Sel kader mi?

Zafer Çam

Bu sene Allah’ın rahmeti bol. Bahar yağmurları derken yaz yağmurları daha şiddetli geçiyor. Allah afatında korusun, bazen rahmet azaba dönüşüyor.

Yağan yağmurlarda alt yapısı yetersiz olan şehirler feryat ediyor. Çiftçi zarar görürken, şehirler, kasabalar, köyler sele teslim oluyor.

Köyler yağmura teslim olsa da, derelerin önleri açık yağan yağmurla taşkınlıklar olmuyor sular akıyor.

Kasabalarda biraz taşkınlıklar olsa da büyük şehirlerde sular gidecek dere bulamıyor. Bunun adına da beceriksiz seçilmişler kader diyor.

Çarpık kentleşmenin getirdiği yapılanmalarda görülen o ki çok katlı yapılar yerine uymuyor. Gökdelenler yerlerine uymasa da belediyeler planlarından uyduruyor.

Osmanlı döneminde köy nüfusu şehirlerden uzakmış. Cumhuriyetle birlikte köy nüfusu şehirli olmaya başlıyor.

Köylerde ayrılan insanlar şehirlerde iş, aş buluyor. Daha sonraki yıllarda göç dalgaları hızlanıyor. Anadolu’dan göç büyük şehirlerde yoğunlaşıyor. Köyde gelenler yakınlarının yanına yerleşiyor. Şehir gecekondulaşıyor.

Alt yapısı, imarı planı olmayan, bir kentleşme başlıyor. Ankara’ya göç eden Anadolu insanı kafasını sokacak derme, çatma bir gece kondu yapıyor.

Bu gece kondu zamanla mahalle oluyor. Mahalle olunca da hizmet bekliyor. Seçilmiş başkanlar ve iktidarlar buna bir çözüm üretmeden göz yummuşlar.

Düzensiz göçlerin Önü alınmayınca hazine arazileri işgal ediliyor. Daha sonraları oy uğruna gelen seçilmiş başkanlar tapu veriyor. Ankara’nın her tepesi, deresi, ovası gecekondulaşıyor.

İmarsız, plansız şehirleşmenin ürününe bugün çözüm aranıyor. Yağan yağmurlara teslim oluyor. Allah dağları, ovaları, dereleri, çayları, ırmakları bugün yaratmadı.

Belki dünyanın oluşumunda bu dağlar ovalar derler, çaylar, ırmaklar vardı. Bugün biz şehirleşeceğiz, kentleşeceğiz diye Allah’ın yaratığı su yataklarını doldurduk.

Dere yataklarına ne yaptık ya konut ya da iş merkezleri. Bugün yağan yağmurlar sele dönüşüyor önüne ne gelirse alıp götürüyor.

Bunun tek sorumluları iktidarlar ve seçilmiş belediye başkanları. Oy uğruna bugüne kadar bu şehirler ihmal edilmiş, edilmeye de devam ediyor.

Seçilmiş başkanlar ve ekipleri oy alacağız diye yapılan yapılanmalar ses çıkarmamışlar. Bugün kentsel dönüşüm adıyla gecekonduların yerine çok katlı gökdelenler yapıldı.

Gök delenlerin yapıldığı yerler neresi dere yatakları değil mi? Yapılara açılan, imar iznini verilen dere yataklarının önleri kapatılınca dağlarda gelen sular akacak yer bulamıyor.

Biriken sular sel oluyor sel önüne ne gelirse alıp götürüyor. Avrupa şehri dedikleri başkent dökülüyor.

Yağan yağmurlarda bakın ne hallerde. Belediye başkanları koltuklara kurulduklarında altyapı, kaldırım, köprü, yol bunlar yeterli olmuyor.

Seçilmişler günü kurtarıyor. Yüz yıllık bir şehir planlanmıyor. Yahu Allah aşkına her gelen başkan ne yapıyor ya altyapı ya kaldırım.

O kadar çok bütçe harcanıyor halkın vergileriyle saltanat süren başkanlara sel geldiğinde neden hesap sorulmuyor.

Her gelen başkan geçmişi suçluyor, kendisini suçlayan hiç olmuyor. Bugün Ankara’da olduğu gibi. Ankara yağan yaz yağmurlarına teslim olmuş başkan ne diyor bizden öncekiler alt yapıya inmemiş.

Siz geleli üç yıl oldu siz başkansınız bakalım nasıl çözüm üreteceksiniz. Dere yataklarına yapılmış dev gökdelenleri ve iş merkezlerini yıkacak mısınız?

Bunu gösterecek cesaretiniz olacak mı? Oy uğruna sizde mi bir gelenin üzerine yıkacaksınız.

Ey seçilmişler yüz yılık imarlar, daha büyük geniş altyapı, daha büyük yağmur suyu hatları yapsaydınız bunların hiçbiri olmazdı

Şehirlerin altyapı ciddi bir sorun. Bir şehrin altyapı sorununu çözemeyen seçilmişleri seçtiğiniz sürece selleri, depremleri bolca konuşmuş olacağız.