Siyasette bile kızardı mı diye kadayıfın altına bakılıyorsa, kazana konan kaz kırk günde kaynamıyor ve türküye konu oluyorsa her alanda her şeyin altına / üstüne bakmak, kızardı mı diye veya kaynadı mı diye el ve göz atmak normal sayılmalı…
Bu sefer bunu futbol üzerine yapalım.
Bakalım altı-üstü kızarmış mı?
Beşiktaş şampiyon oldu, Süper Lig defterini kapattık…
Adanademirspor ile Giresunsupor Süper Lig’e çıktı TFF Birinci Lig defterini kapatamadık. Çünkü bir takım daha çıkacaktı…
Hoş geldin Altay
Play-off maçları tamamlandı ve Altay ile Altınordu finale kaldı. Futbolumuzun efsane kulüplerinden ‘Büyük’ Altay, kendisi gibi efsane bir Altaylı Mustafa Denizli (Büyük Mustafa) ile çıktığı final maçında, futbolu yönetim / yönetişim alanında efsaneleşen bir başka İzmir takımını, Altınordu’yu yenerek Süper Lig biletini alan son takım oldu. Tebrikler…
Altınordu üzerine
Bu defteri kapatmadan diyeceğimi diyeyim:
-Altınordu, Türk futbolcusu ile de finaller oynanabileceğini gösterdi.
-Altınordu, birilerine ‘imkansız’ görünen pek çok tabuyu, anlayışı yıkarak geldi bugünlere.
-Altınordu, finale yükselmek için karşılaştığı Samsunspor maçındaki kadar asılmadı Altay maçına! Özellikle de ikinci yarıda…
-Altınordu, “Şimdilik benim misyonum Süper Lig’e çıkmak değil, çıkabileceğimi göstermek” dedi ve herkesi inandırdı.
-Altınordu, pek çok kişinin sempatiyle baktığı ve içinden, dışından “Süper Lig’e çıksın” diye arzu ettiği takımdı ama Altay da futbolun gerekleri ve gerçeklerine göre Süper Lig’de olması gereken bir takım diye değerlendiriliyordu. Gerekler ve gerçekler galip geldi!
-Mustafa Denizli, futbolcu iken kazandığı ‘Büyük’ unvanını bu yaşta teyit ve tescil ettirdi ya helal olsun! Hem de son üç yılın gol kralını yedek kulübesine çekip ikinci yarı sahaya sürerek maçı koparmasıyla. Heykeli dikilesi oldu vesselam!
Düşe-çıka gidiyoruz!
‘Olağanüstü’ koşullarda yürütülen Süper Lig’de sezon tamamlandı, şampiyon olan oldu, düşen düştü. İş bitti mi? Bitmedi!
Küme düşen takımlardan önce Erzurumspor sonra Denizlispor “küme düşme kaldırılsın” diye kampanya başlattı.
İki takımı birden küme düşen Ankara’da ise konu yoğun biçimde konuşuluyor, tartışılıyor.
Neler söyleniyor…
İsim vermeden görüşleri aktarmak istiyorum:
-Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Erzurum ve taçlandığı Ankara Süper Lig’de temsilcisiz kalmasın…
-Geçen yıl gerçekleşen ve bu yıl da gündeme getirilen ‘küme düşme’ ya da ‘düşmeme’ TFF’nin kararı olacaktır. Saygı duyulmalı…
-Ankara’nın Süper Lig’de bir takımı mutlaka olmalı. TFF kararı ‘düşmeme’ yönünde olursa iki takım olacaktır…
Meselenin özüne inelim
Konuşulanlardan birkaç cümle aktardım ama asıl dile getirilenler takımların idari, mali ve sportif bakımdan kötü yönetildiği; gerekli gereksiz teknik direktör değişiklikleri yapıldığı, yanlış transferlerle kaynakların heba edildiği yönünde…
Son sözüm şudur
Kazandaki kaz gibi kırk günde pişmesen ne
Memeli top misali üfürsem şişmesen ne
Her şey değişir iken değişmezse hiçbir şey
Kümeden insen n’olur alt lige düşmesen ne