Ülkemiz son iki aydır şiddetli yağışların etkisi altında. Yurdun birçok yerinde sağanak şeklinde başlayan yağışlar daha sonra şiddetlenip sele dönüşüyor ve ne yazık ki can kayıplarının yanı sıra maddi hasarlara yol açıyor.
Uzun yıllar sonra Türkiye bu kadar yağışın olduğu bir dönemi yaşıyor. Hatırlıyorum Ankara’da Mart aya bitmeden kısa kollu gömlek ve tişörtlerimizi giyer işe giderdik. Şimdi öyle mi?
Şimdi Temmuz ayının ortasına geldik hala mont ve kazak almadan evden çıkamıyoruz. Yağmur elbette berekettir, elbette hayattır fakat tedbir alınmazsa sonu felakete çıkıyor.
Ankara’da yağan şiddetli yağmurlar sonrası sel baskınları meydana gelmiş ve beş vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Sağolsun Büyükşehir Belediyemiz öyle güzel çalışıyor ki takdir etmemek elde değil!
Evet sağolsun Büyükşehir mazgalları temizlemiş, rögarları yağmurun gideceği şekilde genişletmiş ve Ankaralılar rahat rahat yüzsün diye denizi bile getirdi Başkente. Bunun için kendilerine teşekkür ediyor. Denize gitmemize gerek kalmadı, deniz Ankara’ya geldi sonunda.
Aynı durum İstanbul için de geçerli. Seçimlerde mazbatasını alıp hemen işe koyulmak isteyen bir başkan vardı. Sanırım ismini biliyorsunuz Ekrem İmamoğlu. Ne diyordu İmamoğlu, “Mazbatamı verin İstanbul’un kaybedecek bir günü bile yok” çok doğru demiş. İstanbul kaybetti geçmiş olsun.
Adama tatil yakışıyor canım kim ne derse desin. Adam haklı çocuklarının hayatını ve yaşlarını ıskalamak istiyor bundan kime ne. Bırakın rahat rahat tatil yapsın, eğlensin gününü gün etsin ona ancak tatil yakışır.
İstanbul’da şiddetli yağış sonrası birçok evi ve işlerini sel bastı. Başkan Ekrem İmamoğlu nerede kimse bilmiyor? Bilmesine de gerek yok bırakın rahat rahat tatilini yapsın. İstanbulluların çile çekmesi, selde evlerini su basması onun umurunda mı sanıyorsunuz?
İç İşleri Bakanımız Kurban Bayramının birinci günü Mehmetçikle Güneydoğu’da, ikinci gün sel baskını olmuş ve Bakanımız Süleyman Soylu yine olay yerinde. İstanbul Valisi orada, bakın orada kim yok Ekrem İmamoğlu.
Sonra muhalefet partisinin başındaki isim kalkmış devlete laf ediyor. Başkanımız engelleniyor, çalıştırılmıyor diye. Güler misin ağlar mısın? Adam bırakın engellenmeyi İstanbul’a uğramıyor bile. Sonra çok çalışıyormuş devlet onu çalıştırmıyormuş?
Böyle başa böyle şimşir tarak misali. Adamın başkan seçildiği şehre uğradığı yok ki hizmet yapsın. Gerçekten yazık bakan orada, vali orada kendisi tatilde. İnsan ne diyeceğini bilemiyor yazık gerçekten yazık.
İstanbullulara, size şu hizmeti vereceğim bu hizmeti vereceğim diyerek oyunu alan başkan seçildikten sonra verdiği sözlerin ne kadar gerçek olmadığını gösterdi. Bu da kendisine oy verenlere kapak olsun.
Bırakın adam tatil yapsın, bırakın adam dinlensin ne de olsa çok çalıştı yoruldu. Ancak tatil yakışır başkana helal olsun sana. Vatandaştan sosyal medya üzerinden tepki gelince tatilde olduğunu kabul etmiş.
Yazık ya adam ne zaman tatile çıksa hemen peşi sıra sel, kar felaketi yaşanıyor. Sanki tatil seven başkana bir kasıt varmış gibi. Başkan sen tatile devam et nasılsa senin yerine başkaları çalışıyor. Dönünce algı yapar ben İstanbul’daydım siz görmediniz dersin olur biter….