Bilindiği gibi son Birleşmiş Milletler toplantısındaki oylama gündeme atom bombası gibi düştü. Bu toplantının önderliğini de devletimiz yaptı. Amerika Birleşik Devletlerinin tarihi boyunca ilk yenilgisi oldu. Bu yenilgiyi kolay kolay unutamayacağı da anlaşılıyor. Her fırsatta her alanda Türkiye Cumhuriyeti Devletini hedef alacaktır. Onun için bahaneler arayacaktır. Dünyada çıkacak her hadisenin altında Türklerin olduğunu arayacaktır. Bu nedenle millet olarak tek tek bireyler olarak dikkatli olmalıyız. Bunlara hemen örnek vermek istersek Kudüs’te Filistin halkıyla İsrail askerlerinin mücadelesinde o gurupların içinde Türk genci aranacaktır. Ondan sonra bahane hazır. İsrail askerlerine Türk gençleri taş attı, isyan etti deyip dünyaya haber yayacaklar. İşte buna fırsat vermeyelim.
Suriye topraklarında at oynatan PYD’ye ve yandaşlarına tırlar dolusu her çeşit hafif ve ağır silahları göndermedi mi? Halende göndermeye devam etmiyor mu? Amerika başkanının cumhurbaşkanımıza bundan sonra silah verilmeyecek demesinden on beş gün geçti halen silah gönderiliyor hem de son model silahlar. Bu silahlarla o terörist guruplar ne yapıyor ve yapmaya da devam edecek. Devletimizin sınır köylerine, şehirlerine taciz atışları yaptıracak buna karşılık verilince belki de bunu kendine karşı görecek. Niçin? Çünkü o terörist gurupları kendi adına kullanıyor amacı da Türk askerini savaşın içine çekecek bizim komutanlarımız bizim siyasilerimiz hiçbir zaman bu oyuna gelmez. Kendi güvenliği neyi gerektiriyorsa onu yapar. Bugüne kadar yaptığı gibi.
Türkiye’yi öyle bir duruma getirmeye çalışıyorlar ki Türkiye “saldırgan ülke” durumuna düşsün ve o imajı kullansınlar. Türkiye hukuksuz bir ülke olarak anılsın istiyorlar ki Türkiye saldırgan ve sokak terörünü destekleyen bir ülke olarak tescil edilsin. Onlar on binlerce kilometre uzaktan gelerek terör estirmiyorlar da bin kilometreden fazla sınırı olan Türkiye terör estiriyor. Utanmazlıklarının önüne geçilmiyor. Onun için “Kudüs “ için alınan birleşmiş milletler oylamasının millet olarak önemini bilelim. İktidar ve muhalefet olarak buna sahip çıkalım bu başarıyı bundan sonraki başarılarla taçlandıralım. Devletimizi saldırgan ve hukuksuz göstermeye çalışanlara fırsat vermeyelim.
Devletimizin dünya çapında elde ettiği bu başarıyı kıskananlar, hazmedemeyenler sokaklarda terör estirmek için provokatörler marifetiyle Molotoflar atarak attırarak milletimizi oyuna getirmeye çalışırlar. Çok dikkatli olup masada kazanılan başarıyı sokaklarda kaybetmeyelim. Türkiye’yi radikal unsurları destekleyen bir ülke gibi göstermeye çalışanlara fırsat vermeyelim. “ gayet akıllı” olmak zorundayız. Bundan bizi koparmaya çalışıp uluslararası diplomasiden ve hukuktan koparmak isteyenlere karşı uyanık olalım. Bağırmak çağırmak yerine asıl eylemi uluslararası hukuk zemininde arayalım Amerika ve İsrail devletlerinin yanlış emellerine alet olup onlara fırsat vermeyelim. Devletlerarasında daimi küslük olmaz bu zamanda dikkatli olarak devletimizin başarısına zarar vermeyelim. Bizim milletimiz daima hele dış devletlere karşı hep birlik olmuş daima devletinin yanında yer almıştır. Bunu son Türkiye büyük millet meclisinde bütün siyasi partilerin “Kudüs” meselesinde birlikte hareket etmesi çok güzel örneğidir. Böyle devam etmesi daima dileğimizdir.