Türkiye çeşitlilikte öyle zengin bir ülke ki, aynı çiçekler gibi bin bir renkte ancak bu sefer doğayla özleşmiş bir topluluk var karşımızda.”SIRAÇLAR”
En önemli özellikleriyse şamanlar gibi doğaya aşık gönülleri ayrıca onları tanımanın tek yolu doğadan çiçek, bitki yada nesne ne kadar güzel isim varsa almışlar FINDIK BEBEK gibi.
Ülkemizde inanç kültürünün son taşıyıcıları “Alevilik” Halkiyât olarak eşsiz bir ritüel.
Alev-i zaten ateş-ışık-sıcaklık anlamındadır.Antakya’nın özellikle Samandağ yöresinde Nusayri Alevileri,Tunceli-Dersim-Kadim Alevilik(Munzur Baba)Torosun her iki yüzünde Yörükler.Dağlarda odunculuk yapan Tahtacı Aleviler(Ege) Gümüşhane,Bayburt(Şıh Bızın) Keçeciler.Karadeniz yörelerine doğru uzanan Pir Sultan Abdal Aleviliği,Kamil, bilge insan Haca Bektaşi Aleviliği, dahası Bektaşi ocağından çıkan Saru Saltuk Dedeyle Trakya’dan Balkanlara kadar Çepni Alevileri,Güvenç Abdal,Baba Mansur Aleviliği gibi uzar gider Türkmen çeşitliliği.
Hatta bazı karşılaşmalar mucizedir.Erzincan Ocağından büyük Aşkım kültürünün büyüklüğünü sayemde anladı ve Hindistan’a kadar gidip inanç kültüründeki metinleri inceledi ve doktora tezini verdi.Kanada da bir üniversitede “Bektaşilik” seçmeli ders olarak açıldı, ne güzel değil mi?Kavuşamadık ancak bitmeyen sevdamız bir kültürle ölümsüzleşti çünkü birileri özellikle güzel işlere köprüdür geçilmesi gereken.
Alevi toplulukları geçmişten bugüne kadar anlaşılamamış, haklarında ileri-geri konuşulmuş, yasaklardan dolayı kapalı yaşamak zorunda kalmışlar, doğal olarak kutlamalarını kendi içlerinde yaptıkları için sır saklıyorlarmış gibi algılanmışlar ve görmezlikten gelinmişler.Uzunca bir dönem toplumdan çekilmişler ve sadece bilinmesini istedikleri kadarını dışarıya söylemişler.
Oysa yaşamları, inanç kültürleri, cemleri, giyimleri-kuşamları,kutsal yemekleri,düğünleri ve ölümleri her bir toplulukta benzer ancak ritüelleri ayrı.
Beydilli boyuna bağlı Sır-aç-larsa Türkmen Aşiret-Alevileridir.Çıkıp gelmişler iç Asya’dan söylediklerine göre.Sıraçlık bir yoldur. Işık yolu.
Farsça Sıraç kelime anlamıysa Işık-Nur-Kandil-Çerağ anlamdadır.
Sıraç kültürü diğerlerinden tamamen farklı çünkü Hubyar Sultan Ocağına bağlı-Anşa Bacı Ocağı kadınların başı çekmesiyle yönetilen bir Ocak.
Fındık Ana’nın Tokat-Zile ilçesinde yirmi yılı aşkındır Sıraç yöresel kıyafet diktiği küçücük bir dükkanı var.İçeriye girdiğinizde tam bir Sıraç Anası gibi gülümseyen o güzel yüzü ışık saçıyor.Sanki ocağına gidip dilek dilemiş gibi Hızır gibi yetişiyor kültür ihtiyacımıza.Kalbindeki yemyeşil nurunu hemen hissediyorsunuz ve birkaç dakikada kültürünün içine düşüyorsunuz.Tek bir kelimesinde en ufak bir samimiyetsizlik bulamazsınız.Başlar hemen kumaşların diliyle konuşmaya.Tatlı diliyle sardırır hikayelerini.Sözlerine öğüt dolu maniler dizer, ermiş gibi…
Yalnız kaldım bellerde(dağlarda),İntizarım(özlem)kaldı giden yollarda…
Yetiş imdadıma boz atlı Hızır…
Bir bakışta anlar insanı.Hayranlık uyandıran davranışlarıyla giyer- giydirir kutsal üç beş etek- saya göyneğini aynı Hz.Ali-Fatma Ana ve Hasan-Hüseyin’in giyindiği gibi.
Zile Gederuk-Yaylakent köyünden olan Fındık Ana’nın söylediğine göre bir zamanlar köyünde on iki imamın rengini taşıyan cicim dokuması koyun yününden dokunur, öynük-önlük, centey-(çanta)davarı sağanlar tuzluk olarak kullanırmış.Halen Zile’nin Çayır ve Kervansaray köyünde yazları köyde iş olduğundan güzün dokunuyor cicim.
Kutsal cicim dokuması Cemlerde ve nikahta seccade, cenazedeyse on iki imam rengiyle örtü olurmuş son yolculuğa ve bu yüzden her evde, sandıkta ve çeyizde varmış.
SIRAÇ YÖRESEL GİYİM KIYAFETİ İKİYE AYRILIYOR
1-üç beş etek-saya denilen biri elde etamin olarak işleniyor püsküllenip boncuklanıyor diğeri makinada küçük yıldız-yuvarlak kumaş parçalarıyla, kenarları da üçgen oymalarla sırmalanıyor.
2-Göynek-Gömlek yine heryeri çeşitli desenlerle etamin yada kanaviçe işi.
Tamamlayıcılarsa; boyuna işli yakalık, saça takılan beş-altılı saç bağı, başta altın-gümüşlü,nazarlıklı,kirpikli ve kaytanlı fes ve üzerine elmalı örtü-yazma, yünden yapılmış işli öynük-önlük,bele sarılan yün dokuma kuşak,(öynuk bağı-üç göz-çarpana) arkaya takılan arka bağ denilen püsküllü boncuk, ayağa aynalı çarık ve tuman-(cintiya)
Dükkanında öyle modeller var ki her biri elişi sanatçıları tarafından yapılmış şaheserler. Fındık Ana bu işi bırakırsa o iş yapan eller nasıl ekmek yer?
Yöresel Kültür Sokağının Zile Kültür Elçisi olarak seçtiği Fındık Ana,Sıraç yöresel giyim kuşam kültürünü yaşayarak taşıyan, her koşulda ayakta durmaya çalışan, küçük bir ilçeye sığmayacak kadar büyük işler başarmış bir kadın girişimci olduğu gibi ayrıca güçlü bir anne.
Çekim yapıp arşivlediğimiz Sıraç kültürü www.yoreselkultursokagi.com yayınlanacaktır.
Ünü Tokat-Zile,Yozgat- Çorum- Sivas,Amasya, Samsun yörelerinin de yöresel kıyafetlerini de dikmektedir. İletişim-Uzunçarşıda-05392885844 onu herkes tanır.
En çok üzüldüğü şeyse Atalarından ve Ebe-Dedelerinden kalan kültürün kendisinden sonra ne olacağı.Üzülmemek elde değildir.
Her kültür gibi değişen dönüşen dünyada hiç bir şey eskisi gibi olmayacağı için artık her toplulukta gelenek göreneklerde eskisi gibi değil.Yavaştan da olsa güneşle karşılaşan buz gibi eriyor, yok oluyor ve su gibi başka başka diyarlara yol alarak modernlikle tanışan yeni kuşak kültürü umursamıyor.Sıraç kültürünü taşıyan son kuşaksa çığlık atarak sesleniyor sağır gönüllere.Çırpınma sebepleriyse geçmişten bu güne kadar yaşanılan onca güzellikler,maneviyat,eşsiz bir inanç ritüeli “arşivlenmeli” diyor haklı olarak.
Kültür Araştırmacısı olarak önerimiz kültürün Fındık Ana’dan sonra ölümsüzleşmesidir.Kumaşıyla,modelleriyle kâğıt üzerinden ötesine geçerek “Sıraç Giyim Kuşam Kitabı”na acilen başlamalı,Ahilik geleneğindeki gibi kendisi olmasa bile yerine çırak yetiştirmelidir.Ayrıca Kadınlar günü hediyesi olarak Fındık Ana’nın çoktan hak ettiği Kültür Bakanlığı Sanatçısı ünvanını alması için çekim yapıp Kültür Bakanlığına göndermeliyiz.Neden bizim ülkemizde de her kültür gibi “Sıraçlık” seçmeli ders olarak okutulmasın. Bizim dünyanın diğer üniversitelerinden ne farkımız var?
Fındık Ana gibi iz bırakan kadınların kadınlar gününü kutlar halk kültürüne arz ederiz.