Başkanın konuğu köşesinde bugün TÜSİAV Sağlıklı yaşam platformu Başkan yardımcısı diş hekimi Funda Özsarı ile dişe dair her şeyi konuştuk.
Veli Sarıtoprak: Sizi tanıyabilir miyiz?
Funda Özsarı: 1989 Ankara doğumluyum. İlk ve ortaokulu Ankara da tamamladıktan sonra, mensubu olmaktan ömür boyu gurur duyacağım Ankara Atatürk Anadolu Lisesinde lise eğitimimi tamamladım. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden Şeref Öğrencisi olarak mezun oldum. Ardından Erciyes Üniversitesi Diş hekimliği fakültesi Periodontololoji Bölümünden uzmanlığımı aldım. Şu an Ankara da kendi polikliniğimde ekibimle beraber gülüş tasarımı ve estetik uygulamalar ile dişeti ve implant ameliyatları alanlarında hizmetler vermekteyim.
Veli Sarıtoprak: Siz dişeti hastalıkları ve cerrahisi uzmanısınız, peki diş hekimliğinde kaç uzmanlık dalı var?
Funda Özsarı: Diş hekimliği alanı kendi içerisinde 8 ana bilim dalına ayrılıyor. *Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı *Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı *Endodonti Anabilim Dalı *Ortodonti Anabilim Dalı *Pedodonti Anabilim Dalı *Periodontoloji Anabilim Dalı *Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı *Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Uzmanlık dalları bu şekilde ayrı olsa da, uygulamalar keskin sınırlar ile birbirinden ayrılmaz, genelde iç içe girmiş durumdadır. Bu nedenle uzmanlık yapmış olsun veya olmasın, her hekimin, her alan ile ilgili hastayı en azından teorik bilgisel seviyede aydınlatabilecek bilgi birikimine sahip olması beklenir.
Veli Sarıtoprak: Ağız ve diş sağlığının hayatımızdaki önemi nedir?
Funda Özsarı: Sindirim sisteminin ilk basamağı ağızdan başlar. Doğru ve düzgün çiğneme yapılamazsa, diğer sistemlerde de hastalıklar oluşur. Bunun yanında ağız ortamındaki bakteri oranının artması veya dişeti hastalığının oluşması ile bakteriler kan yoluyla vücudun diğer sistemlerine dağılır. Dişeti hastalığının birçok sistemik hastalıkla da ilişkisi vardır; mesela kalp hastalıkları, diyabet, solunum yolu hastalıkları, hamilelikte erken doğum riski veya düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelmesi gibi. Örneğin diyabetli bir bireyin, dişeti hastalığına sahip olması ile diyabet rahatsızlığının şiddeti direkt olarak artar. Yani biz diş hekimleri aslında sadece ağız sağlığını oluşturmuyoruz kişilerde, ağız sağlığı ile birlikte tüm vücut sağlığının korunmasında da görev alıyoruz. Günümüzde kalp hastaları, böbrek hastaları, kanser hastaları gibi çok önemli sağlık sorunlarının çözüm tedavilerine başlanmadan önce, "genel diş hekimi muayenesi" konsultasyonu istenir. Önemli ameliyatların öncesinde ağız sağlığının tam olması yönünde diş hekimlerinden onay istenir, ağız sağlığı tam değilse tam sağlıklı hale gelmeden kişinin diğer tedavilerinin cerrahi müdahalesine geçilmez. Özellikle yazımı okuyan ve çocuk sahibi olmak isteyen herkese küçük ama çok önemli bir notum var; planlı gebelikler öncesi anne adayının ağız sağlığının tam olduğuna emin olmak
için bir dişeti uzmanı ile mutlaka teşhis muayenesi yaptırması gerekir, sorunların giderilmesinin ardından anne ve baba adayı yoluna sağlıkla ve güvenle devam edebilir.
Veli Sarıtoprak: Peki günümüzde çok popüler bir kelime var "Gülüş tasarımı" diye, bu tam olarak nedir?
Funda Özsarı: Gülüş tasarımı demek kişinin memnun olmadığı alt yüz bölgesinin görselinin, ona uygun olan değişiklikler ile yeniden tasarlanmasıdır. Gülüş tasarımı aslında şu yönden benim çok önemsediğim bir konudur; bir insan sosyal ortamda rahatça konuşamıyorsa, gülemiyorsa kendini hiçbir alanda da rahat ifade edemez. Hep bir adım geridedir. Kişinin ağız ve diş görseli, onu sosyal ortamlardan geri bırakıyorsa artık hayatına bir dokunuş katılması gereklidir diye düşünüyorum. Ancak şunu bu durum ile karıştırmamak gerekir, çevreniz istiyor diye gülüş tasarımı yaptırılmaz, burada kişinin ne istediği en önemlisidir.
Veli Sarıtoprak: Gülüş tasarımında sadece dişlere mi müdahale ediliyor?
Funda Özsarı : Gülüş bir bütünlük, bir ahenk içindedir. Gülümsemeye başladığımız an önce dudak yanak kasları çalışmaya başlar, sonra dudak pozisyonunu alır ve dişeti ile dişler görünür olur, gülüşün son noktasında tüm bu komponentler son durumuna gelmiş olur. İşte bu anlattığım yolakta, gülüşün güzelliğini bozan her şeye müdahale edilebilir; Dudak ve yanak kasları, dudak şekli, dudak pozisyonu, dişeti ve kemik seviyesi, diş durumu. Aslında gülüş tasarımı, kişiye özel bir elbise dikmeye de benzetilebilir. Nasıl ki elbise kişinin kendi vücut kıvrımlarına göredir, gülüş tasarımı da kişinin tüm bu saydığımız birleşenlerin ihtiyaca göre düzenlenmesi iledir.
Veli Sarıtoprak: Peki son olarak okuyucular için sizin diğer diş hekimlerinden farkınızı söyleyebilir misiniz?
Funda Özsarı: Tıp alanları öğrencilik eğitiminde veya uzmanlık eğitiminde aldığımız bilgilerle daimi meslek hayatımızı sürdürebileceğimiz dallar değildir maalesef. Ekstra kurslar, eğitimler, seminerler ile daha yeni bilgileri ve gelişmeleri takip etmek gerekir. Ben güncel yayınları, gelişmeleri ve yeni teknolojileri yakından takip ediyor olmakla yetinmiyor, aynı zamanda bunları kliniğimde de kullanıma geçiriyorum. Kendimi geliştirme aşığı biri olmak en önemli farkım diye düşünüyorum. Yeri gelmişken şu konuya da değinmek isterim; ülkemizde bizim alanımızla ilgili var olan yaygın bir konu da “diş hekimi veya diş hekimi koltuğu korkusudur”. Bu noktada korkuların aşılabilmesi için hasta-hekim güven ilişkisi ve enerji uyumu, hastanın hekim tarafından anlaşıldığını hissetmesi çok önemlidir. Böyle anlarda hastalarımın korkularını aşabilmesinde yardımcı olan, onları koltukta işlem yapmaya ikna edebilen ve işlem sonrası gülen gözlerle koltuktan kalkabilmelerine vesile olan bir hekim olmak da ayrı bir mutluluğumdur.