İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı'na yönelik yaşanan olaylar siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamalarına rağmen, İYİ Parti'nin lideri Meral Akşener ve partililer, olayın bir saldırı olduğu konusunda ısrarlı davranıyorlar.
Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının gerilimi arttırdığını ve olayın bir saldırı girişimi olduğunu belirtmişti. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi hakkındaki suçlamaları reddederek Akşener'i özür dilemeye davet etmişti.
Öte yandan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamasına göre, olay bir hırsızlık girişimi sırasında yaşanmıştı ve bekçinin silahını kullanması sonucu meydana gelmişti. Ancak İYİ Parti cephesi bu açıklamaları kabul etmiyor ve olayın gerçek sebebini araştırmak için adli süreç başlatıldığını duyurdular.
İYİ Parti'nin öfkesi dinmezken, siyasi kriz de derinleşiyor. İlerleyen günlerde olayın gerçek sebebinin ortaya çıkması ve tarafların uzlaşması bekleniyor.
AKŞENER KÜRSÜDEN KURŞUNLARI FIRLATTI
Dün partisinin grup toplantısında konuşan Meral Akşener ise kürsüdeki kurşunları göstererek yere fırlatarak, "Bunca engeli aştıktan sonra şimdi bize kurşun mu 'dur' diyecek?" dedi.
BEKÇİ İLK KEZ KONUŞTU
İYİ Parti binasına isabet eden kurşun nedeniyle gözaltına alınan ve sonrasında serbest bırakılan inşaat bekçisi ilk kez konuştu. Hırsızları kovalamak için silahını ateşlediğini anlatan bekçi, "Bir çiçek alayım partiden özür dileyeyim. Mağdurum, müşkül durumdayım. Bu kasti bir şey değil. Yanlışlıkla yapılan bir şey." dedi.
"BU BÖLGEDE UYUŞTURUCU KULLANIYORLAR"
İnşaat bekçisinin açıklamaları şu şekilde; "Ben normalde rutin olarak 18.30'da iş yerime geldim. Dışarıya çıktım. Şantiyeye geldim ve gündüz de bir hırsızlık olmuştu. Çalınan parçaları aşağı atmışlardı. Telin arkasından alıp götürmek için. Olay gecesinde mesai saatim dolmak üzereydi. 18.45 gibi eve geçtim iftar yapmak için. İftardan sonra arkadaşlar aradı takır tukur ses geliyor diye. Ben de her ihtimale karşı ruhsatlı silahımı aldım. Çünkü burada uyuşturucu kullananlar oluyor. Baktım şantiyeye geldim bir sıkıntı yoktu. Bir baktım tekrar yukardan tak tuk ses geldi. Parça almışlar yine.
"HAVAYA ATEŞ AÇTIM"
Havaya ateş açtım 3 ya da 4 el korksunlar diye. Yanlarına da fazla yaklaşamıyorum. Uyuşturucu kullanıyorlar. Sonra oradan ateş edince beni kaale dahi almadılar. Burada 2-3 el yine ateş ettim. Sonra molozların üzerine düştüm zaten. Kafamı yere çarptım. Sonra ateş ettim.
"İYİ PARTİ İLE BİR HUSUMETİM YOK"
İYİ Parti'nin tam önünden aşağı iniyorlardı. Teli de yırtmışlar oradan kaçıp gidiyorlar. Bertaraf etmek için ettim. Gece yarısı zifiri karanlıktı zaten düştüm. Hem sağdaki hem soldaki korksun diye. Farklı yönlere kaçtılar. Kaçan hırsızların üzerine ateş etmedim. Ben 2 senedir burada çalışıyorum İYİ Parti ile bir husumetim yok. Benim böyle bir niyetim olsa neden ruhsatlı silahla böyle yapayım. Ertesi gün gelen polislere her şeye anlattım.
"ÖZÜR DİLERİM"
Hiçbir siyasi partiye üyeliğim yok. Bir sürü eş dost arkadaşım var Mersinli kirvelerim var İYİ Partili. Utanıyorum, mağdurum, kimsenin yüzüne bakamıyorum. Neredeyse bu memleketi bırakacağım. Ben bir şey yapmadım. Benim hayatta hiçbir siyasi ile bağlantım yok. Ben sabah işime gelirim akşam evime giderim. Özür dilerim. Bir çiçek alayım partiden özür dileyeyim. Mağdurum, müşkül durumdayım. Bu kasti bir şey değil. Yanlışlıkla yapılan bir şey. İYİ Parti tarafına mermi gider gitmez aklımın ucundan geçmezdi. Kabul ederlerse bir çiçek alıp gidip özür dilemek isterim. Ailem çok üzülüyor. Karanlık olduğu için hırsızların yüzünü görmedim ve bere takıyorlar. Geceleri burası zifiri karanlık oluyor."