Seçim öncesi ittifak kolaycılık mı?

Sefer Aşır Eraslan

Bu işin adaletli bir tarafı yoktur. Kendisini ve etrafını sağlama almaya çalışan tembellerin başvurduğu “her şeye rağmen zevahiri kurtarma” hareketidir. İki ittifak kurulmuştur. İkisinin de küçük ortağı bir olup beraber olup iri olmayı beceremeyen kendinden başkasını her şeye rağmen yok sayan uyuz anlayışın ifadesidir. Tavandaki ittifak çalışmalarının tabanda yer bulamadığını daha önce yazdım. Çünkü bir maksat için beraber olanların tek başlarına olduklarında nelerin sahibi olacaklarını fark edemediklerine şahit olduk. Listeler hazırlanırken başlayan oyunlar oy verme aşamasında daha aşikar olmuş ve netice hiç de beklendiği gibi umulduğu gibi olmamıştır.

Kendilerine “Cumhur İttifakı” diyen gurubun büyük ortağı hiç de bu işe gönüllü olmadığını gerek taşra teşkilatları gerek genel merkez yönetimi tarafından hissettirilmiştir. Bir defa “beka” meselesini çok az kullanmışlardır. Çünkü onların hem siyasi anlamada hem de şahsi anlamada böyle beka meselleri yoktur. Küçük ortak kendi şahsi bekasını genelleme yaparak memleketin bekası şeklinde lanse ederek bir slogan belirlemiş olsalar da bu iş tutmamıştır. Çünkü şayet bir beka meselesi varsa mevcut iktidar yani müttefikiniz iyi yönetmiyor ki bu mesele dile düştü denilebilir. Zaten bu günkü yorumlarda da ittifak çalışmasının kendilerine zarar verdiğini söyleyen büyük ortağın 15-20 gün içerisinde bu ortaklığı sonlandıracağı yazılmaktadır. Oysa seçimden sonra da devam edeceğini her iki taraf da deklare etmişlerdi.

İktidar kanadı küçük ortağı hakkındaki olumsuz düşünceleri bilinen bir gerçekti. Taban bu bilinenlerde bir adım daha öndeydi. Ancak bazı şeylerde fedakarlık ederek daha büyük kazançlar sağlamayı umarak ittifak yaptılar. Mesela Adana’da iktidarın taraftarları bir önceki seçimde İstasyon Meydanı’nı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a tahsis etmeyen Sayın Hüseyin Sözlü’yü her defasında tenkit ediyorlardı. Seçimde hesaplaşacaklarını söylüyorlardı. Hatta Adana bırakılırken Sayın Sözlü üzerinde işte bu sebepten yoğun tartışmalar olmuş olduğu söylendi. İşte bu sebeple iktidar yanlıları Sayın Hüseyin Sözlü’ye oy vermediler. Meclis üyesi seçiminde kendi partilerine verirken birçoğu Büyükşehirde başka adaya verdiler. Bunun böyle olacağı daha önceden konuşuluyordu. İttifaka sadık kalmak uğruna iktidarın yanlış uygulamalarını tenkit edemedi Sayın Sözlü. Hani “ağzının dolusunca laf söyleyemedi.

Oysa Kendisinin taraftarı olan insanlar güçlünün haksızın karşısında hep mağduru, ezileni desteklemiş, yapılan yanlışların kim tarafından yapılırsa yapılsın karşısında olmalarına rağmen dillendiremediler. Taraftarmış gibi algılandı. Onca yanlışı destekliyorlarmış gibi düşünüldü. İşte netice. Ankara’dan gönderilenler ile Ankara’dan uçurulan haberler de bu yenilgide pay sahibi oldu. Sayın Sözlü’nün etrafındaki dost görünümündeki çakallarda bu işte pay sahibidir. “Yakın akrabası olduğunu yakın arkadaşı veya arkadaşının çocuğu” olduğunu ileri sürenler kendilerine yakınlık izafe ederek insanları aşağıladılar olumsuzluklar yaptılar. İşte netice. Geçen seçimde iktidarın yanlışlarını tenkit ederek kazanan Sayın Sözlü bu defa o tenkit ettiklerine ses çıkaramayarak arka çıktığı düşünüldüğü için kaybetmiştir.

Mersin… Diğer ittifak kanadı… Her iki kanadın da tek sermayesi birbirine hakaret suçlama aşağılama gibi olumsuzluklar. Olanlar da ittifak yapınca daha önce söylediklerini söyleyemez oldular. Bu da daha çok küçük ortağa kaybettirdi. Cumhur İttifakında yaşananlar gibi. İzmir adayına ses çıkaramayanları millet affetmedi. İşte Balıkesir İsmail Ok aday gösterilince kıyametler koparan büyük ortağın il yönetimi istifaya kadar işi götürürken onlar İzmir adayına aynı tepkiyi koyamadılar. Elbette halk da bunu affetmedi oy vermedi. Bütün ilçeleri büyük ortağın olmasına rağmen büyük şehirde İsmail Ok’a oy vermediler. Peki bu ittifaka gerek var mıydı? Oy vermeyecekse neden ittifak yaptınız.

Hatay Büyükşehir Başkanı Sayın Dr. Lütfi Savaş da milliyetçi bir adam. Ankara gibi İstanbul gibi. Milliyetçi kendi partisinden aday olunca oy verdiler ancak diğer partiden olunca elleri oy vermeye gitmedi. Hatay’da da ilçeleri alan iktidar partisi milliyetçilerin kalesi durumunda olan başka partiye asla başkanlığı vermeyen Dörtyol dahi dokuz yüz gibi küçük bir oy farkıyla kazandı Sayın Fadıl Keskin başkan. İttifaksız girseydi daha rahat alırdı. Bunda biraz da bir önceki başkanın aday gösterilmeyince yaptığı çakallıkların da tesiri oldu elbette. Lütfi Savaş başkanın seçim öncesi Suriyelilerle alakalı çıkışına soruşturma başlattılar. Ne durumda bilmiyorum. Lakin Savaş o sözlerin gereğini yerine getirmelidir. Gerçekten tehlikeli bir durum var Hatay’da.

Mersin seçimi tam bir fiyaskodur. Bir zamanlar “Yoldaşını bırakıp kaçanı değişiriz bir sokak kaltağına” diye marşlar söyleyenler birbirine madik atmışlardır. O oyunun altında ikisinin de boynu kalmıştır. İkisi de kaybetmiştir. Demek insanların içi ile dışı bir olmazsa bu tür küçük hesaplar oluyormuş. Yani Manisa başkanı solcu olduğunu her yerde söylüyor. O’nun kadar da mı değersizdi önceki başkan. Zaten Tarsus’tan bu tarafa dışlanmaktaydı. Muhalif olarak algılanıyordu. Ankara’dan gelen adamlara ve direktiflere yüz vermediği için aday gösterilmedi. Manisa Karabük, Alanya başkanlarına ne kadar sözleri geçiyordu da onlarla devam dediler ancak 25 yıl Tarsus yöneten adamı dışladılar halk da onları sildi sahneden.

Bu seçimin galibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun tercihleridir. Her şeye rağmen sağ politikacıları aday göstererek hedefe ulaştı. Birisi “altı belediyeyi on yaptık” diye diğeri “büyük şehirlerin on beşi bizde” diyerek, bir başkası da “yirmi ilçe aldık” diyerek başarılarını başarılı olduklarını ilan ediyorlar. İki büyük şehri kaybetmişsin 60 bin nüfuslu Bayburt senin olsa ne yazar. Üç yüz binlik Tarsus gitmiş doksan binlik Karaman, seksen binlik Çankırı olsa ne fayda… Sadece Erzincan değerli. Çünkü önce Sayın Binali Yıldırım’ın memleketi olarak, sonra da 12 Eylül öncesinin sembol şehridir. Diğeri Elazığ idi ancak orası daha eski kıvama gelemedi. Dikkat edilirse bu şehirlerde cumhur birbiriyle yarıştı ve kıl payı bazılarında büyük ortak bazılarında da küçük kazandı. Yani ikisinin de rakibi sol değildir. İkisi de birbirine rakiptir. Sağ seçmen iktidarın yanlışları sebebiyle küçük ortağı da iktidarın yanlışlarına ortak olması sebebiyle oy vermedi. O da gitti ya sağ adayların olduğu veya ılımlı vatansever adayların olduğu yere tercihini kullandı.

Yukarıda nasıl bir hesap ve plan yaparsanız yapınız aynen bu seçimde olduğu gibi halk sizin ayarınızı bozar kendi ayarlarıyla ayar yapar. Gelecek seçimde de size buna uymak kalır. Seçimlerin neticeleri İstanbul hariç rahatlama yaratmıştır. İstanbul polemiği de sona ererse biraz daha rahatlayacaktır ortam. Memleketimiz için milletimiz için geleceğimiz için hayırlara vesile olsun kazananlara da bu asil Türk milletine hizmet etme fırsatı verildiği için şanslı saymalıdırlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.