Şairlerin dilinden Ankara -14-

Dursun Erkılıç

Nurullah Genç, “Ülkemin Ankara’sı”nı anlatırken yanındaysanız dikkatli olmalısınız! Çünkü;

(…)

kar simsiyah, yağmur irin kokuyor

bu Ankara, ülkemin Ankara’sı

neden benim şu algın kalbimi

âteş olup, kezzap olup yakıyor

Ardından “Ülkemin Sokakları”na geçerseniz orada da dikkatli olun. Çünkü;

bu sokaklar neden yaralı böyle

ve neden sessizce ölüyor kuşlar

haramiler geçmiş besbelli, birden

geçerken sokağa tuzak kurmuşlar

(…)

kapanmalı canda işleyen yara

kalbimiz kara ki, yüzümüz kara

göğün dudağında hep aynı sitem;

böyle sokaklara, böyle Ankara

***

Öner Yağcı’nın “Merhaba Ankara” demesine bakmayın! Bizi kendinin katılmadığı ancak hatırladığı bir yolculuğa sürüklüyor. Hadi çıkalım:

Ankara’yı benim için de seyredin balkondan

Bu mayıs sabahında aksın canım canınıza.

(…)

Eski tadındaysa Hacıbaba’nın baklavası

İki lokmadan fazla yeyin,

Caneriklerini tuzlayın,

Ağzınızda tutun kirazları

Bana Ankara’yı anlatın özledim caddelerini

(…)

Kızılay’da gezinin akşamüstü

(…)

Sümer Sokak hâlâ mı ıssız?

(…)

Keçikıran otobüsüne benim için de binin

Selam salın Hüseyingazi dağına

(…)

Karşıyaka’ya bir karanfil de benden götürün

(…)

Tandoğan’dan Kurtuluş’a coşkuyla yürüyün

(…)

Bu yıl da böyle geçsin bayramımız

Dayanalım fırtınaya ve ayrılıklara

Nice bahardan sonra merhaba dostlar

Merhaba Ankara.

***

Şairane Ankara turumuzu haftaya başka şair dostlarla devam ederiz…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.