‘Tarafsız CHP’li gazeteci’ Uğur Dündar (yoksa Kindar mı demeliyiz?), sırıtarak poz verdiği ‘köşe röportajının’ başlığını; ‘418 milyar dolar, hırsızların hazineden çaldıklarının özel bir servet vergisi ile tahsilatı gibi düşünülebilir!..’ koymuş. Tabi benim yaptığım gibi tırnak içine alıp da ‘alıntı’ olduğunu vurgulamamış; doğrudan kendi görüşü gibi yazmış. Ne de olsa ‘tarafsız’ gazetecidir.
Sırıtarak poz verdiği ‘köşe resmi’ndeki refiki ise; kendi yakıştırmasıyla, ‘uluslararası denetim uzmanı’ Aykut Erdoğdu.
Büyük gazeteci (!) Uğur Dündar efendi, o bildiğimiz ‘en hakiki tarafsız gazeteci’ pozlarıyla, yekten giriş yapıyor yazısına:
“Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından ve uzun süredir bu dosya üzerinde çalışan uluslararası denetim uzmanı Aykut Erdoğdu ile yapacağımız söyleşide 418 milyar doları ve bu paranın yurda nasıl getirileceğini konuşacağız”
Tabi, bu cümlenin öncesinde, PKK+Masa’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘çaldılar’ ithamıyla diline doladığı 418 milyar dolar meselesine atıf yapıyor.
Dündar, hem ‘usta’ hem de ‘tarafsız CHP’li gazeteci’ olduğundan, sorularını, Avanos’taki çanak-çömlek ustalarını kıskandıracak kıvraklıkla ‘çanak tutarak’ soruyor. Sanırsınız ki, Türkiye’nin dev yatırımlarına imza atmış büyük firmalar, yaptıkları yatırımların tamamını ve bir o kadar da fazlasını çalmışlar ve çalınan rakam da mahkeme kararıyla 418 milyar dolar olarak tespit edilmiş, sıra bu paranın nasıl tahsil edileceğine gelmiş.
Şıracı çanak tutarak soruyor, bozacı voleybol servisçisi rahatlığıyla sallıyor:
“Sayın Erdoğdu, bu 418 milyar dolar konusunu açar mısınız?”
(Gazeteci arkadaşlarım, sakın kıskanmayın; ‘tarafsız CHP’li gazeteci’, soruyu böyle sorar.)
Bozacı cevaplıyor:
“418 milyar dolar, yolsuzluk riskinin en yüksek olduğu kamu ihaleleri, imar ve inşaat işleri, vergi ve primler, banka ve sermaye piyasaları ile enerji ve madencilik sektöründe yapılan yolsuzluklar sonucunda oluşan kamu zararının toplamı.”
Şimdi, azıcık aklı olan Türk vatandaşları, “Yahu, AK Parti’nin 21 yıllık iktidarı boyunca yapılan kamu yatırımlarının tamamı 200 küsur milyar dolar. Siz 200 milyar dolar yatırımın içinden 418 milyar dolar kamu zararı veya yolsuzluğu nasıl çıkardınız?” diye sormaz mı?
Hayır, soramazsınız. Çünkü bu balondan yolsuzluk dosyasını, koskoca ‘uluslararası denetim uzmanı’ Aykut Erdoğdu’nun da içinde olduğu 18 kişilik süper uzmanlar ekibi hazırlamış. Tabi, Kemal Bey’in ‘Türkiye’nin en iyi hesap uzmanı’ olduğunu da unutmayın.
Şıraca yine çanağı sağlamca tutuyor ve soruyor:
“Yolsuzluk miktarını hesaplamak zor değil mi? Nasıl yaptınız bu hesabı?”
Bozcacı, muz kavisi gibi gönderilen bu güzel ortayı, ‘yolsuzlukların doğası gereği gizli yapıldığını ve tam ve kesin bir rakam tespit etmenin mümkün olmadığını’ söyleyerek, gelen pası göğsünde bir güzel yumuşatıyor. Sonra voleyi çakıyor:
“Bildiğiniz gibi ben uluslararası sertifikalı bir denetçiyim. Dünyada da bu işler böyle yapılır. Bu hesaplama yöntemi, varsayımlarınızı açıklamanız kaydıyla, uluslararası kayıtlara uygundur.”
Siz buradaki ‘varsayım’ gibi kuşku uyandıran kavramlara takılmayın; adam uluslararası denetim uzmanı. Hem de sertifikalı. Muhtemelen, şu Türkiye’nin kredi notunu Zambia’nın notundan daha düşük tutan uluslararası derecelendirme kuruluşlarının müthiş uzmanlarından, kendisine yeterli sayıda ‘bozacı’ da bulabilir.
Dündar’ın ‘soru’ diye tuttuğu çanaklara, bir yığın laf kalabalığıyla sosladıktan sonra cevap veren Aykut Erdoğdu, sadece Kamu İhale Kurumu’ndan aldıkları ihale dosyalarında 600 milyar dolarlık ihale olduğunu iddia ediyor. Buradan hareketle, ‘açık ihale’ ile ‘pazarlık usulü ihale’ arasında ‘çok net bir kamu zararı ortaya çıktığını’ iddia ediyor.
Bozacı’nın, çanak sorulara verdiği cevaplardan şöyle bir ‘çıkarımda’ bulunuyoruz:
21 yıl boyunca yapılan tüm özelleştirme gelirleri, İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Orhangazi Köprüsü, Çanakkale 1915 Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul-İzmir Otoyolu başta olmak üzere tüm otoyollar, Anadolu’yu en az 10 defa kateden 20 bin kilometrelik bölünmüş yollar, hızlı trenler, limanlar, başta Yusufeli ve Deriner olmak üzere tüm hidroelektrik santralleri, tüm savunma sanayisi yatırımları, TCG Anadolu ve diğer yerli ve millî savaş gemileri, yapılan onca şehir hastanesi, ülkemizin tüm işletmelerine sağlanan vergi ve sigorta primi destekleri, Korona salgını döneminde (Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri dâhil) tüm işletme çalışanlarına verilen kısa çalışma ödenekleri, dükkânını salgın yüzünden kapatmak zorunda kalan kahvehaneler, lokantalar, eğlence mekânları dâhil tüm işletmelere verilen destekler ve şu anda aklımıza bile getiremediğimiz binlerce kalem yatırım ve sosyal amaçlı destekler, tümüyle yolsuzluğa (!) gitmiş.
Yahu mübarekler, anladık, çok büyük hesap ve uluslararası bilmem ne uzmanısınız. Da, sayı saymayı da mı bilmiyorsunuz? Yoksa dayak mı yemediniz?
Bir kere, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, 21 senedir yaptığı onca yatırımı ve sosyal harcamayı, nasıl bir kalemde ‘yolsuzluk’ sınıfına sokarsınız?
Hadi, iyi bildiğiniz yerde soralım: İstanbul Havalimanı, otoyollar, 1915 Çanakkale Köprüsü, Akkuyu Nükleer Santrali gibi büyük yatırımlar için, Türkiye Cumhuriyeti, kasasından tek kuruş ödemedi. Mesela 10 milyar 250 milyon Avro yatırım bedeli olan İstanbul Havalimanı için devletimiz tek kuruş ödemediği gibi, yatırımı yapan firmalardan toplamda 26 milyar Avro kira, vergi vs. alacak. Peki, buradan kaç milyar dolar yolsuzluk buldunuz?
Akkuyu Nükleer Santrali’ni yapan Rus şirketi, buraya toplam 20 milyar dolar yatırım yapıyor. Ve devletimiz tek kuruş ödemiyor. Firmaya, ürettiği elektriği sabit fiyattan satın alma garantisi veriyor ve Rus şirketi işletme süresi içinde yaptığı yatırımın karşılığını ve kendi kârını temin edecek.
Peki, bu 20 milyar dolarlık yatırımın neresinden ve kaç milyar dolar yolsuzluk devşirdiniz?
İnsanda birazcık utanma duygusu olur. 21 yıldır hazine bütçesinden veya yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilmiş ne kadar altyapı ve üstyapı yatırımları ile sosyal amaçlı destek ödemeleri varsa hepsini alt alta yazıp topluyorsunuz, sonra bu rakamı ikiyle çarpıp, çıkan sonucu da ‘yolsuzluk miktarı’ diye pazarlıyorsunuz.
Gerçekten CHP’nin siyasetçisine de, ‘gazeteci(!)’sine de yakışıyor.
Peki, biz de sorularımızı çanak tutmadan soralım:
Avrasya Tüneli ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nü yapan ve geçtiğimiz 27 Mart’ta vefat eden, Kemal Bey’in hemen taziyesine koştuğu ve ‘Beşli Çete’ diye nitelendirdiğiniz müteahhitlerden olan, eski CHP milletvekili merhum Ersin Arıoğlu’dan da ‘yolsuzluk tahsilatı’ yapacak mısınız?
Ve dahi, Türkiye’nin büyük enerji ve madencilik şirketlerinden olan, hani televizyonunu da tepe tepe kullanın diye sizin hizmetinize sunan Ciner Grubu’ndan ne kadar ‘yolsuzluk tahsilatı’ yapacaksınız?
Bu yapılan tezvirattan, burnumuza çok ciddi ‘sinsilik kokusu’ geliyor, bilesiniz.
Sinsiliğin şifrelerine, yarın da PKK+Masa adayı Kemal Bey’in Türk savunma sanayisi şirketlerine dair ettiği sinsi lafların şifrelerini tercümeyle devam edeceğiz.