2018 Yılında Şeker Dede, bir asra dayanan yaştadır. Kalbi ve ruhu Güzel Ülkemin sorunları üzerine çarpan büyüklerimizdendir. İl Gazetesi’nde 5 Eylülde yayınlanan, TARİHİ İTİRAF yazısını önemsedim. Bende bu yazıyı referans alarak birkaç söz söylemek istedim.
Yazı LAVRENS adında Fransız asıllı, İngilizler adına casusluk yapan bir kişi ve onun SU DERGİSİNDE YAYINLANAN yazısı üzerine kurgulanmıştır. LAVRENS, Arabistan, Suriye, Filistin ve Mısır’da bulunmuş azılı bir casustur. Arapçayı ve Arap adetlerini çok iyi bilen bir kişidir. Türkçeyi de bir Türk kadar iyi bilen, Türklerin adetlerini de çok iyi bilen bir kişidir. Şive farklarını da iyi bilir. Müslümanlığı da çok iyi bilen birisidir. LAVRENS’İN 1918 de İngiltere’ye bir rapor göndermiş.
Avrupa motoru icat etmiş. Arabayı yapmış. Petrole ihtiyacı var. Petrol kaynakları OSMANLI sınırları içindedir. Petrol kaynaklarını ele geçirmeleri gerekmektedir. Balkan Savaşlarını çıkaracaklar. Birinci dünya Savaşını çıkaracaklar. Osmanlının petrollerini ele geçireceklerdir. Bu savaşın kazanılmasında LAVRENS çok büyük görev yapmıştır. Orta Doğu Ülkelerine gelmiş. MEKKE EMİRİ ŞERİF HÜSEYİN İLE İŞBİRLİĞİ YAPAR. Şerif Hüseyin, BÜYÜK ARABİSTAN KRALI olma hayaline kapılır. Arapları etrafında örgütler. Savaş yapmakta olan Osmanlı ordularını arkadan vurur. Savaş kaybetmelerine sebep olur.
Orta Doğu haritası yeniden çizilirken, Şerif Hüseyin, Büyük Arabistan Kralı yapmazlar. Sürgüne gönderilir. Ancak oğullarından FAYSAL’I IRAK Krallığına, diğer oğlu Abdullah’ı da Ürdün emirliğine getirirler. LAVRENS İLERLEYEN ZAMANLARDA Hind’lileri, Çinlileri ve Afganlıları da birbirine katar. Afgan Kralı EMANULLAH’I DA TAHTINDAN EDER. Gelelim ŞEKER DEDE’NİN, LAVRENS tarafından İngiltere’ye gönderdi dediği raporun özüne.
“Avrupa’nın emriyle, biz casuslar, İslam âlemine gönderildik. Türklerin millî ve manevi değerlerini, batı medeniyetleri potasında erittik. On dört asırlık inançlarını, itikatlarını, ibadetlerini, pek çok alandaki geleneklerini, göreneklerini, adetlerini bozduk. Onları derin bir boşluğa düşürdük. Bundan sonra Türkleri oyalayın. Onlara kredi verin. Maaş sözü verin. Nafaka yardımında bulunun. İşçi olarak çalıştırın. Sanayi kurdurmayın. Yer altı ve yerüstü zenginliklerini siz işletin. Genel ve yerel yaptıkları seçimleri siz kontrol edin. “
Lavrens bu raporu 1918’ler de yazmış. Adı geçen rapor 1962 yılında SU DERGİSİNDE aynısı yayınlanmış. Şimdi yıl 2018. Aradan yüz yıl geçmiş. Türkiye düzlüğe çıkmış mı? Dövizin, faizin, borsanın kıskacında kıvranmıyor mu? Hesapsız kitapsız bir ekonomi sürmüyor mu? Bugünden yarına ne olacağı belli olmayan bir eğitim- öğretim yürütülmüyor mu? Günlük yaşantımız zararımıza işleyen bilgisayar, televizyon, cep telefonu ve dizüstü bilgisayar kullanımıyla geçmiyor mu? Farklılığımızı saç bayası, kaş göz boyası, mini-midi, maksi-muksi giyecekler oluşturmuyor mu? Hayatımızı top, eğlence, abur cubur atıştırmalıklar oluşturmuyor mu?
Ne demiş yazısının sonunda. Sen seni bil sen seni. Sen seni bilmezsen, patlatırlar enseni. Ülkemiz yeni LAVRENSLER KISKACINDADIR. Bu durum geçmişte olduğu gibi, bu CANIM ÜLKEMİN geleceğinin aydınlık olacağını göstermiyor. Asırlık ŞEKER DEDE, bu kaygıları yaşıyor. Ben de onun bu görüşlerine katılıyorum. Gün birlik olma günüdür. Sağcısı ile solcusu ile gözümüzün önüne bakma günüdür. Gemi batarsa ne olur? Sahi siz ne diyorsunuz?