Son yıllarda siyasette yaşadığımız sıcak gelişmeler günlük yaşantımızı adeta kuşatır oldu…
Varsa yoksa gündemimiz seçim. Başta Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilen İstanbul Seçimleri var. Neyse onun da sonuna geldik ve Pazar günü dananın kuyruğu kopacak.
Peki böyle mi olmalı?
Seçmenin oyunu kullandıktan normal hayatına dönmesi gerekirken hala “seçime dair polemikleri” evinde, sokakta ve işyerinde yaşamalı mı?
Bilemiyorum, bu yaşananlar tüm dünyada böyle mi?
Oysa seçmenin beklentisi; desteklediği adayın kazanması ve sonrasında “seçtiği kişinin” “evine sıcak ekmek götürmesini kolaylaştıracak formüller geliştirmesini beklemek değil midir?
Ancak ne yazık ki; siyasetteki ayrıştırıcı dil her geçen gün birbirimizden ayrılmamızı, kutuplaşmamızı sağlıyor.
İstanbul’u almak, İstanbul’a başkan olmak ne kadar önemli!
Herkes “tüm kozlarını” sonuna kadar kullanıyor. Televizyonları izliyoruz. Sabah, akşam hep aynı söylemler…
Bir taraf; adalet, demokrasi ve refahtan bahsediyor.
Diğer taraf; din, beka ve terör söylemleriyle adeta bir ikna yarışması içerisindeler.
Şimdi sorma zamanı ise soruyorum:
Demokrasi ve refahtan bahsedenlere; olur da siz iktidara gelir iseniz veya bir şehir yönetimini kazanır iseniz, DEMOKRASİ ve ADALET duygusunu inşa edebilecek misiniz?
Din, beka ve terör söylemlerinde bulunanlara da sesleniyorum;
Devletin tüm imkanları elinizde iken neden bu sorunlar çözülmedi, diye sormaz mı SEÇMEN…
Velev ki sormadı ve her şartta sizi destekleyecek.
Önünüzde koca 4 yıl var sözde değil özde çözmenizi temenni ediyoruz.
Şimdi gündemde “Türkiye tarihi tartışma” ve tartışma programları var
Oysa daha yeni şehitlerimiz oldu, sel felaketinde yurttaşlarımızı kaybettik, ekonomik kriz hala sürüyor, işsizlik had safhada…
UNUTMAYALIM bu tartışma gündemleri Türk toplumunun yüreğini incitmekle beraber hassasiyetlerde kırılmalara yol açmaktadır.
Mevcut durumu özetlemek gerekirse;
Meydanlarda etkili olamayan taraf televizyon tartışmalarıyla rakibini halk dilinde lafla döverek kitlesini konsolide edip kararsız seçmeni kazanmak istiyor…
Oysa Türk milleti akıllıdır, zekidir ve hukuksuzluklara karşı gelir…
23 Haziran’da İstanbul seçimi var.
Ne olur ne biter bilinmez.
Kim kazanır, kim kaybeder, onu da kimse bilemez;
Ama bilinen bir şey var ki sadece,
“Kazanmak Yetmiyor…”