenin bir yarısı.

Saçma sapan şeyleri kafanıza takmak yerine (son aylarımda bunu sık sık yaptığımı fark ettim), gerçekten sorunu olan birinin hayatını gözden geçirin. Sorunlarınızı dert etmeyin. Elbette sorunlarınız olacak ancak bunları sevdiklerinize yansıtmayın.

Sorunlarınızı unuttuktan sonra derin bir nefes alın ve masmavi gökyüzüne bakın. Ağaçların ne kadar yeşil olduğunu fark edin. O kadar güzel ki… Nefes aldığınız için çok şanslısınız.

Belki bugün trafikte sıkışıp kalmışsınızdır ya da bebeğiniz sizi uyandırdığından uyuyamamışsınızdır. Belki de kuaförünüzün saçınızı çok kısa kesmiştir. Tırnaklarınız kırılmış, göğüsleriniz çok küçük ya da kalçanızda selülit olabilir.

Unutun gitsin. Ölüm döşeğindeyken bunların hiçbirini hatırlamayacaksınız. Büyük resme dikkatli bakınca bunların önemsiz olduğunu anlıyorsunuz. Keşke ailemle bir kez daha doğum günümü veya Noel’i kutlayabilseydim.

İnsanların işlerinden veya vücutlarından şikayet ettiğini duyuyorum. Hala gücünüz varken şükredin. İş ve spor gözünüze zor gelebilir. Ancak hareket edemeyecek durumdayken onları bile özleyeceksiniz.

Sağlıklı bir yaşam sürdürmeyi denedim. En büyük tutkum buydu.  Vücudunuzdan mutlu olmasanız bile sağlığınız yerindeyse şükredin.  Vücudunuzu sevmeyi öğrenin. Takıntılı olmayın.

Sağlıklı olmanın güzel görünmekten daha önemli olduğunu kabul edin.  Kendinizi mental anlamda geliştirmeyi deneyin. Böylelikle sosyal medyanın yarattığı güzel kadın algısından kurtulabilirsiniz. Beğenmediğiniz ve sizi kötü hissettiren şeyleri okumayı bırakın. Kendinize odaklanın.

Bir yeriniz ağrımadığı günlerde halinize şükredin. Grip, bel ağrısı ve diğer geçici rahatsızlıkları kafanıza takmayın. Bunlar gelip geçen şeyler.

Sızlanıp durmayın. İnsanlara yardım edin.

Verin. Verin. Verin. Ne kadar çok verirseniz o kadar mutlu hissedersiniz. Keşke ben de zamanında bunu yapsaydım.

Hasta olduğumdan beri insanlara yardım etmeye, tanımadığım kişileri, arkadaşlarımı ve ailemi daha iyi anlamaya çalıştım. Bana hayatım boyunca iyiliği dokunan kimseyi unutmayacağım.

Ölürken çok paranız olsa ne olur? Alışverişe gidip yeni bir kıyafet alacak haliniz yok. Şu anda paranın ne kadar değersiz bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum.

Kendinize gereksiz bir şey almak yerine bir arkadaşınızın ihtiyacını karşılayın. 1- Kimse aynı şeyi kaç kere giydiğinizi umursamıyor. 2- İyi hissediyorsunuz. Sevdiklerinize yemek ısmarlayın veya pişirin. Kahve yapın onlara. Minik bir hediye alıp onları ne kadar sevdiğinizi belirten bir not yazın.

İnsanlara vakit ayırın. Onları bekletmeyin. Söz verdiğiniz vakitte arkadaşlarınızla buluşun. Onlar sizi beklemek istemiyor, sizinle vakit geçirmek istiyor. Böylelikle size saygı da duyacaklardır.

 Geçtiğimiz Noel’de ailecek birbirimize hediye almamaya karar verdik. Herkes, üzerinde hediye baskısı olmadığı için daha iyi hissetti. Bunun yerine birbirimize notlar yazdık. Kulağa tuhaf gelebilir ancak notlar hediyelerden daha anlamlılar.

 Paranızı tecrübe edebileceğiniz şeylere harcayın. Paranızı saçma sapan şeylere harcayarak tecrübe etmek istediğiniz şeylerden uzak kalmayın.

 Gitmeyi ertelediğiniz sahile hemen gidin. Ayaklarınızı suya sokun ve parmaklarınızla kumu hissedin. Suratınızı tuzlu suyla ıslatın.

 Doğayla iç içe olun.

Telefonunuzla fotoğraf çekmek yerine o anın güzelliğini yaşayın.

Saçınızı ve makyajınızı yapmak için saatlerinizi harcıyorsunuz. Peki buna değiyor mu? Kadınların bunu neden yaptığını asla anlayamadım.

Bazen erken kalkın ve kuşların sesini dinleyin.

Müzik dinleyin. Müzik terapidir. Eskiler en iyileridir.

Köpeğinize sarılın. Bunu çok özleyeceğim.

Arkadaşlarınızla konuşun. Ancak telefonda değil yüz yüze.

Yaşamak için çalışın. Çalışmak için yaşamayın.

Sizi ne iyi hissettiriyorsa onu yapın.

Pasta yiyin. Suçlu hissetmeyin.

Hayır demeyi öğrenin.

İnsanlar sizi yargılayacak diye yapmak istediğiniz şeyleri içinize atmayın.

Her fırsatta sevdiklerinize onları ne kadar sevdiğinizi söyleyin.

Bir şey sizi mutsuz ediyorsa, bunu değiştirecek gücünüz olduğunu bilin.  İster iş hayatınızda ister aşk hayatınızda. Değişmekten korkmayın. Ne kadar yaşayacağınızı bilmiyorsunuz. Günlerinizi sizi mutsuz eden şeylerle geçirmeyin.

Size tavsiyelerim bunlar. İster dinleyin ister dinlemeyin.

Son bir şey daha… Sık sık kan verin. Hem iyi hissedecek hem de hayat kurtaracaksınız. Her kan bağışı 3 kişinin hayatını kurtarabiliyor. Böyle basit bir eylemle hayat kurtarıyorsunuz.

Kan bağışları sayesinde bir yıl daha fazladan yaşadım. Ailem, arkadaşlarım ve köpeğimle bir mutlu yıl daha geçirebildiysem bunun nedeni kan bağışlarıdır. Hayatımın en iyi bir yılını geçirdim.

Görüşmek üzere

Holly Kärlek

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.