Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir Ticaret Odası'nda düzenlenen İzmir İş Dünyası İstişare Toplantısı'na katılarak Orta Vadeli Program hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İLK HEDEF AFETİN YARALARINI SARMAK
Teknik anlamda öngörülebilirliği sağlayan, siyasi güven ve istikrarla teknik öngörülebilirliği birleştiren bir çalışma olan OVP'nin 3 yıllık bir yol haritası niteliğindeki tahminler, politikalar ve hedefleri ortaya koyduğunu aktaran Yılmaz, 2024-2026 dönemini kapsayan programın temel olarak 4 amaç belirlediğini dile getirdi.
İlk hedefin afetin yaralarını sarmak, ikincisinin enflasyonda yeniden tek haneli rakamlara ulaşmak, üçüncüsünün büyüme ve istihdam artışını devam ettirmek ve dördüncüsünün kalıcı sosyal refahı güçlendirmek olduğuna işaret eden Yılmaz, şubat ayında yaşanan büyük ölçekli, şiddetli, çok yıkıcı depremin yaralarını sarmaya çalışırken afet riskini azaltıcı yatırımlara da öncelik vereceklerini söyledi.
Yılmaz, OVP döneminde 3 trilyon liradan fazla kaynağın sadece depremin yaralarını sarmak için harcanacağını, bunda risk azaltıcı yatırımların bulunmadığını ifade etti.
''İKİNCİ AMAÇ TEK HANELİ ENFLASYON''
Cevdet Yılmaz, bütçe harcamalarının tek seferli harcamalar ve her yıl gerçekleşen sürekli harcamalar olarak iki kategoride değerlendirilebileceğini belirterek, "Deprem harcamaları genel itibarıyla tek seferlik harcamalardır ve yapısal bozulmaya yol açmazlar. Bütçe açıklarında geçici artışlara yol açarlar. Nitekim bizim de bütçe açığımız 2023 ve 2024'te 6,5 civarına geliyor. 2025 ile birlikte azalıyor, 2026'da yüzde 3'ün altına düşüyor. Burada deprem harcamaları birkaç yıl bütçemizi belki bozucu bir etki yapacak ama yapısal bir bozulmaya yol açmayacak. Bütçe disiplinini hiçbir şekilde elden bırakmadan yolumuza devam edeceğiz." dedi.
İkinci amacın tek haneli enflasyon olduğunu hatırlatan Yılmaz, güncellenmiş para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlarla birlikte programı hayata geçireceklerini aktardı.
Kurdaki hareketlilik, bütçe açığını azaltmaya yönelik tedbirler, çeşitli kesimlere dönük ücret artışları gibi birçok faktörün geçici bir şekilde enflasyonda bir yükselişe sebep olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Biz bunun bir geçiş süreci olduğunu düşünüyoruz. Yeni dezenflasyonist politika sürecine bir geçiş sürecindeyiz. Belli bir süreçte bir miktar yükselecek. Nitekim bu yıl sonunu yüzde 65'e güncelledik. Bir yükseliş yaşandı ancak bundan sonraki süreçte özellikle 2024 yılının ortalarından itibaren başlayan bir süreçte daha güçlü bir şekilde dezenflasyonist sürecin devam edeceğini ve 2026'ya geldiğimizde yüzde 8,5 gibi tek haneli rakamlara ulaşacağımızı öngörüyoruz."
Enflasyonu düşürürken resesyona da düşmemek gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Maharet bu ikisini bir arada başarabilmekti. Yoksa her şeyi feda ederek enflasyonu kısa sürede de farklı yerlere getirebilirsiniz ama üretim, istihdam, sosyal dengeler... Bütün bunları düşünmek durumundasınız." dedi.
Yılmaz, Türkiye'nin büyümesinin dünya büyümesinin üstünde olduğunu hatırlatarak, "Orta Vadeli Program döneminde bunu 4,5 gibi görüyoruz. Yani bir miktar büyümeden fedakarlık yaptığımızı söyleyebilirim ama yine dünya büyümesiyle mukayese edersek dünya büyümesinin ortalamasının 1,5 puan üstünde bir büyüme seyrini Türkiye devam ettirecek. İstihdamda çok ciddi artışlar sağlamıştık. Yine önümüzdeki dönem 2,7 milyon ek istihdam öngörüyoruz." diye konuştu.
OVP İLE HEDEFLER GERÇEKLEŞECEK
Yılmaz, seçimlerin ardından ülkede pekişen güven ve istikrar ortamının OVP ile konulan hedeflerin yakalanması noktasında en önemli destek noktalarından olduğuna işaret etti.
Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik atılacak adımları paylaşan Yılmaz, yeşil ve dijital dönüşümün orta vadeli programın ana eksenlerinden biri olduğunu, yarı iletken, elektrikli araç, batarya, elektronik, havacılık, savunma ve biyomedikal gibi stratejik sektörlerde atılacak adımlara da önem verileceğini aktardı.
Program döneminde ihracatın 300 milyar dolar, turizm gelirinin ise 70 milyar doları aşmasını beklediklerini dile getiren Yılmaz, cari işlemler açığında da yılın ikinci yarısında turizm ve ihracat gelirlerindeki artışlar ve altın ithalatına yönelik tedbirlerin etkisiyle iyileşme beklediklerini ifade etti.
Cari açığın milli gelire oranını bu yıl sonu yüzde 4, gelecek yıldan itibaren kademeli düşüşle birlikte 2026'da yüzde 2,2 olarak öngördüklerini vurgulayan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"Koyduğumuz politikaların, hedeflerin içeride ve dışarıda takdir edilmesini, gerçekçi bir program olarak nitelendirilmesini de mutlulukla izliyoruz. Önemli olan bu programı hayata geçirmemiz. Bu anlamda üç noktanın altını çizmek isterim programı uygulama kararlılığımız anlamında. Birincisi hiçbir programın, arkasında siyasi destek yoksa anlamı yoktur. Güçlü bir siyasi irade varsa anlamı vardır. Orta Vadeli Program'ımızı bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan etmesi ve toplumla paylaşırken tam ve güçlü bir siyasi irade ortaya koyması programımızın en önemli unsurudur. Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz ekonomi yönetimi olarak.
''ORTA VADELİ PROGRAMI CİDDİ BİR SAHİPLENME OLDU''
İkinci unsur sosyal destek. Toplumun değişik kesimlerinin de iş dünyası, çalışanlar, değişik toplumsal kesimler... Bu kesimlerin desteği olmadan da bir programı sürdüremezsiniz. Bu anlamda tüm toplumsal kesimlerde Orta Vadeli Programı ciddi bir sahiplenme oldu. İzlediğimiz yöntemin de buna katkıda bulunduğuna inanıyorum. Katılımcı bir yöntemle, tüm toplumsal kesimlerle görüşerek konuşarak hazırladık. Bu da sahiplenmeyi getirdi."
Program kapsamında takvime bağlanan çok sayıda adım bulunduğunu, tüm adım ve eylemlerin Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı kanalıyla takip edileceğini dile getiren Yılmaz, kendi içinde izleme sistemi kurulmasının da OVP için üçüncü önemli unsur olarak öne çıktığına işaret etti.
OVP'nin Türkiye'nin dünya sıralamasında yerini değiştirecek bir hamle yapmasına vesile olmasını temenni ettiklerini söyleyen Yılmaz, Türkiye Yüzyılı'nı bu programlarla ve bunun altını dolduran hamlelerle gerçekleştireceklerini belirtti.
İzmir'e son 21 yılda toplam 227 milyar 512 milyon liralık yatırım harcaması gerçekleştirildiğini de kaydeden Cevdet Yılmaz, özellikle ulaşım altyapısına ciddi yatırımlar yapıldığını, kentin sağlık teknolojileri, tarım, turizm, yenilenebilir enerji ve üniversiteleriyle yüksek büyüme kapasitesine sahip olduğuna bildirdi.
''OVP İŞ DÜNYASININ ÖNCELİKLİ BEKLENTİLERİYLE ÖRTÜŞTÜ''
Programda konuşan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de OVP'nin iş dünyasının öncelikli beklentileriyle örtüştüğünü, esnafa düşük maliyetli kredi imkanı sunan esnaf ve sanatkarlar kredi kooperatiflerine benzer bir yapının TOBB bünyesindeki oda ve borsa üyeleri için de oluşturulması önerisinde bulunduklarını söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar ise yapısal reformların önemini vurgulayarak, KOBİ'lerin dijitalleşmenin yanında yeşil sanayi dönüşümü için kaynak ve bilgi birikimine ihtiyaç duyduğunu, hükümetin yol gösterici olması gerektiğini ifade etti.
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de İzmir'in tarım kenti kimliğinin yüksek teknoloji ve markalaşma alanındaki teşviklerle desteklenmesi gerektiğini aktardı.