Akalın’a göre, 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci, Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemediği fakat sonradan geri çekilmek zorunda kaldığı bir dizi stratejik hamleyle şekillendi. 2023 yılının Mart ayında yapılan İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplantısında, Akşener’in, masaya Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi gelirse karşı çıkacaklarını belirttiği, ancak yerine Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını destekleyeceklerini söylediği öğrenildi. Bu durum, Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığını reddetmek istemesinin bir yansımasıydı.
Akalın, o dönemde Akşener’in, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engellemek için daha demokratik ve şeffaf bir yol önerdiğini, ancak Akşener’in bu öneriyi kabul etmediğini belirtti. Akşener’in, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının belirlenmesi sürecinde hem kendi partisinin içinden hem de 6’lı Masa’dan ciddi karşıtlıklarla karşılaştığını ifade etti.
Akalın, Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda çekinceleri olduğunu ve ilk başta bu yolu denemek istediğini, ancak bu planından son anda çekildiğini savundu. Akşener’in, partisindeki ve kamuoyundaki tepkiler sonrası geri adım atarak Kılıçdaroğlu’nu desteklemek zorunda kaldığına dikkat çeken Akalın, bu sürecin Akşener’in korkuları ve hesaplamalarıyla şekillendiğini öne sürdü.
Akalın, ayrıca Akşener’in siyasi manevralarının İYİ Parti ve 6’lı Masa üzerindeki etkilerine de değindi ve Akşener’in bu süreçte izlediği stratejiyi eleştirdi. Akalın, Akşener’in sadece kendi adaylığını savunmakla kalmayıp, aynı zamanda ülke genelindeki siyasi dengeyi de değiştirmeyi hedeflediğini ancak bu planının sonunda başarısız olduğunu ifade etti.
Akalın’ın açıklamaları, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Akşener’in tutumuna dair yanlış bir algıya sahip olduğunu ve bu eksik bilgi ile yorumlarda bulunduğunu ortaya koydu.