Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göreve geldiği ilk günden beri organize suç örgütlerine karşı tavrını net biçimde defalarca dile getirdi.
"Bitireceğiz"dedi.
O sebeple organize suç örgütlerine karşı düzenlenen yoğun operasyonlar gayet tabii.
Bu operasyonları desteklemeyen bir Vatansever var mıdır?
Bende bir Vatansever olarak Ali Yerlikaya'nın ve operasyonların sonuna kadar arkasındayım.
Ancak operasyonlar ile ilgili aklıma ilk gelen soru şu:
Biraz geç kalmadık mı?
Mottomuz her daim "Geç olsun güç olmasın" ama kestikçe uzayan yabani ot gibi memleketi sarmış bitmek bilmiyorlar.
Tabii içerideki ve dışarıdaki bazı "şer odakları" bu operasyonlardan rahatsız.
Öyle ki, yapacak bir hiçbir şeyleri kalmadığı için suç örgütleri üzerinden devletin birliği ve bütünlüğüne karşı kirli oyunlar tezgahlamaya çalışıyorlar.
Peki, kim bu şer odakları?
Ben deyim coniler, siz deyin alayı...
Özünde hepsi vatan haini değil mi?
Şimdi tek tek burada isimlerini saymaya kalkarsam bu yazı bitmez.
Onlar kendini çok iyi bilir ama...
BU İŞİN İÇİNDE BİR İŞ VAR!
Serdar Sertçelik gizli tanık oldu ise, neden elektronik kelepçe takılarak adlı kontrol şartı ile "kendi evine" gönderildi?
Bu adli bir tedbirdir elbette ancak gizli tanık için alınacak yeterli bir tedbir midir? Bu gizli tanığı ve soruşturmayı riske atmak değil midir?
Bununla hedeflenen Sertçelik'ın emniyette verdiği bilgilerin yetersiz olduğu düşünülüp örgütün tüm kirli çamaşırlarına dışarıdan Serdar Sertçelik'i kullanarak ulaşılmak istenmesi midir?
Serdar Sertçelik'ten gizli tanık olarak şüphelenilmemesi için mi evine gönderildi?
Bu yolla örgüte "Gizli tanık o değil" mesajı verilmek mi istendi?
Serdar Sertçelik'in elektronik kelepçe takılı vaziyette 9 kez ihlal yaparak normal yaşantısına devam etmesi eğlenmeye dahi gitmesinin sebebi bu mudur?
Bu değil ise, Serdar Sertçelik, 9 kez adlı kontrol tedbirini ihlal ettiği sürede neden yasalar uygulanmadı buna kimler göz yumdu?
ÖNCESİNDE NE OLMUŞTU BİR HATIRLAYALIM
Ayhan Bora Kaplan, organize suç örgütü lideri olmak iddiası ile Esenboğa Havalimanında gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
Daha sonra eş zamanlı birçok operasyon yapıldı. Baskınların birinde 33 kişi gözaltına alındı ve örgütün ikinci adamı olduğu söylenen Serdar Sertçelik'in Kıbrıs'a kaçtığı öğrenilmişti.
Serdar Sertçelik, Kıbrıs'ta olduğu sürede emniyet müdürleri ile konuşmalar gerçekleştiriyor. Bunları da en son tekrar yurtdışına kaçıp oradan yaptığı sosyal medya videoları ile öğrendik. Bu ses kayıtları montaj mıdır doğru mudur orasını bilemem. Sertçelik, en başında gizli tanık olmayı kabul edip Kıbrıs'ta görevli polisler refakatinde uçağa bindirilip Türkiye'ye getiriliyor.
Ankara'da gizli tanık olarak ifadesi alınıyor 19 sayfa. Savcılık makamı gizli tanık kod adı dahi veriyor ve adli kontrol şartı ile ayağına elektronik kelepçe takılarak serbest bırakılıyor.
Ancak burada rayına oturmayan bazı hususlar ve cevaplanması gereken sorular var; en önemli soru ise şu: Bakanların isimlerini dosyaya kim veya kimler neden eklemek istedi?
Şimdi burada işin rengi değişiyor. Birileri Sayın Ali Yerlikaya'nın da dediği gibi FETÖVARİ taktikler ile Organize suç örgütleri üzerinden devlete karşı bir kumpas planı devreye sokmaya çalışıyor.
Emniyet müdürleri ve Sertçelik'in yurtdışına kaçmasına yardım eden polisler bu işin neresindeler?
FETÖ bağlantısı var ise bunların derhal tespit edilmesi gerekiyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ SİZİN BOYUNUZU AŞAR, ELİNİZİ YAKAR
Bütün bu olup bitenler gösteriyor ki, devlet içine çöreklenmiş, halen kendini gizleyen, gizlemeye çalışan şer odaklarının sinsi planlarını devreye sokmak için her fırsatı kollayan hainler ve maşalar var.
Suç örgütleri üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını, hükümetin politikalarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizatihi şahsını hedef alarak namlunun ucunu kendine çeviren şer odaklarının akıbeti de her daim hüsran olacaktır.