Dedi, kodu üreten. Dedi, kodu konuşan. Aile içi dedikodulardan zevk alan nesiller üretiliyor. Halkın inancını ve kültürünü bozacak her türlü programlar yapılıyor. Dedi kodu denince milyonları ekrana bağlayan programlar reyting kırıyor.
Deniyor… Televizyonlardaki sabah kuşağı programları ve akşam iğrenç reyting şov programları, aileyi ayakta tutan bütün değerleri, dinamikleri dinamitliyor, toplumun altını oyuyor!
Millet de seyrediyor! Devlet de! Televizyon denetleme kurumu ne işe yarar. Televizyonun yaptığı yıkımı hiçbir şey yapmadı bu ülkede! Biri mutlaka sormalı:
Gerçekten haber değeri olmayan programlar bu tolumu nasıl bozuyor. Program yaptığını sanan televizyon reytingcilerine kim dur diyecek. Bunun neresi program pislik ten başka.
Ülkede seksen milyon yaşıyor. Bu programların içerisinde geçen olayları kaç kişi yaşıyor. Milyonlara hitap eden bu ahlaksızlık üreten yayınlar bir an önce kaldırılmalı.
Toplum ahlakını bozan yayınlar için var olan hukuk ne duruyor. Aile yapımıza daha çok zarar versin diye mi yayınlanıyor. Programların içeriği iğrençliklerle dolu…
Kocam beni aldattı. Karım beni terk etti. Çocuğumun sahibi kocam değil. Komşum da hamile kaldım, çocuk ondan çok mutluyum.
Eşim beni sattı. Babam bana tecavüz etti. Kocam beni sermaye yaptı. Çocuğum kayıp gibi uygunsuz dedikodular konuşuluyor. İffetsiz ahlaksız TV programları acilen yanında kaldırılmalı.
Dedi kodu üreten programlar Türk Müslüman aile yapısını ve toplumun ahlakını her geçen gün bozuyor. Ahlaktan uzak programlar gençlerimize hiç iyi örnek olmuyor.
Toplumun ahlak yapısını hedef alan bazı televizyon kanalları her gün biraz daha sınırı aşıyor.
Son yaşanan ahlaksızlık örneği, zinayı meşrulaştıran iğrenç bir hadise, masum bir hadiseymiş gibi gösteriliyor.
Ayrı yaşadığı kocasıyla birlikte programa katılan bir kadının, çocuğunun başka birinden olduğunu belgeleyen DNA testinin sonucu ekranlarında reyting uğruna.
Söz konusu çirkefliği, büyük bir övünçmüş gibi kutlayan kadını izleyenler, onur ve haysiyeti ayaklar altına alan bu nasıl bir aile yapısı dedirtiyor. Toplumun ahlakını, inancını, kültürünü bozan programlara izin verilmemeli.
Ahlaksızlık, terbiyesizlik, densizlik ve çirkefliği kanıksatmaya çalışan TV kanalları ya acilen ıslah edilmeli ya da kapatılmalı değil mi?
Reyting uğruna program sunucuları ahlaksızları programa çıkarmakla kime hizmet ediyorlar dersiniz?
Halkın inancına uymayan, örf ve geleneğiyle bağdaşmayan yayınlara izin verilmemeli. Gündüz kuşağı programları, diziler, filmler adeta ahlaksızlık ve ifsat yarışına girmişken yetkililer üzerine düşen görevleri ciddiyetle yapmalı.
Bugün izin verilen yayınlar açacağı zarlar yârin için çok geç olacak. Halkın inancını ve aile yapısını yok edecek bu yayınlara kim dur diyecek?