AK Parti sözcüsü Çelik'ten CHP'li Tanrıkulu'ya sert cevap!

AK Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Ömer Çelik’in gündeminde CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun TSK hakkındaki açıklamaları vardı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik açıklamalarına tepki gösterdi. Çelik açıklamanın sebebi olarak, "CHP'nin seçim döneminde terör örgütlerinin desteğini alan bir kampanya yürütmesi olduğunu düşünüyorum" dedi.

Ömer Çelik, Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda, 7 Ekim'de gerçekleştirilecek Büyük Kongre hazırlıklarına ilişkin sunumlar yapıldığını belirten Çelik, bütün birimlerle kongreye hazır olduklarını söyledi.

Darbelerin tarihi açısından 12 Eylül'ün en kötü sonuç doğuranlardan biri olduğunu ifade eden Çelik, "hukuk dışı vatanseverliğin" olmayacağını, darbeleri yapanların ülkeyi kurtarmaktan bahsettiğini ancak ülkenin getirildiği durumda askeri vesayetin sorumluluğundan bahsetmediklerini dile getirdi.

Sürekli siyaset kurumunun aşağılandığı birtakım argümanlarla yola çıkıldığına işaret eden Çelik, ülke savunmasıyla ilgili bir kurumun siyasetle ne ilgisi olabileceği konusundaki "kötü geçmişin" değerlendirilmediğini belirtti.

"Her darbe kendisine bir vatanseverlik atfetse de aslında vatana ihanet anlamına gelen birçok sonuç doğurmuştur." diyen Çelik, 12 Eylül darbesiyle uğruna İstiklal Savaşı verilen yeni Cumhuriyet'in omurgasını oluşturan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesinin lağvedildiğini, ayaklar altına alındığını ifade etti.

Diğer darbelerden farklı olarak FETÖ'nün gerçekleştirmeye çalıştığı 15 Temmuz'un milletin iradesiyle karşılaşan ve sonuca ulaşamamış bir darbe olduğunu aktaran Çelik, "Cumhurbaşkanımızın o gece yaptığı çağrı ve liderlik, milletimizin ortaya koyduğu duruş, demokrasimize ne olursa olsun sahip çıkacağımız bir dönemin başlangıcı olmuştur." dedi.

SİVİL DARBE TARTIŞMASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 12 Eylül darbesini kınarken "20 Temmuz darbesi" şeklinde bir ifade kullandığına işaret eden Çelik, Kılıçdaroğlu'nun "sivil darbeciler" diyerek de seçim sonuçlarını kabul etmeme şeklindeki tavrını sürdürmeye çalıştığını kaydetti.

20 Temmuz'da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, kendisine anayasanın, kanunların verdiği yetkileri kullanarak, darbe girişiminin sonuçlarını durdurmaya karşı çok önemli tedbirler aldıklarını vurgulayan Çelik, "O günden beri kanun içerisinde, hukuk içerisinde alınan tedbirlere Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi bir 'sivil darbe' diyerek aslında darbecilerin kullandığı bir literatürü kullanarak sürekli aslında 15 Temmuz'daki darbe girişimine bir mazeret üretmeye çalıştıklarının farkında değiller ya da farkındalar ama maalesef bu çirkin yolu, kirli yolu takip etmeye devam ediyorlar." ifadelerini kullandı.

Ülkede darbe girişiminin gerçekleştiği, devlet başkanının öldürülmeye çalışıldığı, Parlamento binası ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bombalanması karşısında kanunlar ve anayasa içerisinde aldıkları tedbirlerin "CHP Genel Başkanının hoşuna gitmediğini" söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun darbe girişiminden sonra alınan terör örgütünün bütün girişimlerini, gücünü kırmaya yönelik tedbirleri sürekli "sivil darbe" olarak nitelendirmeye devam ettiğini aktardı.

Çelik, şöyle devam etti:

"'Seçilen hükümetin meşruiyeti yokmuş.' diyerek aslında bir kere daha, lafın nereye gittiğini bilmeden kendi demokratlığını zedeleyen, demokrat olmadığını ispat eden, cumhuriyet karşıtı bir açıklama yapıyor. Sonuç olarak seçim sonuçları millet iradesiyle tecelli etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve onun etrafındaki birkaç kişi, bu literatürü kullanan birkaç kişi... Bunun gayrimeşru olduğunu söylememize rağmen videolar çekip 'Biz bu şekilde konuşmaya devam edeceğiz.' diyenler var. O şekilde tabii ki konuşmaya devam edeceksiniz, biliyoruz. Başka türlü bir demokratik yaklaşım, bir demokrat duruş da sizden beklemiyoruz. Ama ilk defa bu derece darbecilerin kullandığı argümanların bir siyasi partinin yönetici heyeti ve genel başkanı tarafından açıkça ve alenen kullanıldığı görülüyor. Hiçbir mahcubiyet duymadan, hiç sıkılmadan bunu kullanıldığı görülüyor. Bunun da kaydını bir kere daha düşmüş olalım. Milletimize bu durumu bir kere daha arz ediyoruz."

“KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞINA BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİ ALENİ DESTEK VERDİ”

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik açıklamalarına da cevap veren Çelik, şunları söyledi:

"CHP milletvekilinin teröre destek veren açıklamasının CHP'nin seçim döneminde terör örgütlerinin desteğini alan bir kampanya yürütmesinin bir neticesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bugün kuşkusuz şöyle olsaydı, eğer bir CHP milletvekili teröre destek veren bir açıklama yaptı onun karşılığında da CHP sözcüsü çıktı 'Bunu kabul etmiyoruz ve biz buna karşı, bunu yetkili kurullarımızla değerlendireceğiz' dediğinde bu kıymetli olabilirdi. Ama bunun bir evveliyatı var. Bu, ta seçim döneminden beri geliyor. Bu tekil bir olay değil. Yani bu tekil bir olaymış gibi sadece 'Bunu kabul etmiyoruz' demek yetmiyor. Seçim döneminde Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına bütün terör örgütleri aleni destek verdi. Bu aleni destek karşısında hepimiz seçim meydanlarında bağırdık, 'Bakın terör örgütleri sizi desteklediklerini ifade ediyor, bu desteği reddedin, meşru siyasete gayrimeşru alandan yapılan bu müdahaleleri reddedin' diye. 14 Mayıs seçimlerine kadar Kılıçdaroğlu bunların hiçbirini reddetmedi.

CHP'nin terör karşısındaki kurumsal bağışıklık sistemi çökmüştür. Kurumsal açıdan bağışıklığını kaybetmiştir. Şimdi bu açıdan baktığınızda bağışıklık sistemi çökmüş bir şekilde siyaset yapmaya çalışıyorlar. Ama her seferinde tutuyor, gidiyor terör örgütleriyle yan yana düşüyorlar. Şunu düşünmeleri gerekir, niçin terör örgütleriyle yan yana düşme konusunda CHP bu kadar gündeme geliyor? Niçin terör örgütleriyle yan yana düşme konusunda CHP içinden birileri çıkıp açıkça bunu söyleyebiliyor? Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak birtakım kara propaganda odaklarının ürettiği hangi faaliyetler olduğunu biliyoruz. Bu faaliyetlerin arkasında da şu var; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terörle mücadelesinden duyulan rahatsızlık.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri