Sefer Aşır Eraslan
Suriye’de bir strateji değişikliğine gittik. Moskova’da varılan antlaşma bizim çıkarlarımıza ters ama başka yapılacak bir şey var mı ortaya koyan da yok. Bu antlaşma ile Rusya , Sovyetler birliği zamanında dahi ulaşamadığı bir güce ulaşmıştır. ABD’li dış işleri bakanının da söylediği gibi dünya liderliğine kapmıştır Rusya. Zaten dünyadaki güç dengeleri ve güçlü olma zamanlarına bakıldığında 18. asra kadar dünya güç dengesi Osmanlı Türkleri eliyle Asya’dadır. Bu denge daha sonra Fransızlar eliyle Avrupa’ya geçmiştir. 20. yüzyılda da dengeler İngilizlerin eliyle yine Avrupa’dadır. 1945 yılından yani ikinci dünya savaşından sonra dengeler ABD’ye kaymıştır. Bir yüzyıl daha güç dengesi orada olacaktır. Daha sonra tekrar Asya’ya kayacağı görülmektedir. Bu isterse Rusya eliyle olsun isterse de Çin eliyle olsun mutlaka denge Asya’da olacaktır. Görünen ve en yakın güç Rusya olduğu görülmektedir. ABD, miadını doldurmuştur. Yüzyılın dolmasına belki kalmadan bu güç, ABD’den çıkacaktır. Dolar üzerindeki küçük bir bozdurma operasyonu dahi ABD’yi endişelendirmiş “bir domino etkisi yapmasından” korkulmuştur. Kendi içerisinde isyanlar vardır. Lakin medya ellerinde olduğu için dışarıya sızdırtmamaktadırlar. Ayrıca Rusya’nın yaramazlıklarına ses çıkaramamaktadırlar. İşte güney sınırlarımızda Kürtlere söz verdiği, bir Kürt devleti kurma planını eline yüzüne bulaştırmıştır. Artık Kürtler de anlamalıdır ki Molla Mustafa Barzani zamanında ilan edilen isyan edilen devlet ancak sekiz ay dayanabilmiş sonrasında Rusya desteğini çekince ortada kalmışlardır. Bu günde ABD’nin ipiyle girdikleri kuyuda boğulmak üzeredirler. Artık akıllarını başlarına almalıdırlar. Kardeşçe yaşamanın yollarına tekrar dönmelidirler. Çünkü sırtlarını dayadıkları ABD çaptan düşmüş dağılmak üzeredir. Çok yakın bir zamanda buna şahit olacağız inşallah.
Rusya, dünya güç dengesi olarak yeniden ortaya çıknca, bu gücü elinde bulundurduğu zaman Türkiye kazançlı çıkar mı? Bir defa başka ülkelerin gücüyle abad olan olmamıştır. O güçlü devlet işine gelince şimdi ABD’nin bize yaptığı gibi, yine NATO’nun Gürcü lider Sakaashvili’ye ve Ukrayna’ya yaptığı gibi yapar. Kendin gücünü göstereceksin ki karşındaki senin bu gücünü hesaba katmak mecburiyetinde kalacaktır. İşte en son ABD tercihi. ”ABD, Türkiye gibi bir müttefiki, bir bölgesel olmaktan öte yeryüzü gücünü birkaç eşkıya gurubu olan PKK, PYD’ye değişmez” diyenlerin neden sesi soluğu çıkmaz acaba?Bal gibi değişmiş, birkaç şakiyi Türkiye devletine tercih etmiştir. Allah korusun şayet bir Kürt devleti kurdurmayı başarabilseydi onlardan elde edeceği çıkar bu gün Türkiye’den elde ettiğinden fazla olacaktı. Kırım’ın işgalinde, Osetya probleminde Gürcistan’a karşı Rusya’nın işgaline sadece savaş gemileri ile gösteri yapıp caydırıcı olamayan NATO ve elebaşı ABD, ne uçaktan bir füze, ne de gemiden bir top atabilmiştir. Bütün bunlar batının müttefiklik anlayışını sorgulamaya yetmektedir. NATO ne Gürcistan, ne de Ukrayna için savaşı göze alamamıştır. Türkiye’yi de eşkiyaya tercih ederek ne kadar kaypak ve güvenilmez olduğunu göstermiştir.
Rusya ile bizim çıkarlarımız her daim ters düşmüştür. Dün de bu gün de terstir. Bunu Rusya da bilmektedir lakin bizim batı ile aramızdaki soğukluğu kopmaya doğru çekerek bizi yalnızlaştırmak istemektedir. Çünkü uçak krizinin ilk günlerinde Putin, ”Çeçen olaylarının arkasında da bunlar vardı” demiştir. Putin, İŞİD’ten daha çok onların içerisindeki en korkunç, en vahşi ve acımasız grup olan Çeçen savaşçıları bir araya toplayıp topluca imha etme amacındadır. Bu toplu imha yeri Rakka olur, İdlib olur veya El BAB olur. Yarın bir Tataristan. Başkurtistan krizi neden çıkmasın? Kırım’ın ilhakı dolaysıyla Kırım Tatarları zaten Rusya ile beraber olmaya beraber yaşamaya karşıdır. Türk cumhuriyetlerinin varlığı da şayet birlik olunabilirse Rusya için tehdittir tehlikedir. Rusya bunu elinden geldiğince sabote edecektir. Nitekim ABD ve NATO öncülüğünde, Rusya’nın gözcülüğüne Ortaasya’da oyunlar oynanmaktadır. Bu oyunun adı “Türkiye’siz bir Türk Birliği” çalışmasıdır. Buna Tacikistan ve İran da destek vermektedir. Yeni bir dünya savaşının ”Türkiye yüzünden olacağını” iddia eden batılı siyasetçiler adeta katırların tepişme noktası olarak bizim memleketimizi işaret edip çiğnene ezilen yok olanın bizim olmamızı arzulamaktadır. Sanki hedef gösterilmekteyiz. Ne ABD toprakları ne Rusya toprakları onca bombanın, silahın, ateş yağdırılmasının mekanı olmayacaktır. Ortadoğu olacağı kesin olmasına rağmen umulur ki güzel ülkemiz bu ateş çemberinin dışında kalır. Hani bir şair ne güzel demişti:Üçüncü dünya savaşı topla tüfekle;dördüncü dünya savaşı kazma kürekle”.
Bir tarafta Irak yangını varken beş-altı yıldır bir de Suriye ateşi eklendi. Her ikisinde de ateşe odun taşıyan odun kafalı Müslümanlardır. ABD askeri olsun Rus askeri osun yol gösteriyor diğer sözde Müslüman olma iddiasındaki ahmaklar da birbirini öldürüyor. Bizim çocukluk yıllarımızda it boğuştururduk. Bir iti diğer ite saldırması için kızıştırır” ha kiş kiş”derdik. Onlar da hiç sebepsiz başlarındakiler öyle dedi diye birbirlerini helak ederler, perişan ederlerdi. Aynen öyle şimdiki durum. Bunun adına ”asimetrik savaş” diyorlar. Bu tabiri eski genel kurmay başkanı İlker Başbuğ çok kullanırdı. Söz ona gelmişken bir paragraf da ona açmak isterim.