Rusya, 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmek için ilk adımı atmıştı. Tahminler, 3-5 gün içinde Ukrayna’nın düşeceği yönündeydi; düşmedi.
Ruslar, neredeyse tüm dünyayı karşısına alırken; Ukrayna, topraklarını savunmak için büyük bir mücadeleye girdi. Bunu fırsata çeviren Batı; eskiyen, çöpe gitmek üzere olan silahlarını ne yapacağını düşünürken hepsini Ukrayna’ya gönderdi. Ruslar bazen geri çekilerek bazen önemli hamleler yaparak süreci bugüne kadar getirdi.
Türkiye ise kendisini pek çok nedenle yakından ilgilendiren savaşın durması ve bitmesi için elinden geleni yaparken tarafsız duruşunu hiç bozmadı.
Bu yüzden Rusya ve Ukrayna ile ateşkes, tahıl sevkiyatı ve barış görüşmeleri konularında ülkelerin liderleriyle görüşme yapabilen tek devlet oldu.
OYUN DEĞİŞTİREN TÜRKLER…
Batı, Ukrayna’ya ilk etapta kullanmadığı silahları gönderirken, direnişin devam etmesi üzerine son model silahları göndererek Rusya’yı kaynaklarını tüketecek bir savaşın içinde tutmayı ve Putin’e haddini bildirmeyi tercih etti.
Bu arada Türk İHA’ları ve SİHA’larından satın alan Ukrayna, İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace’ye, “Türkiye’nin İHA, SİHA’ları İngiltere’nin artık savunma teknolojilerine liderlik edemediğinin örneği…” sözünü ettirdi.
KAHOVKA BARAJI’NI KİM PATLATTI?
Ukrayna-Rusya savaşında yine önemli bir gelişme yaşandı ve Kahovka Barajı, faili meçhul bir saldırı ile patlatıldı. Ukrayna’nın 6 barajından biri olan Kahovka neden patlatıldı? Daha da önemlisi kim patlattı? Rus kontrolündeki bölgede yaşanan olayı savaşın iki cephesi de üstlenmiyor. Doğru; ikisi de yapmamış olabilir. Vekalet savaşlarının bir parçası halini alan ‘özel askeri şirketler’in, bu insanlık suçunun sorumlusu olma ihtimali büyük. Rusya’da ‘Yeşil Küçük Adamlar’, Çin’de ‘Mavi Küçük Adamlar’ olarak bilinen bu oluşumlar, bölge halklarından özenle seçilen kişilerden oluşuyor. İnsanları, bölgeyi yakından bilinen bu seçilmişler topluluğu, küçük gruplar halinde hareket ediyor ve verilen talimatı yerine getiriyor. Ukrayna doğumlu Ruslardan oluştuğu tahmin edilen bu ‘adamlar’ sadece erkeklerden oluşmuyor elbette. Özenle eğitilen ve görevini bekleyen ‘Yeşil Küçük Adamlar’, Ukrayna’nın karşı taarruza geçmeye hazırlandığı bölgeyi sular altında bırakarak planları bozdu!
İNSANLIK SUÇU VE ÇEVRE/İKLİM FELAKETİ
Barajda oluşturulan küçük çatlakların kısa sürede bir faciaya dönüşmesi sadece savaşın seyrini değiştirmedi; bölgeyi, Karadeniz’i hatta Türkiye dahil civardaki ülkeleri de etkileyebilecek çevre felaketlerine yol açma kapasitesine ulaştı…
Savaş başlı başına bir felaket iken, dünyayı saran orman yangınları ve olumsuz iklim / çevre koşullarının yanına bir de Herson kentinin yaklaşık 30 kilometre doğusunda bulunan ve Zaporijya Nükleer Santrali’nin yaklaşık 150 kilometre güneyinde yer alan Kahovka Barajının bombalanmasının yarattığı ve yaratacağı sorunlar eklendi. Çünkü baraj suyu aynı zamanda nükleer santralin soğutulmasında kullanılıyordu.
Her şey ve her yer birbiriyle bağlantılı. Hiç kimse kendini güvende hissetmemeli. Çevre felaketleri ve iklim değişiklikleri dünyamızın var olma ya da yok olma sorunudur. Herkes aklını başına almalı…