Şairlerin dilinden Ankara -6-

Dursun Erkılıç

Ankara’yı şair dostlarla gezerken ne ile karşılaşacağımızı kestirmek mümkün değil…

M. Mahzun Doğan, “Eşkiyanın Elleri, Fesleğenler ve Kanayan” üzerine bir şeyler söylüyorsa işi zor. Çünkü “Pankart Açtı Kalbim Milli Müdafaa Caddesi’nde”den başka yolu yoktur…

Ahmet Ada;

“Belli ki bugünler Ankara’dasın
Kızılay’da lirik şiirler dağıtıyorsun”

Diye kime seslene ki?

Cevat Akkanat, “Battaniyeciler”e rastlayınca onları resmeden durur mu?

(…)

üç dolmuş battaniye ve
üç dolmuş aile
dert sarısı yüzler…

ötede azgın
ve soğuk
k’ankara…

M. Sunullah Arısoy, Hava Uzun” der ama kısa anlatır:

3.

Bu şehir Ankara. Bu meydanın adı Ulus. Bu anıt.
Bu gördüğünüz, saat on iki kalabalığıdır.
Bakın bu kadını, her gün ben görürüm, hep bu saatte,
Hep karşıya geçerken, bir durup bakar iki yana...
Bakar tabiî… Daha genç… Yaşamak iyi…

Ahmet Doğru ruh hali için;

“aydınlığımı yazmaya bağlıyorum”

Diyor ama;

“Ankara kara kar/altında”

Mevsim gerçeğini de görmezden gelmiyor…

Mehmet Aycı’nın “Ağır Ağır Ankara”sını gezerken;

Bir şehrin gözlerinde çokça melal olmalı
Kaşını çattığında caddeler lal olmalı

Gül rakısı içtiği bağ evi Tanpınar’ın
Biraz rüya olmalı, biraz masal olmalı

Liseli yosmaların kor dudakları gibi
Kızılay’da zamanın rengi al al olmalı

Döner üstü Kavaklıdere isteyen adam
İstanbul hasretlisi Yahya Kemal olmalı

Durdu Şahin’ e göre Ankara, “Ankara-I”de şöyledir:

Türkiye’nin yüreği, başkentidir,
Kendini Türk bilenin öz kendidir.

Şairane Ankara turumuz başka şair dostlarla sürecek…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.