16 Nisan 2017 Pazar günü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Türk milleti bu güne kadar bir den fazla referandum gördü ama bunların bazıları ihtilal hükümetlerinin sunduğu referandumdu. Onlar neredeyse silahların gölgesinde gerçekleşmişti. Onun dışındaki referandum Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için yapılanıydı. Şimdiki ise partili Cumhurbaşkanlığının onaylanması veya onaylanmaması için yapılan idi. Ne zaman halkımıza müracaat edilse halkımız demokrasiye inancını ispatlamış %86’lara varan iştirakiyle tercihini kullanmıştır. Bu millet demokrasiye öyle âşık ve bağlı ki seçim günü huzur için de geçer. Sözüm ona yabancı gözlemci gönderen devletlerin hiçbirini sevindirmez, karşılıklı saygı içinde görevini yapar, milletinin tercihinin bir fazlasını alana mührü teslim eder, mührü teslim alanlarda buna layık olmaya bütün milleti kucaklamaya özen gösterir, kendisine oy veren veya vermeyen diye ayırmaz çünkü o artık bütün milletinin Cumhurbaşkanı olmuştur. Demokrasilerde bu çok önemlidir.
Önderimiz ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde bu günlere geldik. Milletin kendi kendisini yönetecek yöneticilerini seçmesi yani demokrasinin kurallarının işlemesini 1923’lü yıllara borçluyuz. Ulu önder öyle güzel temeller atmış ki ne kadar sarsılırsa sarsılsın kimse özüne dokunamaz ve dokunamıyor. Bu millet atasının mirası olan demokrasiyi en iyi şekilde işletmekte ve işletmeye de devam etmektedir. İşte bugün vardığımız bu neticeler onun eseridir. Onun için bizlere bu günleri armağan edenlere ne kadar şükranlarımızı sunsak haklarını ödeyemeyiz. Ancak onların miraslarını tam olarak koruyabilirsek Cumhuriyetin nimetlerini unutmazsak o zaman onlara karşı görevimizi yapmış oluruz. Bu millet hür ve bağımsız yaşamak istiyorsa atalarının emanetlerine sahip çıkmak zorundadır. (Hürriyet benim karakterimdir) diyen Mustafa Kemal’i mutlu edeceksek bayrağa, ezana, milli birlik ve bütünlüğümüze sahip çıkmak zorundayız.
Bunun kıymetini bilemeyerek zaman zaman milletin huzurunu bozmaya çalışan dış ve iç mihraklara kapılmadan devletimize sahip çıkıp birliğimizi bozdurmayalım. Ne dış güçleri nede çeşitli anarşist grupları sevindirmeyelim. Bu milletin kendinden başka dostu yoktur. Bunu hepimizin bilmesi zorunludur. Allah bu milleti her türlü kötülüklerden korusun.