Sağlıklı bir ömür geçirebilmek için sağlık anlayışımızı değiştirmemiz şart…

Ümit Yurtkuran

“İnsanlar ölmezler kendi kendilerini öldürürler."

Seneca (Romalı filozof)

Günümüz insanları olarak karmaşık ekonomik sorunlarla baş etmeyi, çok karmaşık bilgisayar programlarını kullanmayı, binlerce bağlantısı olan elektronik cihazları veya çok lüks ve karmaşık araçları tamir etmeyi biliyoruz.

Ama cildimizdeki basit değişiklikler neyi ifade ediyor, günde kaç kez tuvalete çıkmamız gerekiyor veya idrarımızın rengi nasıl olmalı, gibi çok basit soruların cevabını verecek durumda değiliz.

Çünkü "öğretilmiş çaresizliğimiz sonucu" hastalıklar ve sağlık hakkında hiçbir bilgimiz yok. Ve bu günkü sağlık anlayışına göre bu çok basit soruların cevabını bile "sadece tıp eğitimi almış doktorların" vermesi gerekir.

“Yanlış anlaşılmak istemem," burada hasta olmuş insanların doktorlara başvurmadan kendi kendilerine teşhis koyup, kendilerini tedavi etmelerini savunmuyorum.

Sadece birazcık emek verip çaba göstermesi halinde, her insanın kendi sağlığını koruyabilmesi için gerekli ve doğru bilgilere sahip olabileceğini ve bu bilgileri uygulaması halinde "kolay kolay hasta olmayacağını," çok basit bahanelerle doktorları rahatsız etmeden sağlıklı kalabileceklerini iddia ediyorum.

Çünkü yaratıcımız tarafından vücudumuzun canlılığını devam ettirebilmesi ve hasta olmaması için sayısız sistemlerle donatıldığı, her saniye (yaklaşık) on milyon hücremizin yenilendiği, “hücre yenilenmesi için her hücremizde imalat hatları, atık değerlendirme tesisleri, enerji üretim santralleri vs. bulunduğu” bilimsel bir gerçektir.

Tabii ki hastanelere, doktorlara, yardımcı elemanlara, modern tıbbi cihazlara her zaman ihtiyaç vardır ve var olmaya da devam edecektir. Hastalıkların teşhisinde, kazalarda, acil durumlarda, cerrahi müdahalelerde doktorlar ve gerekli ekipmanlar olmadan asla yapamayız.

Ancak "doktorları hayatımız boyunca tüm sağlık problemlerimizin takipçisi, hastalıklarımızın tek iyileştiricisi," iki de bir hasta yakınları tarafından saldırıya uğradıkları için devlet koruması altında çalışmak zorunda kalan sıradan bir meslek erbabı gibi değil de "insanlara bilgece tavsiyelerde bulunabilecek çok değerli az bulunan saygın kişiler" olarak görmemiz gerekmez mi…?

Yeni haftanın yeni umutlara vesile olması dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.