Bugün Emsal’ına ilk defa şahit olduğum olayı anlatayım siz değerli okurlarıma. Ünlü Kalp Cerrahı, Reşat Mahmudov, yeni doğmuş, fakat ciddi kalp hastası, minicik yavrumuzu ameliyat yapmıştır; ayrıca, ekibi adına minicik yavrumuza “Açık mektup” de yazmıştır. Gerçekten olaya duygulandım. Fakat mektubun özel bir yanı da vardır; çünkü mektup-aynı zamanda bu gün dünyamızı kâbus gibi etkisi altına almış Covid 19 menfur virüsün dolaştığı tüm dünya yavrularına da ait olduğunu fark ettim. İşte mektubu her kesin okumasını isterim; mektup, romantik yönüyle etkilidir, akıcıdır ve düşündürücüdür. Tüm dünya insanlarını adeta birliğe, kardeşliğe çağrıda bulunuyor…
Plastik Rekonstruktiv ve Plastik Cerrah: Tale Neimetzade
Kardeş Türkiye, tüm alanlarda bütün değerleriyle her zaman Azerbaycan’ın yanında olduğunu vurgulayan Reşat Mahmudov şöyle diyor: “Bu ameliyatlar sadece bölge adına değil, dünya adına bir yeniliktir. Çünkü çocuk hastaya kalp ameliyatı ve karaciğer naklinin aynı anda yapılması, dünya literatüründe yoktur. Bununla sadece Azerbaycan Tıbbı değil, Türkiye’deki bütün Hocalarımız da gurur duymalıdır. Bu aynı zamanda Türkiye’nin-dünya Tıbbındaki başarısı sayılmalıdır.
Bugüne kadar 8 binin üzerinde açık kalp ameliyatı yapan, Kalp Cerrahı, Reşat Mahmudov, 500 organ nakli ameliyatı gerçekleştiren Mircelal Kazımi, öte yanda bine dek Estetik, Plastik ameliyatlar yapan-Tale Neimetzade vardır. Türkiye’de Yüksek Eğitim almış, uzman üç fidan, üç kırlangıç… Daha nice-nice kırlangıçlarımız vardır vatanımızda. Hepsi de Türkiye’de eğitim almışlar. Halkımız, dünya düzeyinde yetişkin, üstün başarıları ile ün kazanmış, yetenekli Cerrahları ile gurur duyuyor. İşte o mucize mektup:
UYAN, EY UYUYAN MEHMETÇİĞİM
“Sevgili yavrum!
Bu gün sıradan bir gün değil-Pazar Günüdür! Bu gün sıradan bir ay da değil-Mart ayıdır! Yani, aziz Nevruz Bayramının ilk günüdür; toprağa yeni nefes, yeni sıcak can gelen bir günü yazıyoruz! Hangi yıldır-onu yazmayacağım. Umurumda değildir, ama ne sen ve bütün dünya bu yılı hatırlamak, bu yıl ile övünmek bile hiç istemez. Çünkü hepimiz, bütün beşer insanları tam sessizlik ve intizar içindeyiz... Tüm dünya insanları korku ve umutsuzluk içinde yeniden sabahın açılmasını heyecan ve teşviş dolu bir umutla bekliyorlar… Her kes evlerine mahpus gibi sığınmış. Sokaklar bomboştur… Evlere ne giden vardır, ne de gelen! Tüm dünya teşviş ve heyecan içinde… Dünya insanları üzüntü yaşıyordur. Kolay değil-ölümler her an, her saat, her gün artıyor…
Sevgili yavrum, sen ise bütün bunlardan habersizsin, çünkü dünya senin için koyu bir karanlıktır; hayat ise ebedidir ve idraki zor bir varlıktan oluşuyor. Senin sağlığın ve gelecek yaşamın da bizlerin heyecan ve gerginliklerle dolu anlarımızın elindedir! Sen ne kadar umutsuz ve masumsun yavrucuk! Hala 40 günün tamam olmayan bir günde - baban, annen, yakın akrabalar senin gelecek talihini düşünüyorlardı, sevimli yavrularının hayatını korumak için o umut ve intizar dolu yüzücü bakışlarını, kurtarıcılar olan biz hekimlere tuşlamışlardı… Gözlerde hüzün ve keder, hasret dolu yaşam aşkıyla çırpınan karmaşık yalvarış duygularını sezmek o kadar de zor değildi. O anda bizler senin ağır hastalığın hakkında doğmalarınla konuşuyorduk, o minicik yüreğinde olan çok mürekkep eksilikleri müzakere ediyorduk. Beyin damarlarının etrafı fazlasıyla zedelenmiş durumundaydı… Ve… Sonunda karar verdik: hemen ameliyata almalıyız seni! Yapacak başka çare yoktu, anlıyor musun, yavrucuk? Çok tehlikeli ve riskli bir karardı. Çünkü ameliyatta ve ya ameliyattan sonra reanimasiyada seni yitirmek ihtimali de vardı! Tanrım, bizi bu umutsuzluktan kurtar, ne olur acı-acı düşünüyorduk…
Bak, bizler de bu üzüntüyü içimizde yaşıyorduk, baban ve yakın akrabalarına bildirmemeye gayret ediyorduk. Bu nedenle bizlere zor olsa bile yüzümüzdeki sevinci göstermeye çalışıyorduk. Öte yanda içimizden sıcak sular nehir gibi akıyordu…
Sevgili yavrum, vahim bir tehlike, bela sadece senin dünyaya merhaba dediğin ülkenin değil, tüm dünyanın başında kâbus gibi duruyordur. Fakat ameliyat olunmasan da, yaşamak şansın-ne yazık ki, hiç yok…
Türkiye’de Eğitim almış Azerbaycanlı Cerrahlar: Reşat Mahmudov ve Mircelal Kazımi.
Sevgili yavrum!
Bütün bu risklere ve ihtimallere bakmaksızın, velilerinle ortak bir mutabakata vardık: senin mutlaka yaşaman için elimizden gelen tüm olanakların en iyisini bu mükemmel ekibimle muhakkak yapmaya gayret edeceğiz. Sonuç ne oluyorsa olsun, yaşadığımız dünyada ve cenneti mekânda sana alnı açık cevap vere bilmek için babanla el sıkıştık ve-Ya Allah, deyip ameliyata başladık… Yürekteki tüm problemlerinle birlikte beyine giden damarların (bunlar-“arkus”, “aorta”, “isthmus”) hipoplastik olan bütün çevreleri rekonstrüksiyon olundu. Tanrıya şükürler olsun! Ameliyat tahammül ettiğimizden ve planladığımızdan daha başarılı geçti. Minicik yavrum, şimdi sen reanimasyondasın. Ve sessiz-sedasız, güvenli şekilde şirin bir uykudasın ve çevrendeki olaylardan habersizsin. Tanrıya şükürler olsun – o minicik, yaralı kalbin, tik-tak, tik-tak, nabız gibi aramla atıyor… Fakat ebedi yaşamın uğrunda ekibimizin endişeleri hala bitmemiştir, yavrum! Bu meşakkatli günlerde seni-sağ kalıp yaşamak namına uzun ve keşmekeşli mübareze yolu bekliyor, anlıyor musun? Bu zor ve çetin yolda sana uğurlar diliyoruz. Yolun açık, ömrün uzun ve barlı olsun, yavrucuk! Fevkalade sağlam ve tehlikesiz ortamda ömrünü doyasına yaşa, minicik yavrum!
UYAN VE DÜNYADAKİ ZORLUKLARI İDRAK ET
İzin ver de sana bir sırrı da açayım: senin gibi binlerce yavruları ameliyat yaptık. Genelde biz hekimler çok zor ve tehlikeli ameliyat yaptıktan sonra heyecanla bekliyoruz: bekliyoruz ki, her şey iyi sonlukla bitsin ve biz açık mektup yazalım. Fakat be seferinde aceleye geldik. Biliyor musun neden? Düşünüyoruz ki, senin o küçük dünyan ile bizim yaşadığımız büyük dünyamız – bu gün sabahına olan inam sınavından geçiyor. Yavrucuk, inan ki, bizler de ilk defadır bunları duyuyoruz! Ailen olarak, hekimler olarak büyüklerimiz ve devlet olarak, insanlık olarak dünyada olan bütün problemler ve çekişmelere bakmaksızın, senin için ve geleceğe inam için elimizden gelen her şeyin en iyisini yapmaya çalıştık! Eğer zafer çalmış olsan, biz de kazanmış olacağız! Bizler de geleceğimize, açılan her sabahımıza olan inamı ve umudu kazanmış olacağız, yavrum! Eğer bu hayat ve ölüm savaşından zaferle çıkmış olsan, anlamalısın ki, seni çok güzel bir dünya gözlüyor, minicik yavrum! İnan ki, baba-annenin ve bizlerin de yaşadığı dünyadan da güzel bir dünya seni göğsüne alacak. Senin haberin bile yoktur, bu gün Covid 19 adında çok tehlikeli bir virüs dünya insanlarını eziyor, yok etmeye kalkmıştır; onun sayesinde bizler, kin, nefret hislerimizi unutmaya başladık, tam tersi-bir birimizi daha çok sevmeye başladık. Doğru, öpüşerek, bir-birimize sarılmasak da, sen emin ol ki, yaşamış olsan, gelecekte daha çok içtenlikle kucaklaşacağız bir birimize, minicik yavrum! Sen dünyaya gelmeden önce dinler, diller, renkler, Okyanuslar, yüce Dağlar, nehirler, zaman-zaman da mahalleler bile ayırıyordu bizleri…
GÜZEL BİR DÜNYA SENİ BEKLİYOR
Eğer sen yaşamış olsan, seni daha çok sevecekler. Neden biliyor musun? Çünkü muasır yaşam tarzı insanlara tek bir Güneş’e, tek bir Aya ve ortak Semaya sahip olduğumuzu yeniden hatırlattı… Bunları senin de görmen gerekiyor; buna göre de yaşamalısın, senin zafer çalmanı istiyoruz; hatta gelecekte dilini bilmeseler bile, insanlar seni daha çok anlayacaklar, anladın mı bir tanem?
Mışıl-mışıl uyuyorsun, yaralı kalbin tik-tak, tik-tak atıyor; hepimiz senin zafer çalmanı sabırsızlıkla bekliyoruz ve kalk ayağa, yavrum, diyoruz. Neden biliyor musun? Çünkü senin ameliyatın o kadar başarılı gerçekleşti ki, ben babana söylemek istedim ki, daha bir Mehmetçiğimiz savaşa gitmeye hazırlanıyor. Fakat düşündüm de ileride senin savaşa gitmene ihtiyaç kalmayacaktır, yavrum. Çünkü sen büyüdüğünde artık ülkeler, insanlar bir-biriyle savaşmayacaklar, buna ihtiyaç kalmayacaktır.
Sen dünyanın mucize evladısın, ama senden bir isteğimiz vardır. Büyüdüğünde mutlaka Hekim ol, hatta bizlerden de iyi bir Hekim. Çünkü senin yaşayacağın dünyada-ülkemiz, şehirlerimiz daha muhteşem, daha mucizelerle dolu olacaktır yavrucuk!
Ama sen de öyle bir güzel vatandaş, öyle bir Hekim olmalısın ki, yenidünyamızda hiç kimse, hiç bir şeyden-hiç zaman bu günkü gibi korkmasın yavrucuk! Şimdi neden senin mutlaka yaşamanı çok istiyoruz, yavrucuk, anladın mı? Çünkü bu gün senin ailen, bizim ülkemiz-daha çok yaşamak istiyor. Bunu idrak etmeni istiyoruz!
Sana derin hürmet ve sevgiyle!
Hekimler adından: Reşat Mahmudov!