Spor Toto Süper Ligin 2. haftası Pazartesi akşamı oynanan Konyaspor-Başakşehir ve Kasımpaşa-Fenerbahçe maçları ile tamamlandı. Keyifli ve futbol adına sürpriz sonuçların alındığı bir hafta oldu.
Şampiyonluk için oynayan takımların maçları bu hafta ilginç sonuçlar doğururken, geçen yılın şampiyonu Trabzonspor istikrarlı görüntüsüne devam etti. Trabzonspor iyi oynamasa da geçen yıldan bu yana kazanma alışkanlığını devam ettiren ve bunu 1 yıldır en iyi yapan takım olma hüviyetinde.
Aslında Hatayspor’un bay geçirdiği bir haftadan sonra sezona nasıl başlayacağını merak etmiyor değildim. Çünkü Hatayspor’u Süper Lig’e çıkaran ve ilk iki yılında iyi top oynatıp, takımını üst sıralarda tutan Teknik Direktör Ömer Erdoğan’ın takımını bıraktıktan sonra Hatay’ın ne yapacağı tüm futbolseverler tarafından merak da ediliyordu.
Hatayspor, Trabzonspor karşısında zaman zaman fena da oynamadı, fakat Trabzon gibi zorlu bir deplasmandan hem de geçen yılın şampiyonundan puan alması çok da zordu. Trabzonspor şu ana kadar oynadığı resmi maçlar da kalesinde gol görmedi. Maçın kırılma anlarında kaleci Uğurcan Çakır’ın kendinden emin bir iki kritik kurtarışı Hatay’a puan için şans tanımadı.
Haftanın sürpriz sayılabilecek sonucunu şampiyon adaylarından Galatasaray kendi sahası ve seyircisi önünde Giresunspor’a 1-0 yenilerek aldı. Sarı kırmızılılar yine bu sezonda inişli çıkışlı bir grafiğe imza atacak gibi görünüyor. Kaybedilen Giresunspor maçı sonrası Galatasaraylı yönetici ve taraftarların hakeme yüklenmesini anlamsız buluyorum. Hakem ufak tefek hatalar da yapsa genelde iyi maç yönetti.
Defansta yeni transfer Abdülkerim Bardakçı’nın yaptığı hata inanılır gibi değil, inşallah bu hata Abdülkerim’i moralini bozup geriye götürmez. Bu tip hataları özellikle Türk takımları çok yapıyor. Geriye oynamaktansa ileriye uzun vurmak veya topu kornere, taca atmak defans oyuncuları için daha tercih edilebilir bir durum olmalı.
Cimbom’un yeni golcüsü Seferoviç’in iki maçta da gol atamaması ilginç bir durum. Aynı zamanda Kerem Aktürkoğlu da bu maçta eski görüntüsünden çok uzaktı. Yunus Akgün henüz Adana Demirspor’daki performansından uzak. Yeni transferler de henüz bir varlık gösteremedi, fakat Oliveria’yı beğendim iyi kumaşı var.
Galatasaray’ın Antalya’da uzatma dakikalarında bulduğu gol ile maçı kazanması ve Muslera’nın penaltıyı kurtarması ile Antalya gibi zorlu bir deplasmandan 3 puanı alması kendi adına iyi idi ama oynadığı oyun sanki Giresun maçının iyi gitmeyeceğini göstermişti. Bu görüş de futbolseverleri yanıltmadı.
Beşiktaş bu hafta tam kabusu yaşadı. Alanya gibi zorlu bir deplasmanda ilk 30 dakikada 3-0 öne geçmek her babayiğidin yapacağı bir şey değildi. Ama ne olduysa 30. dakikadan sonra oldu. Önce Emrecan’ın ağır bir kararla kırmızı kart görmesi, sonrası ise Valerien İsmael’in korkakça taktiği ve yanlış oyuncu değişiklikleri ile Kartal bir anda yerle bir oluverdi. Alanya öyle hafife alınacak bir rakip değil, geçen hafta İstanbul’da Karagümrük’e 4 gol atmış bir takım 3-0 öne geçsen de hafife alınabilecek bir takım değil.
Alanya’nın iyi bir kadrosu var, çok koşan mücadele eden bir takım, çok pozisyona giriyor ve atıyorlar. Beşiktaş teknik direktörü 3-1’den sonra tamamen panikledi ve bu panikle ne yapacağını şaşırdı, yanlış üstüne yanlış yaptı. Takımı çok geri çekti, iyi oynayan oyuncuları çıkarıp Alanya’nın eline büyük koz verdi ve kaçınılmaz sonunu da kendi hazırladı.
Vegorst da Seferioviç gibi henüz gol atamadı. Fakat Vegorst çok faydalı bir santrafor. Gol atmasa da arkadaşlarına alan açıyor, top indiriyor, duvar oluyor, mücadele ediyor. Kartal’ın çok acilen Josef De Souza’ya ihtiyacı var gibi görünüyor, yoksa orta alanda dinamizmini sağlayamayacak.
Salih Uçan iyi oynuyor ama Josef’in varlığı bir başka. Atiba artık iyice yaşlandı, eski gücü ve mücadeleci ruhu yok. Kasımpaşa’da harikalar yaratan Jackson Muleka neden hala takıma adapte olamadı anlamak mümkün değil, halbuki çok iyi bir yetenek. Genç futbolcular bir an önce takıma monte olmalı yoksa Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi bir varları bir yokları oynayacak gibi duruyor. O zaman da meydan tamamen Trabzon’a kalır.
Gelelim Pazartesi günü oynanan Kasımpaşa-Fenerbahçe ve Konya-Başakşehir maçlarına. Konyaspor’a aniden bir şeyler oldu. İnanılır gibi değil, Muhteşem bir sezonun ardından bu sezon başı da Avrupa kupasında iki muhteşem Bate Borisov maçları oynadı. Sonra ne oldu bilinmez. Önce Vaduz’a sürpriz bir şekilde kendi evinde yenilerek elendi. Bu sonuç Konya’yı sürklase etti. O günden sonra adeta yokları oynuyor.
Konyaspor, Bate Borisov maçlarından sonra çok müthiş havaya girmiş, futbolcusundan, teknik direktörüne, yöneticisine ve taraftarına kadar kimsenin ayakları yere basmamıştı. Bu kadar hava takımın çabuk patlamasına sebep verdi. Ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin. Bu atasözü herkesin kulağına küpe olsun.
Başakşehir, Emre Belözoğlu ile yine bildiğimiz gibi. Ayakları yere sağlam basan, bol paslı, dikkatli ve iyi oynayan bir takım. Şampiyonluk yarışında Trabzonspor’dan sonra en çok şans verdiğim takım Başakşehir. Aynı çizgiyi devam ettirirlerse ilk dörtten aşağı asla düşmezler. Kendilerine bol şans diliyorum.
Haftanın son maçında Fenerbahçe Kasımpaşa deplasmanında idi. Bir önceki hafta kendi saha ve seyircisi önünde son dakikalarda attığı golle Ümraniye’den beraberliği ancak kurtarabilen Sarı Kanaryanın, Başakşehir’den ilk hafta 4 yiyen Kasımpaşa karşısında ne yapacağı merak konusu idi. Çünkü Fenerbahçe’de teknik direktör Jesus’un ne yapacağı, nasıl kadro çıkaracağı, nasıl bir sistemle ve nasıl bir oyun oynayacağı henüz tam olarak anlaşılabilmiş değil. Kendi getirdiği futbolculara yer açabilmek için geçen yılın iyi oynayan futbolcularına şans vermeyen veya zoraki şans veren bir yapıya sahip.
Bu 6-0’lık sonuç Fenerbahçe camiasını aldatmamalı. Sarı-Lacivertliler de henüz bazı sorunlar bitmiş değil. Birkaç futbolcunun iyi performansı ile yol alıyor Kanarya. Kasımpaşa takımı çok kötü bir takım. Geçen yılki iyi kadrosundan 6 futbolcusunu kaybetmiş, sezon başı da bazı eksiklikleri var. Üstelik 16. dakikadaki kırmızı karttan sonra maça ortak olmaları mümkün değildi. Yine de rakibin defansının arkasına birkaç kez adam kaçırdılar, fakat bu bir veya iki cılız pozisyondan da faydalanamadılar.
Fenerbahçe Valencia’nın normalden daha iyi bir performansı, genç Arda’nın olağanüstü yetenekleri, kaleci Altay, sağ ve sol bekler Samuel Osayi ve Ferdi’nin iyi oyunlarını devam ettirmeleri, Zajc’ın yeniden takıma girmeye başlamasıyla biraz etkili oldu. Önümüzdeki hafta Ligin flaş takımı Adana Demirspor ile kendi sahasında oynayacak. Bu maç öyle Kasımpaşa maçı gibi kolay bir maç değil. Demirspor’un çok iyi bir kadrosu var. Bu yıl daha da iyi sonuçlar alacaktır. İyi de bir hocaları var. Belhanda, Akintola, Balotelli, Gökhan İnler, Asambalonga isim yapmış ve iyi futbolcular. Öyle kolay yutulur lokma değil. İstanbul’da Fenerbahçe’den puanlar alırsa kimse şaşırmasın.
Kısacası Fenerbahçe Kasımpaşa karşısında alınan 6-0’lık galibiyete bakıp da bazı sorunlarını hallettiğini düşünür de rakipleri hafife alırsa çok büyük yanılgıya düşer. Jesus da öyle denildiği gibi dünya çapında büyük bir hoca ise bunu dikkate alır ve yine bir aptallık yapmaz.