Rusya ile münasebetlerimiz

Sefer Aşır Eraslan

Rusya ile münasebetlerin akışını değiştirecek anlaşmazlık noktalarına gelince: Evvela yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi Çeçen-Dağıstan Abaza meselesi en derin en spontan mesele. Hemen alevlenip büyüme eğiliminde bir mesele. Bizim müdahalemiz dışında bir olay. Kırım’ın ilhakı diğer önemli anlaşmazlık alanı. Biz bu fiili ve zoraki durumu kabul etmiyoruz tanımıyoruz.

Ukrayna ile aynı fikirdeyiz. Kırım Tatarı kardeşlerimizle aynı düşüncedeyiz. Bu bir işgaldir. Kafkasya’daki durum da kabul edemeyeceğimiz ancak şimdilik fazla ses çıkarmadığımız, zaman zaman dile getirerek hem uyarı hem karşı tarafın gönlünü almaktayız. Azerbaycan-Ermenistan ve Karabağ’ın işgali Rusya’sız olamayacak bir iştir. İşgali Rusya desteği ile olmuş, halli de yine Rusya’nın müdahalesi ile çözülecektir. Şayet yeniden çatışma ihtimali doğarsa inşallah doğmaz biliniz ki bu Rusya’nın tahrikiyle olacaktır.

İdlib konusunda her an yan çizebilecek, her an bir mazeret uyduracakmış gibi duran bir Rusya var karşımızda. Suriye hükümeti ile İran’ın da tahrikiyle her an bir saldırı ihtimali mevcut gibi görünmektedir. Hem Kürtlere destek vermesi hem de Türkiye ‘ye hava sahasını kullanma izni vermesi gelecekle ilgili hesaplarının neticesidir. Rusya bizim her an yan çizip ABD ile müttefiklik moduna döneceğimizi düşünmektedir. İşte hava savunma füze sistemlerinin ABD tarafından serbest bırakılması, çekilme işlemleri ile Türkiye’nin elinin güçlenmesi hep Rusya’nın dikkatle ve hesaplı bir şekilde izlenmektedir.

Bizim de “Türkiye’nin Ortadoğu politikası dünya politikası olmuştur. Ortadoğu’ya yön verecek tek devlet Türkiye’dir” gibi laflara kanıp bir alamete binmememiz lazım. Bütün batı buna Rusya da dahil Osmanlının yeniden canlanmasını istememektedirler. İlk karşı çıkacak olan da Rusya’dır. İhraç ettiğimiz domates ve meyvelere uyguladıkları kendini beğenmiş tavır, uygulamada silahların gücünden kaynaklanan bir burun kıvırmadır. Rusya, stratejik bir müttefik veya dost değil iyi geçinmek mecburiyetinde olduğumuz bir komşudur.

Peki bu olaylar meydana gelirken şimdi sessiz gibi duran bir Rusya neler yapabilir? Elbette şu anda esas oyun kurucu Rusya’2dır. Bize yakınmış görünen bir politika takip ettiği için hınzırca planlarını göremiyoruz. Oysa sahada PYD gibi bir müttefiki vardır. Yine Suriye hükümeti ve İran yanındadır. Bunca güce sahip olan Rusya bizim ABD ile yeniden müttefiklik moduna dönmemiz durumunda sudan bahanelerle şu anda bahane edemediği bahanelerle karşımıza dikilecektir. Bu da ABD’nin oradaki varlığından daha tehlikeli bir durumdur. Fransa ve İngiltere’nin de ordusu vardır lakin onların Arapça tabiri ile “irabtan mahalli yoktur”.

Yerli silah sanayimizin gelişmesi bizi güçlü kılacaktır. ABD ve Rusya gibi büyük havalarındaki devletlere bir ders olacaktır. İstiklal savaşında olduğu gibi mazlum milletler ve Müslüman halklara da kurtarıcı mesajı olacaktır. Dünya dengeleri de böylece yerine oturacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.