Şairlerin dilinden Ankara -15-

Dursun Erkılıç

Başkent, herkese yer verir gönül köşkünde; herkes de ona…

M. Güner Demiray, farklı bir “Ankara Rüzgarı”nın girdabına kapılır. Ki;

ateş nehrinde gençliğimin

bir bahar gibi patladın ankara

bu yüzden günlüğümün ilk sayfasında

Mustafa Kemal kokan bulvarın yazılıdır

Yine bu yüzden seni

Bozkırın yıldızı bildim

Sancılarımı eğiren şafak vakti

***

İhsan Işık’ın yalnızlığı, “Kuğulu Park’taki Kuşlardan Biri”ne döndürüyor onu…

(…)

Ben kimim bu şehirde Tanrım

Tanıyan yok bilen yok

Ha ben ha Kuğulu park’taki kuşlardan biri

İsmimi antetli kâğıtlardan okuyor herkes

Kaç zamandır kayboldum aramıyor beni annem

***

Niyazi Akıncıoğlu’nun “Altındağ”ı eski Altındağ’dır ki bu fotoğrafı bu şiir dışında bir yerde bulamazsınız:

(…)

Altındağ evleri tenekelidir,

Duvarları kerpiç, güneşe karşı

Bayrağı tutan el, Altındağ’ın elidir

Dosta ve düşmana inat içindir.

***

Dursun Erkılıç, yani bendeniz de Ankara’ya kimi zaman ‘dörtlükler’ ile bakarım ve sevda ile kavga arasında kalırım! O dem;

Ankara gönlünü kapatmış aşka

Hangi yana dönsem karanlık şimdi

Ne var diye baktım kavgadan başka

Sadece yürekler pür u nur şimdi

Kimi zaman da ‘Elhan-ı Şita’ sonrasının dondurucu soğuğuna teslim olurum;

Sonbahar mevsimi soğuk tenlidir

Ankara o demde ayaz mı ayaz

Kar yağmışsa eğer ak-pak tenlidir

Ankara o vakit beyaz mı beyaz

***

Şairane Ankara turumuzu haftaya başka şair dostlarla devam ederiz…

(Fotoğraf: S. Ali ÜNAL)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.