Artık öğrencilerin, herhangi bir üniversiteye girebilmek için değil, istedikleri üniversitelerin istedikleri bölümlerine girebilmek için çalıştıklarını belirten Erdoğan, eski Türkiye’de iş bulmanın kolay olmadığını belirtti.
Geçen 20 yılda iş gücü arzı 22 milyondan 35 milyon kişiye çıktığı halde, istihdamı 11,5 milyon kişi artırarak, tarihin en yüksek çalışan sayısına ulaşıldığını ifade eden Erdoğan, sanayi bölgelerinin, turizm tesislerinin, ticari kuruluşların, tarım ve hayvancılık merkezlerinin gece-gündüz çalışıp, üretip, kazandığını kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bazıları, bizim sık sık savunma sanayi ürünlerimizi gündeme getirmemizden rahatsız oluyor. Halbuki, bizim gururla saydığımız her savunma sanayi projemiz, aynı zamanda gerisindeki tasarım, yazılım, üretim gücüyle, gençlerimizin geleceklerini inşa eden birer teknoloji lokomotifidir. Biz, teknolojiye yaptığımız yatırımla gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlıyoruz. Yapılan konutlara, yollara, barajlara beton ve demir yığını gözüyle bakanların çapsızlığı, bu alanda da kendini belli ediyor. Kendilerinin hayranlık duyduğu ülkelerin nasıl geliştiğini, kalkındığını, zenginleştiğini bilmeyenler, her yatırıma takoz olmaya, her esere düşmanlık etmeye, her hizmeti değersiz hale getirmeye çalışıyor. Bunların derdi gençlerimize ufuk açmak değil, tam tersine gençlerimizin ufkunu kapatarak kendi kifayetsizliklerinin, içinde debelendikleri kin ve nefret bataklığının üzerini örtmektir.
Göreve geldiğimizde kişi başına milli gelir 3 bin 600 dolardı. Şimdi 10 bin 650 doların üzerine çıktıysa, bu, nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok önemli. Ve satın alma paritesine göre dünyada Türkiye 11'inci sıraya yükseldi. Ne diyorlar? İkide bir 'Türkiye'nin ekonomik durumu çok kötü.' İşte rakamlarla konuşuyorum. Biz, bunlardan 3 bin 600 dolardan bir Türkiye teslim aldık, şimdi ise 10 bin 650 dolar. Bunlar kendi kendine olmadı. Yaptığımız yatırımlar, altyapıda, üstyapıda bunların hepsi dünya ile yarışta olan bir Türkiye'nin hikayesidir."
"Biz yapmak, bunlar yıkmak için var"
"Şayet Gezi olaylarından 15 Temmuz'una maruz kaldığımız kalleş saldırılarla bize ödetilen ekonomik bedeller olmasaydı, bugün çok daha üst sıralarda yerimizi alacaktık" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi bay bay Kemal'in masası kaç kişiden oluşuyor? Önce 6'ydı, sonra 7 oldu, sonra 9 oldu. Ama bunun bir de görünmeyen ortakları var. Bunu da unutmayın. Peki bu ortaklar kimlerden oluşuyor? Bu ortaklar ne yazık ki Kandil'in parlamentodaki uzantılarından da oluşuyor. Bu ülke bir terör devleti değildir, olmayacaktır. Ve bay bay Kemal, orada bunlar ne sözü veriyor? Diyarbakır'da benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökerek öldüren, öldürten Selo'ya cezaevinden çıkma sözü veriyor. Yetmedi, aynı şekilde evlat katili, yavru katili Apo'yu da çıkarma sözü veriyor. Her kürsüye çıkan hanımefendi de öyle. Ne diyorlar? 'Biz, geliyoruz, cezaevlerinin kapısını kıracağız, hepsini dışarıya salacağız.' Bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devletinde ne zamandan beri cezaevi kapıları böyle kırılıyor? Öyleyse ana kademe, gençler, kadın kolları yükümüz ağır. Bu ülke, bu hainlere bırakılamaz. Gençler, biz yapmak için varız, bunlar yıkmak için var. Öyleyse çok çalışmamız lazım."
Erdoğan, dün Gemlik'te Togg ile miting alanına gittiğini, halkın kendilerini adeta karanfillerle engellediğini söyleyerek, "Meydana öyle gittik. 65 bin kişinin olduğu bir tören yaptık. Ne yaptık? Enerji üretim tesisinin temellerini attık. Oradan Manisa'ya geçtik. Manisa'da da Demokrasi Meydanı'nda yine 65 bin kişinin katıldığı bir miting yaptık. Demek ki şu anda bütün vatandaşlar gümbür gümbür sandığa gidiyor. İnşallah Türkiye Yüzyılı ile birlikte hak ettiğimiz yerlere de tırmanacağız" açıklamasını yaptı.
"Gözlerinize baktıkça kendi hayallerimi görüyorum"
"Başaramayacaksınız. İstiklalimize, istikbalimize el uzatamayacağınız gibi ülkemizi hedeflerinden uzaklaştıramayacaksınız. Ekonomimizi rayından çıkartamayacaksınız. Milletimizin arasına etnik ve mezhebi fitne sokamayacaksınız." dedi.
"Bay bay Kemal ne diyor? 'Ben Aleviyim' diyor. Saygı duyarım, hayırlı olsun. Biz, senin Alevi olmandan rahatsız değiliz ki. Bayram değil, seyran değil, bunu söylemenin anlamı ne?" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz şunu biliriz, bizim Alevilik, Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim tek dinimiz var, İslam ve Müslümanlık. Biz, bunu anlatacağız. Biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkes'iyle, Gürcü'süyle, Abhazya'sıyla bir olacağız, beraber olacağız ama ülkemizi böldürtmeyeceğiz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mesele bu. İyi ki Alevi olduğunu söyledin. Bizim öyle bir derdimiz yok. Gençlerimizle bir ve beraber olduğumuz müddetçe, bu vatanın tek bir karış toprağına, bu milletin tek bir kazanımına el süremeyeceksiniz. Çünkü bu gençlik dünyayı bilen, ecdadını tanıyan, vatanına ve milletine kalpten bağlı, medeniyet ve tarih şuuru sahibi bir gençliktir. Ben, bu gençliğimizle iftihar ediyorum. Sizi gönlüme, bağrıma basıyorum.
Bu gençlik, ne küresel emperyalistlerin oyununa gelecek, ne sapkın akımların ülkesini istila etmesine izin verecek, ne geleceğinin karartılmasına rıza gösterecek bir gençliktir. Bay bay Kemal, buradan LGBT'ci çıkmaz. HDP'de var mı? Var. İYİ Parti'de var mı? Var. Aleyhte konuştuklarını hiç duydunuz mu? Bir de orada masanın etrafında ufak yavrucuklar var, onlardan böyle bir şey duydunuz mu? Hiçbir şey konuşabiliyorlar mı? Hayır, konuşamazlar. Sıkıysa konuşsunlar. Ne hale düştüler. Ama bu gençlik Türkiye'nin gençliğidir, Türk milletinin gençliğidir. Allah'ın izniyle bu gençlik, 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı muştusunu, sadece 9'lu koalisyona değil, 7 düvele ilan edecek gençliktir. Sizlerin gözlerine baktıkça, kendi gençliğimi, kendi heyecanımı, kendi hayallerimi görüyorum. Bana bu güzel duyguları doyasıya yaşattığınız için her birinize şükranlarımı sunuyorum."
"Sen, mutfakta çorba pişirebiliyorsan pişir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileri için her seçim sürecinin, millete hem hesap, hem söz verme vesilesi olduğunu belirterek, "Hesap veriyoruz, çünkü 21 yıldır bu ülkeyi yönetiyoruz. Söz veriyoruz, çünkü ülkemiz için hayata geçirecek daha çok hayalimiz, vizyonumuz var." dedi.
AK Parti'nin bugüne kadar Türkiye'ye kazandırdığı eser ve hizmetlerin videosunun gösterildiği programda Erdoğan, "Sizlere, özetin özetinin özeti mahiyetinde bir hatırlatma yaptık. Sadece eğitimden, spordan gençlerimiz için yaptığımız işlerin tamamını saymaya kalksak, değil saatler, günler bile yetmez." ifadelerini kullandı.
Bundan sonra yapılacakları da en az geçmişte yaptıkları kadar önemli gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ziya Paşa'nın bir beyiti var, nedir o? 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz, eserlerimizle konuşuyoruz. Her seçim döneminde asla yerine getirmeyecekleri bir vaat bohçası açar, asla tutmayacakları sözler söylerler. 'Yok suyu bedava vereceğiz, yok otobüslerin fiyatlarını şöyle indireceğiz.' derler. Bunları hiç yaşadınız mı? Biz, İstanbul'da yaşamadık. Ankara'dakiler, gençler yaşadınız mı? Yaşayamazsınız. Bunların hayatında yalandan başka bir sermaye yok. Bizim ilkemiz, söylediğimiz her şeyi yapmak, yapamayacağımız hiçbir şeyi de söylememektir. Ağızdan çıkan her sözün gerisinde bir vizyon, bir hedef olmalıdır. Gençlere sempatik görünmek için, gerçekte kendileri olmayan kılıklara bürünenlerin böyle bir dertlerinin bulunmadığı çok açık. Biz gençlerimizle irtibatımızı, öyle mutfakta video çekerek, otobüs kapısında raks ederek sağlamıyoruz. Gençlerimizle muhabbetimizi, öncelikle onlara her alanda en güzel hizmetleri vererek, aynı zamanda her fırsatta onlarla ruberu, yüz yüze bir araya gelerek yapıyoruz. İşte bugün de burada, aynı hassasiyetle, aynı anlayışla bir aradayız. Bizim gençlerimize güvenimizin en güzel örneği, seçilme yaşını 30'dan önce 25'e, sonra 18'e biz indirdik. Bu CHP'nin gençlere güveni yok. Ne diyorlardı? 'Çoluk çocuğa mı bırakacaksınız.' Biz, gençlerimize inandığımız için bu yasal değişikliği yaptık. Siz niye yapmadınız? Şimdi diyor 'Ben, gençlere güveniyorum.' Sen, mutfakta eğer çorba pişirebiliyorsan pişir. Yok."
"Genç girişimcilerimizin yanında yer alacağız"
"Milletvekili listelerinde gençlere en çok yer veren, dolayısıyla onların yetkinliğine ve katkısına en çok güvenen parti biziz. Nefesimizi, birileri gibi hesapsız kitapsız söylenmiş, içi boş vaatlere değil, hemen hayata geçireceğimiz somut projelere harcıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, seçim beyannamelerinde gençlerle ilgili hepsi iyi çalışılmış, projelendirilmiş, en kısa sürede uygulanacak projelere yer verdiklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:
"Ne diyor? 'Londra'ya gidiyorum, 300 milyar dolar Türkiye'ye getireceğim' diyor. Gençler inandınız mı? Adama sormazlar mı, sen hangi sıfatla gidiyorsun da oradan sana 300 milyar doları verecekler? İnanın, 5 tane keçiyi teslim edin, kaybedip gelir. İşte, SSK'nın başındayken, aman ya Rabbi. Savaş Ay hayatta olsa da o videoyu bir daha yayınlasa. Neler çektirdi neler. Ülkemizin kendi kaynaklarını en güzel şekilde kullanarak, biz bütçe oluşturduk. Karadeniz gazı, 500 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında hesap edilen rezerv değeriyle, ülkemizin son dönemdeki en büyük kazanımlarından biri olacak bay bay Kemal. Biz, bu gazın gelirlerinin bir kısmını, Aile ve Gençlik Bankası kuracağız ve bu bankadaki rezerve aktaracağız. Bu kaynakla, aile kurumumuzu güçlendirmeye ve gençlerimizi eğitimden evliliğe hayatın her aşamasında desteklemeye yönelik çalışmaları finanse edeceğiz.
Esasen, eğitim bursundan girişimcilik hibesi ve kredisine kadar pek çok alanda gençlerimize zaten ciddi destekler veriyoruz. Harç vardı, bu harçları kim kaldırdı? Biz kaldırdık. Burs, nereden nereye... 45 liracık. Bütün bu kaynaklarla beraber Türkiye Yüzyılı'nı kuruyoruz ve doğal gazımızın geliriyle de Türkiye artık ele avuç açmayacak, çok daha farklı bir noktaya geleceğiz. Mesela, faizsiz kredi desteği sağlayarak, kendi işini kuran genç girişimcilerimizin yanında yer alacağız. Gençlerimizin dünya ile etkileşimini artıracak, yüksek lisans ve doktora programları için yurt dışına gönderilen öğrenci sayısını yükselteceğiz.''