Önceki gün bir haber gözüme çarptı televizyonda ülkemizde 30 binin üzerinde insanımız organ bekliyormuş. Bunu duyunca biran düşündüm. Acaba organ konusunda ne kadar duyarlıyız ve hassasız diye. Üzüldüm gerçekten o hastaların yerinde olmak istemezdim diye. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin inşallah.
Çünkü yüzde 95’i Müslüman olan ülkemizde kimine göre birine herhangi bir organını vermek günah, kimine göreyse organ vermek günah değil, bilakis sevaptır diye söyleyen de çok oluyor. Hal böyle olunca düşüncesi ne olursa olsun her fikre saygı duymamız gerekiyor. Netice birine organını verecek olan insanın kendi hür iradesi ile organ bağışında bulunması esas olduğuna göre asıl sahibi olan en doğrusunu biliyor.
Tabi burada önemli olan toplumsal bilincin yaygınlaştırılması ve insanımıza bunun önemini tekrar tekrar anlatmamız gerekiyor. Çünkü bu konu çok muallakta kalmış durumda. Neyin doğru neyin yanlış, neyin günah neyin günah olmadığını birçok vatandaşımız hala bilmiyor.
Çıkıp sorsanız sokakta ihtiyacı olan birisine iki tane olan organından birisini bağışlar mısın diye yüzünüze tuhaf tuhaf bakar. Sen ne diyorsun da diyebilir de hiç tahmin etmediğin bir cevabı da verebilir. Çünkü gerçekten çok hassas ve hayati önem taşıyan bir şey organ bağışı.
Mesela birçok ülkede hastanelerde ölen kimsesiz hastaların organları kimseye sorulmadan başka bir hastaya nakil edilebiliyor. Size biraz tuhaf ve gaddarca gelebilir fakat durum bu. Çünkü onlar daha çağdaş ve daha modern düşünüyor. Ya ölünce toprağa gömülecek ya da yakılacak artık hangi dine inanıyorlar ona göre muamele edecekler. Onlara göre bağışla bir insanın hayatı değişir ve yeniden hayatını dolu dolu yaşar.
Ülkemizde ise durum farklı dini inanışlarımız başta geldiği için aslında biraz çekiniyoruz, biraz korkuyoruz. “Ben organımı verirsem öldüğümde hesap günü Cenab-ı Allah bana sormaz mı neden benim sana verdiğim organı başkasına verdin” diye. Onun için en başta gelen sebep bu zannımca. Bazı vatandaşlarımız da “rahatlıkla veririm” diyor. Hatta bazı vatandaşlarımızı ise “Organ bağışı için kart bile doldurdum neden toprak olsun ki, bir canı hayata bağlayabilirsem ne mutlu bana” diyor.
Ülkemizde en fazla böbrek hastaları nakil bekliyor. Onları kornea ve karaciğer bekleyen hastalar takip ediyor. Ülkemizde organ bağışı ne yazık ki çok yetersiz. Özellikle böbrek hastaları bu konuda çok mağdur ve çok zor durumdalar. Onların tek çaresi diyalize girmek ve diyalize giren hastalar işlem sonrası çok yorgun, bitkin, halsiz ve hatta bir iki gün kendine gelemiyor. Böbrek hastaları o kadar zor bir hayat yaşıyor ki düşünün sizin rahat rahat bir iki litre içtiğiniz suyu onlar ancak yudum yudum içebiliyor. Onların yerine kendimizi koymak ne acı bir durum. Allah bu sıkıntıyı yaşatmasın ancak çok yakından şahit olanlar ve yaşayanlar biliyor.
Ülkemizde toplanan verilere göre bağış konusunda İzmir birinci, İstanbul ikince ve Muğla da üçüncü sırada bulunuyor. Düşünün ülkemizin Başkenti Ankara bu listenin hiçbir yerinde kendine yer bulmuş değil ne acı değil mi? Birçok ülkenin başkenti herşeyiyle örnek olurken bizde ise durum tam tersine.
İnşallah bu konuda bilinçleniriz ve kendimizi organ bekleyen hastaların yerine koyup benim başıma gelirse ne yaparım diye düşünenlerden biri oluruz. Hepinize sağlıklı günler diliyorum inşallah bir gün herhangi bir organa ihtiyaç duymayız…