GİRİŞ…
anadolugazete.com.tr'de 19.05.2024 tarihli bir önceki makalemin başlığı “Başlangıç ve Boyun Eğmemenin Diğer Adı” şeklinde idi. Yazının konusu da 19 Mayıs 1919 tarihinin, anlam ve önemine ilişkindi. Bugünkü makalem de bir anlamda o makalenin devamı mâhiyetinde olup 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemâl Paşa’nın 19-25 Mayıs 1919 tarihlerindeki Samsun’daki günlerine ilişkin olacak.
GELECEĞİ İNŞÂ EDEN GEÇMİŞ…
Kökleri toprağın derinliklere doğru uzanan ağaçların fırtına, sel ve benzeri doğal âfetler esnasında devrilmeden durabilmesi de kuvvetle muhtemel mümkün olacaktır. İnsan ve toplum yaşamında da istikbâl bir anlamda köklerdedir. Geleceğe ilişkin sağlıklı öngörülerde bulunmak bugünün layıkıyla anlaşılmasıyla, bugünün layıkıyla anlaşılabilmesi ve bugüne hak ettiği anlamın yüklenebilmesi de varsa anlamlı bir geçmişin bilinmesiyle mümkündür.
MÜTÂREKE SONRASI…
30 Ekim 1918 tarihinde, Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri adına İngilizler ile imzalanan imzalanan Mondros Mütârekesi, Osmanlı Devleti’nin tam anlamıyla teslim olmasıydı. Mütâreke’nin hemen ardından 2/3 Kasım gecesi İttihat ve Terakkî (İvT)’nin ileri gelenleri olan Talat Paşa, Enver Paşa ve Cemal Paşa ile Dr. Nâzım ve Dr. Bahaeddin Şakir yurt dışına kaçmıştı. Bu zevatın yurt dışına kaçmalarına göz yumduğu gerekçesiyle Sadrazam Ahmet İzzet Paşa Hükûmetine Padişah ve muhalefet sert tepki göstermişti. Padişah Vahidettin önce istemediği kişilerin kâbineden çıkarılmasını talep etmiş, birkaç gün sonra da Ahmet İzzet Paşa’yı görevden çekilmeye davet etmişti.
Müttefikler kendileri için tehdit addettikleri Rusya’daki Bolşevik tehlikesine karşı tedbir gerekçesiyle, diğer yandan da Osmanlı Devleti’nin parçalamaya yönelik savaş döneminde kendi aralarında yapmış oldukları gizli antlaşmalar gereği 13 Kasım’da elli beş adet savaş gemisinden oluşan bir donanmayla İstanbul’a gelerek Dolmabahçe Sarayı önüne demir atıp aynı gün karaya asker çıkardılar. Böylece İstanbul’da Mütâreke Dönemi denen dört yıllık acı günler başladı.
Padişah’ın da isteği üzerine Ahmet İzzet Paşa Hükûmetinin 8 Kasım’da istifa etmesi üzerine 11 Kasım’da kurulan Ahmet Tevfik Paşa Hükûmeti 18 Kasım’da Meclis’ten güvenoyu almış olsa da Vahidettin iç politikayı kontrol edebilmek için Tevfik Paşa kabinesinin kurulmasından bir ay kadar sonra 21 Aralık’ta İttihatçıların çoğunlukta olduğu Mebûsan Meclisi’ni feshetmişti. Böylece İstanbul’da fiilî iktidar, artık Padişahın ve gâlip devletlerin temsilcilerinin elindeydi.
SAMSUN’A GÖREVLENDİRME VE SAMSUN’A ÇIKIŞ…
Mütâreke sonrasında adeta kalmayan devlet otoritesi nedeniyle Karadeniz bölgesinde bağımsız bir devlet kurma hevesleri daha da artan Rumların bu bölgede çıkardıkları karışıklığa son vermek ve böylece İngiltere’nin bölgeyi işgâl etmesini önlemek üzere “9. Ordu Müfettişi” olarak geniş yetkilerle bölgeye görevlendirilen Mustafa Kemâl Paşa 15 Mayıs 1919 tarihinde maiyetiyle birlikte Bandırma vapuru ile İstanbul’dan ayrılıp 19 Mayıs’ta da Samsun’a çıkmıştır.
ÜLKENİN GENEL DURUMU…
Mustafa Kemâl Paşa’nın Samsun’a gelmesi, Türk siyasî hayatında yeni bir devrin başlangıcıdır. Bu tarihten itibaren Millî Mücadele gün geçtikçe ivme kazanmış, bir tarafta zayıf da olsa devletin ve kurulu düzenin varlığını sürdürmek için her türlü aşağılanmaya katlanarak Müttefikler ile iş birliği hâlinde varlığını sürdürmeye çalışan ve birkaç yıl daha varlığını sürdürecek olan İstanbul’daki yönetim, diğer tarafta da ülkenin toprak bütünlüğünü ve millî bağımsızlığı korumak maksadıyla Anadolu’da mücâdeleye başlayan Mustafa Kemâl Paşa ve onun etrafında toplananlar yer almıştır.
İSTANBUL’A GÖNDERİLEN TELGRAF VE RAPORLAR…
Mustafa Kemâl Paşa, 20 Mayıs’ta Sadâret makamına gönderdiği telgrafta, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin (19.05.1919) millet ve orduyu derinden üzdüğünü, ordunun ve milletin bu haksız tecâvüzü hiçbir biçimde sindiremeyeceğini, Padişah ve Hükûmetin kesin teşebbüs ve icraatıyla milletin hukukunu koruyacağına olan güvenden dolayı sükûnetin korunabildiğini bildiriyordu.
Yine aynı gün Sadâret makamına gönderdiği bir diğer telgrafta da İngilizlerin Mütâreke hükümlerine aykırı tutumlarda bulunduğunu yazıyordu. Mustafa Kemâl Paşa’nın bu telgrafta belirttiği gibi İngilizler Mütâreke hükümlerine aykırı olarak 9 Mart’ta Samsun’a iki yüz asker çıkarmışlar, 17 Mayıs’ta ise yüz asker daha çıkarmışlardı. Bunların aralarında, 3. Kolordu Karargâhının bulunduğu “Sivas denetleme subayı” unvanlı Yüzbaşı Richard ve Yüzbaşı Miles isimli iki subay da vardı.
İngiliz siyasî temsilcisinin söylediğine göre Samsun’daki İngiliz askerlerinin bir kısmı Sivas’a gönderilecekti. Mustafa Kemâl Paşa’ya göre, İngilizlerin Mütâreke hükümlerine aykırı olarak istedikleri yere asker çıkarıp müfrezelerini Anadolu içlerine göndermeleri hâlinde, Osmanlı Hükûmetinin etkinliği ve varlığı sorgulanacak, bu gelişmelerden halk da şüphesiz ki fevkalâde olumsuz olarak etkilenecek olup böylesi bir ortamla karşı karşıya kalınmaması için Hükûmetin Mütâreke hükümlerine aykırı tutum ve davranışların önüne geçmesi ve bu türden siyasî gelişmelerden haberdar edilmesi uygun olacaktı.
Mustafa Kemâl Paşa, 21 Mayıs’ta Harbiye Nezâretine gönderdiği raporda ise bölgede asayişsizliğin asıl kaynağının Ermeni ve Rumlara ait olduğunu uzun uzun izah ettikten sonra, asayişi teminin Ermeni ve Rum çetelerinin siyasi emellerinden vazgeçmeleri ile sağlanacağını vurgulamıştır. Raporda yer alan bu bilgilere göre Mustafa Kemâl Paşa oldukça kısa bir sürede olayı geniş çevrede araştırabilmiş, bölgedeki asayişsizliğin nedenlerini açık bir şekilde ortaya koymuştu. Mustafa Kemâl Paşa, aynı raporda, özellikle Müslüman ahâliyi Rum tecâvüzlerinden korumak için aldığı bazı tedbir ve sonuçlarını kısa süre içinde ilgili makamların bilgilerine sunacağını da bildirmiştir.
Mustafa Kemâl Paşa 22 Mayıs 1919 günü de kurmay heyetinden birkaç kişiyi Samsun İngiliz Siyasî Temsilcisi Yzb. Horst, Askeri Denetim Memuru Yzb. Zolther ve Siyasî Denetim Memuru Yzb. Mill ile görüşmüş ve bu görüşmelerde edindiği kanaat ve bilgileri aynı gün başka bir rapor ile Sadâret makamına iletmiştir. Bu raporda Mustafa Kemâl Paşa 21 Mayıs’taki raporunda bahsettiği Samsun’daki eşkıyalığın nedenleri ile ilgili hususların İngiliz temsilciler tarafından da doğrulandığını ifade etmiştir. İzmir’in işgâliyle ortaya çıkan durum ile ilgili olarak İngiliz subaylarının ortaya koyduğu Osmanlı Devleti’nin artık tek başına Türkiye’yi yönetemeyeceği ve yabancı devletlerin yardımına ihtiyaç duyacağına dair kanaatlerinin karşısında kendilerine cevap olarak Samsun’daki asayişsizliğin harp [I. Dünya Savaşı] yıllarında Rumlar tarafından başlatıldığını söylemiş Rusların [I. Dünya Savaşı yıllarında] buna destek olduklarını ve bunun üzerine bazı Rumların bölgeden göç ettirilmek zorunda kalındığını belirtmiş, bununla birlikte Rumlar siyasi emellerinden vazgeçerlerse, bölgedeki asayişsizliğin ortadan kalkacağını ve Türk milletinin yabancı yönetime katlanamayacağı hususlarını bildirmiştir.
Mustafa Kemâl Paşa, Samsun’da bulunduğu sırada, bir yandan göreviyle ilgili faaliyetleri sürdürürken, diğer yandan da ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak bazı komutan arkadaşlarıyla yazışmalar yapmıştır. Nitekim 21 Mayıs 1919 tarihinde 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya gönderdiği “kişiye özel” şifreli telgrafta ülkenin almakta olduğu vaziyetin kendisinde büyük üzüntü ve kaygı uyandırdığını, millet ve memlekete borçlu olduğu bu son vicdani vazifeyi birlikte çalışarak yapmanın mümkün olacağına inandığını söylemiş, bu sebeple bir an önce kendisine mülaki olacağını, ancak Samsun ve havalisinin vaziyetinin asayişsizlik yüzünden kötüye gittiğini, bu nedenle burada birkaç gün daha kalacağını bildirmiştir.
Mustafa Kemâl Paşa, Samsun’da bulunduğu günlerde ayrıca daha önce bölgedeki bazı Rumlar tarafından Dâhiliye ve Harbiye Nezâretine gönderilen ve Müslüman ahâlinin asayişsizlik yarattığına dair şikâyetleri de bizzat araştırmış ve bunların asılsız olduğuna dair rapor hazırlayarak Sadâret makamına göndermiştir. Ayrıca Mustafa Kemâl Paşa bölgedeki İngiliz faaliyetlerini de yakından takip ederek Sadârete ve Gnkur.Bşk.lığına bildirmiştir.
Mustafa Kemâl Paşa 23 Mayıs’ta Ankara’da bulunan 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’ya bir telgraf çekerek Samsun’a gelişi ile bölgedeki duruma dair bilgi vermiş, kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğini bildirmiştir. Mustafa Kemâl Paşa’nın, aynı gün Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya da çektiği telgrafta mitingler yapılarak İzmir’in işgâlinin protesto edilmesini ve bu faaliyetlerde ordunun destek vermesi ve milletin yanında olmasının gerekleri üzerinde durmuştur.
Mustafa Kemâl Paşa 24 Mayıs’ta Gnkur.Bşk.lığına gönderdiği telgrafta ise devletin iç güvenliği sağlamada yetersiz kalmasının nedeni olarak jandarma kuvvetinin İtilaf devletleri tarafından oldukça kısıtlanmış olduğunu ifade etmiş, iç güvenliğin sağlanması için jandarma kuvvetlerinin en az yetmiş bin seviyesine çıkartılması ve bu hususta İtilaf Devletleri temsilcilerinin dikkatlerinin çekilmesini talep etmiştir.
Mustafa Kemâl Paşa, Samsun’da kaldığı zaman zarfında başta görevi gereği bölgedeki asâyişsizliğin nedenlerini araştırmış ve alınacak tedbirleri rapor hâlinde Sadâret makamına bildirmiş, bölgedeki İngiliz siyasî ve askerî temsilcilerinin faaliyetlerini de yakından takip etmiştir.
KARARGÂHIN HAVZA’YA NAKLEDİLECEĞİNİN BİLDİRİLMESİ…
Mustafa Kemâl Paşa, Samsun’da Rumların çokluğu, İngilizlerin kendisini sürekli izlemesi ve güvenlik gerekçesiyle karargâhını Havza’ya taşımaya karar verir. 24 Mayıs’ta da Harbiye Nezâretine çektiği telgraf ile en çok şikâyetin olduğu Merzifon, Lâdik, Amasya, Havza gibi yerlerde bizzat inceleme yapmak ve yerinde tedbirler almak gayesiyle karargâhını geçici olarak Havza’ya taşıyacağını bildirir.
SONUÇ…
Böylece Mustafa Kemâl Paşa’nın Samsun günleri de son bulmuş oluyor, Samsun da bu tarihî ve önemli yolculukta onu Anadolu’ya taşıyan bir şehir olarak tarihe geçiyordu.
KAYNAKLAR
---; “Atatürk ve Samsun”, http://www.samsun.gov.tr/ataturk-ve-samsun2, Erişim Tarihi: 27.05.2024.
Akçakayalıoğlu, Cihat; Atatürk Komutan, İnkılâpçı ve Devlet Adamı Yönleriyle, ATASE Bşk.lığı Yay., Ankara 1993.
Atatürk, Mustafa Kemâl; Nutuk I, (Baskıya Hazırlayanlar: Birol Emil, Metin Has-Er, Mehmet Ali Aydın), 1. Baskı, Millî Eğitim Bsmv., İstanbul 1973.
Atay, Falih Rıfkı; Çankaya, Bateş Yayınları, İstanbul 1984.
İğdemir, Uluğ; Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1919-1918, 2. Baskı, TTK Basımevi, Ankara 1988.
Mango, Andrew; Atatürk, (Çeviren: Füsun Doruker), 2. Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul 2004.
Paksoy, İrfan; Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2018.
Tansel, Selahattin; Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C. I, Millî Eğitim Bsmv., Ankara 1990.