Bir zamanlar çok dinlenen, çok seyredilen ve çok iş yapan şarkıcı, artist vardı. Her ay bir plak her ay bir sinema filmi, her gün dolup taşan mekanlarda konserler verirdi. Sanatçıların ne kadar revaçta olduklarının mihenk taşı İzmir Fuarı’nda sahne almak ve bu işten ne kadar ücret aldığı idi. O pek fazla sanat değeri olmasa da “acıların şarkıcısı” olarak nam yaptığından herkes onu kimlerin dinlediğini bilir ne kadar puan toplayacağını da sezerdi.
Nasıl ki Orhan Gencebay’a şoförlerin şarkıcısı “baba” diyorlarsa buna da acıların acılıların aşıkların şarkıcısı denilirdi. Kebabı gibi acılı hem de çok acılı şarkılar besteleyen bu adamın adı Ferdi Tayfur idi. Sinema filmleri de şarkılarının ifadesiydi. Her yerde o çalınır her yerde onun sesi yükselirdi. O günlerde benim favorim “Gurbet o kadar acı ki ne varsa içimde” şarkısıydı. İşte Ferdi Tayfur’un saltanatı o kadar ezici bir üstünlük ve o kadar uzun bir üstünlükle devam etti ki Muazzez Abacı gibi bir usta sanatçının “silemezler gönlümden ne aşkını ne seni” şarkısı onunkinin yanında acısız olduğu için sönük kalıyordu.
Yıllar geçip insanlar acıdan acılıdan bıkınca bu sanatçının da hem sinema filmleri rağbet görmedi hem plaklar long play’leri alaka görmedi hem de sahnelerde artık bu acılı fırtına esmiyordu. Rakipleri “acıların adamının hazin çöküşü” diye bas bas bağırıyorlardı. Bir yerde sevinç çığlıklarıydı bu. Çünkü İzmir Fuarındaki gazinocular artık ona dönüp bakmazken yeniden sanat müziği sanatçıları başrol alıyor assolist oluyorlardı. O kadar parlak ve tantanalı bir başlangıç yapan bu şarkıcı aynı tantana ile yok oldu gitti. Hatta uzun yıllar hastalanmasına rağmen kimse haberdar olamadı.
Artık attıkları hamaset nutuklarını dinleyecek ahmak kalmamışsa, artık o söylemlerin zamanı geçmişse, yeni bir diriliş anı da yakalanamamışsa olacak olan bu hazin çöküştür elbet. Boş salonlarda hakaret dolu sözlerle saldırmak, meydanları terk edip salonlara sığınıp oradan da hüsrana uğramak kendi yarattıkları hazin sonun neticesidir. Bu seçim bazıları için başlayan sonun neticesi olacaktır. Siyaset kendisini yenilemelidir.