Seçimlerin tarım sektörüne etkileri

Dr. A. Ahmet Yücer

Genel seçimlerin diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektörü üzerinde de bir takım etkilerinin olacağı açıktır. Sektör mensuplarından ve çiftçilerden beklenen aslında siyasi partilerin seçim beyannamelerine bakarak rasyonel davranmalarıdır. Seçimden sora hangi partinin/ittifakın ne yapacağını dikkate almadan, başka saiklerle oy kullanan tarım sektörü mensupları, geçmişte olduğu gibi bu tercihlerinin ceremesini seçim sonrası çekmektedir.

Dolayısıyla kırsal kesimde yaşayan seçmenlerin oy vereceği partinin yasal düzenlemeler, kurumsal yapılar, tarımsal yatırımlar, tarımsal destekler, üretim, kırsal kalkınma ve dış ticaret konusunda ne yapacağını bilerek oylarını kullanmaları ve sonradan “elim kırılsaydı da oy vermeseydim” dememesi beklenir.

Seçimlerden sonra ilk olarak muhtemelen Tarım ve Orman Bakanlığı ikiye ayrılacaktır. Ancak birleştirme ya da ayrılma işlemlerinin tarımsal ve kırsal kalkınmaya bir katkı sağladığı görülmemiştir.

İkincisi; muhtemelen bakanlığın ismi yine Tarım ve Gıda bakanlığı olarak değiştirilecektir. Bakanlık isminin değiştirilmesinin de geçmişte olduğu gibi tarımsal kalkınmaya katkısı beklenmemelidir.

Üçüncüsü; seçimlerden sonra bürokrasi komple değişecektir. Aynı partiden bile olsa bakanlık bürokrasisi değiştiğine göre, iktidar değişiminde bakanlık bürokrasisinin büyük ihtimalle komple değişecektir. Bu değişikliklerde sadakat yerine liyakat prensibini esas alması beklenir. Hükümet politikalarının başarıya ulaşması için de liyakat esaslı bu tür bir değişim hem bir fırsat hem de gerekliliktir. Ancak geçmişte olduğu gibi liyakat yerine sadakat esas alınırsa bir fırsat daha kaçırılacak, problemlerin çözümüne yönelik yeni projeler üretilemeyecek, gıda fiyatlarındaki olası risklere karşı gerekli tedbirler zamanında alınamayacak ve sonuçta liyakatsiz bürokrasi gelecekte de seçim öncesi kendini atayan hükümete zarar verecektir.

Dördüncüsü; her iki ittifakın seçim beyannamesinde de olduğuna göre mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının çözülmesi beklenir. Bu işçiler yoğun tarım yapılan il ve ilçelere aileleriyle beraber göç etmekte, açık alanlarda ya da çadırlarda ilkel koşullarda yaşamaktadırlar. Bu işçiler barınma, içme suyu, tuvalet ve çocuklarının eğitimi gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta, sosyal güvenliklerinin olmaması nedeniyle de ciddi sağlık sorunları yaşamaktadırlar. Ancak bu sorun, birden fazla bakanlığı valilik ve belediyeleri ilgilendirdiğinden koordinasyonsuzluk nedeniyle yine çözümsüz kalması olasıdır.

Beşincisi; seçim beyannamelerinde bazı rutin bakanlık çalışmaları yeni bir şey gibi sunulmaktadır. Bakanlık kurumsal yapısı gereği, kanunlarla kendisine verilmiş olan verimliliği ve üretimi artırmaya, bitki koruma, gıda kontrol ve hayvan hastalıklarıyla mücadele ya da toprak ve mera alanlarını korumaya yönelik temel ve rutin görevleri yürütmeye devam edecektir.

Öte yandan ihmal edilen alanlarda faaliyetlerin yoğunlaştırılması, olası risklere karşı tedbirlerin alınması, üretimin teşvik edilmesi ve kırsal alanda yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve çiftçinin gelir seviyesinin yükseltilmesi iş başına gelen yönetimlerin temel görevidir. Bu görevlere yönelik rutin çalışmaların seçim beyannamelerinde yeni bir vaat olarak sunulması konuyu bilen uzmanlar açısından bir anlam ifade etmemektedir.

Altıncısı; Seçim beyannamelerinde bazı vaatlerde benzerlikler vardır. ÇKS’ye kaydolmayan çiftçiler için kayıt sistemi, arz açığı olan ürünler için tedbirler, tarıma dayalı ihtisas organize bölgeler, organize tarım bölgeleri, kent tarımı, dikey tarım ve organik tarım vb her iki seçim beyannamesinde de yer almaktadır.

Sonuç olarak; tarım sektörü için seçim beyannamelerinde sunulan tedbirlerin çoğu sektörde sorun çözecek ya da köklü değişikliğe yol açacak nitelikte değildir.

Oysa yasal düzenlemelerin güncelleştirilmesi, tarımsal KİT’ler ile diğer kurumsal yapıların kapasitelerinin geliştirilmesi ve asli görevlerine yoğunlaşması, tarımsal sulama yatırımlara gerekli bütçenin ayrılması, istatistiklerin sağlıklı hale getirilmesi, tarımsal desteklerin yeterli ve etkin hale getirilmesi, kırsaldan göçü azaltacak olan eğitim ve sağlık gibi tedbirlerin sektöre ve kırsala daha fazla katkı yapacağı açıktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.