Millet İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde halka seslendi.
Kemal Kılıçdaroğlu:
- Türkiye'nin makus talihini bu meydanda yeneceğiz. Tıpkı atalarımızın yendiği gibi. Türkiye'nin karamsar bir ortamda olduğunu, büyük sıkıntılar olduğunu, hayat pahalılığını, gençlerdeki umutsuzluğu biliyorum. Herkesin sıkıntısı var, derdi var. 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Ama artık değişimin zamanı geldi. Yeni bir ruha, yeni anlayışa ihtiyacımız var.
- Çok kutuplaştık, çok ayrı yerlere savrulduk. Artık birleşelim, artık kucaklaşalım. Kavganın zamanı değil, barışmanın zamanı. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu karanlık atmosferi aşma zamanı.
- Bir çocuğumuz açsa, 85 milyonumuz açız demektir. Bir çocuk karanlıktaysa, elektrik faturasını ödeyememişse aslında 85 milyonumuz karanlıkta demektir. Yeni bir anlayışı bu ülkeye getireceğim. Hiçkimseyi ötekileştirmeden, 85 milyonun huzur içerisinde yaşadığı bir Türkiye'yi inşa edeceğim. 6 lider bir aradayız. Hepimiz bu ülkede huzur olmasını istiyoruz.
- Çiftçinin zarar etmesine imkan verilir mi? Buğday dışarıdan geliyor, arpa dışarıdan geliyor, yulaf dışarıdan geliyor, et dışarıdan geliyor, canlı hayvan dışarıdan geliyor. Sen yurt dışındaki çiftçiyi destekleyeceğine kendi çiftçini desteklesen daha iyi olmaz mı? Onlar 5'li çeteler için çalıştılar, Bay Kemal vatandaşı için çalışacak.
- Bizim için yandaş değil, vatandaş önemli. Ayrımcılığı bitireceğiz göreceksiniz. Ötekileştirmeyi bitireceğiz. 85 milyon birlik çalışacağız, alın teri dökeceğiz. Bu ülkeye Bay Kemal'in sözü var. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.
- Çalışkan insanlarımız var. Üniversiteleri bitirdiler ama göreceksiniz üniversitelerimiz bilgi üretecek. Öğrencilerimiz mezun olacak ve işleri büyük ölçüde hazır olacak. Söz verdim.
- Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Bütün köy okullarını açacağız. Ferhat ile Şirin'in buluştuğu gibi öğretmenle öğrenciyi buluşturacağız. Köyü terk edip çocuğumu okutayım diye kente gelmeyecek, köyde okutacak. Köyde sadece öğretmen değil, ziraat teknisyeni veya mühendisi de olacak.
- Emekliye bayramlarda bir asgari ücret kadar ikramiye vereceğiz.
- Türkiye 3 milyon 600 bin sığınmacıya baksın. Eyvallah ama bizim evlatlarımız işsiz. Asgari ücretin yarısıyla çalışıyor. Suriyeliler kendi ülkelerine gidecek. Suriye ile barışacağız.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş:
- Seçime mi gidiyoruz, savaşa mı gidiyoruz anlamadık. 31 Mart’ta seçimi kazanmadan önce de kazandıktan sonra da söylemiştik; evet seçimi kazanacağız ama asla zafer kazanmış olmayacağız çünkü karşımızda düşman falan yok demiştik. Yine öyle söylüyoruz. Herkesin farklı düşünmesi gayet normal. İnsanlar daha öncesine ve şu anki duruma bakacaklar ve kendi gelecekleri için karar verecekler. Memnunsa iktidarı destekleyecekler, değilse değiştirecekler. Bu kadar basit. Siyasi partiler birbirinin rakibidir. Bizim karşımızda düşman filan yok. Herkesin farklı düşünmesi gayet normal. 'Teröristleri nasıl gömdüysek, muhalefeti de gömeceğiz' Bu nasıl bir dil?
- Ülkemizde uçurum çok açıldı. Koltuktan kalkmak istemiyorlar. Çocukları lüks araçlarla geziyor, çakarlı araçları bırakmak istemiyorlar. 31 Mart seçimleri öncesinde de Ankara'da rantı bırakmak istemiyorlardı. 16 milyar lirayı Ankapark'a gömdüler. Çocuklarına televizyon kanalı, spor kulübü aldılar
- Son günlerde İHA’lar, SİHA’lar, TOGG seçime alet edilmeye başlandı. Bunlar bizim milli malımız. Nasıl daha önceki hükümetler ASELSAN’ı, HAVELSAN’I, ROKETSAN’I, gelen hükümetlere devrettilerse elbette İHA’lar SİHA’lar da devredilecek. Bize düşen çok daha iyisini geliştirmek olacaktır. Bağımsızlık bizim geleneğimizde vardır. Bağımsızlığımızı korumak için milli güvenlik politikalarımızı devam ettireceğiz. Bugün bir bakan diyor ki “biz gidersek İHA’ları SİHA’ları hangara gömecekler” ne içtiniz ne yediniz sayın bakan? Ruh sağlığınız iyi mi sizin?
Mansur Yavaş'ın ardından kürsüye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu çıktı.
Ekrem İmamoğlu:
- Göreceksiniz başarılı olacağız. Birliğin beraberliğin dönemidir. Her şeyi bilen bir kişinin otoritesi bizi nereye getirdi görüyoruz. Pazara gittiğinizde bile dün ile bugün arasında fark var! İnsanlar cebindeki parasıyla dün alabildiklerini bugün alamıyorlar. 22 yılda cek, -cak diyen iktidarı bu millet tıpış tıpış evine yollar.
- Ekonominin belini en çok büktüğü insanlar memletimizde ev kadınları, çocuklar, üniversite öğrencileri, gençler... Onlar okula giderken beslenme çantasına bir şey koyamayan, üniversite öğrencileri yemeklerini azaltıyorlar. Yeni bir dönemi başlatmak için bir aradayız.
- Ekonomiyi ayağa kaldıracak, bu ülkede yargının bağımsızlığını yok eden bu iktidarın döneminden hemen sonra yargıya bağımsızlığını aide edip, kişiye göre makam, kişiye göre hukuk dönemini bitirecek ve aynı zamanda mülakat belasıyla bu milletin evlatlarının hakkını yiyen bir dönemi sona erdirecek ve milletin evlatlarıyla bu dönemi yönetecek; vicdanıyla, aklıyla milletin aklını devreye sokup, ortak aklı kullanarak bu ülkeyi düzlüğe çıkaracak Millet İttifakı, iktidara geliyor.
- Ayrımcılık yapan, devleti parti devletine dönüştüren, partizanlığı devletin her kurumuna sokan; valileri, kaymakamları, devlet bürokrasisini siyasetin tahakkümü altında ezen anlayışı yollayacağız. Devletin valisi, devletin valisi olacak. O partinin, bu partinin değil...
- Bu millet iyi ve kötüyü ayırt eder. Bu millet hak yiyenle, hak yemeyeni ayırt eder.
- Sizi güzel bir Türkiye'ye uyandıracağız.
Ekrem İmamoğlu'nun ardından kürsüye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan çıktı.
Ali Babacan:
- Biz ülkemizi çok seviyoruz. Vatanımızı çok seviyoruz ama nedir bu güzel ülkemizin çektiği? Bizim bunlara itirazımız var. Bu yokluğa, bu yoksulluğa bu yasaklara itirazımız var.
- Sabit maaşı olan, emeklisi, memuru, çiftçisi, esnafı bu krizlerde yer aldı. Ben diyorum ki, bir durun artık. Bunu düzeltecek kadrolar bizleriz. Biz iç güçler, dış güçler diye bahane üretmeyeceğiz. Enkaz edebiyatı yapmayacağız. Enflasyon için bakkalları, kasapları suçlamayacağız enflasyon için. Kuru soğan depolarına baskın yapıp da soğanın fiyatını siz yükseltin de demeyeceğiz.
- Biz de biliyoruz, vatandaşımız da biliyor: Şu anki hayat pahalılığının sebebi kötü yönetimdir, beceriksizliktir. Biz ortak akılla, bilimle işimizi yapacağız. Ülkeyi öyle bir yöneteceğiz ki doğudan batıya, kuzeyden güneye Tüm Türkiye kazanacak.
- Biz, tüm Türkiye için yola çıktık. 86 milyon kazanacak. Bu seçim aslında iki seçenekli bir referandum. Temelde iki tane tercih var. Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu... Gerisi teferruat. Gerisinin zaten bir iddiası yok. Belirleyici iki tane seçenek var. Hiç kafa karıştırmaya gerek yok.
- 15 Mayıs sabahı bu bereketin damla damla yayıldığını göreceksiniz. Siz, tercihinizi yapacaksınız ve rahatça arkanıza yaslanacaksınız. Gerisi bizde... Endişeye mahal yok. Adaleti getireceğiz. Adalet sadece yargıda işin hızlı yürümesi değil... Biz hakkı düştüğü yerden kaldıracağız.
- Tercihimizi net yapalım, açık yapalım ve birinci turda bu işi bitirelim. Kararlı hareket edersek olacak bu. Başaracağız inşallah. Siz pusulaya 'evet' mührünü vuracaksanız, biz de Türkiye'nin yarınlarına damgamızı vuracağız inşallah. İnanıyorum ki bu seçim aklıselim, sağduyu, Balıkesir, tüm Türkiye, 86 milyon kazanacak.