İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasındaki sığınmacı tartışmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmuştu.
“HİÇBİR DEĞERİ OLMAYAN İSTİHBARATÇI ARTIĞI”
Ümit Özdağ'a yüklenen Erdoğan, "Hiçbir değeri olmayan istihbaratçı artığı siyasetçilerin bu konudaki çırpınışlarının sebebini anlıyoruz. Bize sığınan mazlumların haklarını savunmayı bir medeniyet sorumluluğu olarak görüyoruz" demişti.
“BEN İSTİHBARATÇI DEĞİLİM”
Erdoğan'ın sözlerine cevap veren Ümit Özdağ, “Erdoğan "istihbaratçı artığı" demiş bana. Enişten mi söyledi? Eniştenden mi duydun? Ben istihbaratçı değilim. Ancak senin devlet yönettiğini zannedip, FETÖ'cü istihbaratçı artıklarıyla, Tuncay Güney ile Ergenekon davasını oluşturduğunu, Şemdin Sakık gibi bir asker katiliyle Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklandığını, devletin harem-i ismeti olan özel kuvvetler komutanlığının arşivini FETÖ'cü yargıçlara teslim ettiğini biliyorum. Erdoğan; 20 seneden bu yana Türk devletinin bütün bilgileri, dosyaları, dinlemeleri senin elinde. Benimle ilgili olanlar da... Hadi al onları gel, televizyonda tartışalım. Ama biz televizyonda tartışmadan önce, rahmetli Erbakan hocanın hala kayıtlarda duran iddialarına bir cevap ver kendinle ilgili” diye konuştu.
“SEN TÜRK OLAN HİÇBİR ŞEYE DEĞER VERMİYORSUN”
Erdoğan’ın kendisine değersiz dediğini iddia eden Özdağ, “Bana bugünkü konuşmanda "değersiz" demişsin. Tabii ben senin için değersiz olacağım. Ben Suriyeli değilim. Ben Türk milletine değer vermediğini biliyorum. Sen Türk olan hiçbir şeye değer vermiyorsun. 300 bin Türk geldi Bulgaristan'dan, onlara karşı çıktın. 7.7 milyon Suriyeli'ye 100 milyar dolar harcadın. Onlara çok değer verirsin. İstihbaratçı değilim ama ben iyi bir bilim adamıyım. Senin bütün hayatın boyunca tek bir kitabı başından sonuna kadar okumadığını tahmin ediyorum. Ama benim kitaplarımı üst üste koysak, senin uzun boyunu aşıyor” şeklinde konuştu.
Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“SENİNLE BİRLİKTE SURİYELİLER DE GİDECEK”
“Bir de benim görev emrimi yerime getirdiğimi söylemişsin. Konuşman içindeki tek doğru bu. Benim bir görev emrim var. Ben bu görev emrimi, senin politik yaşamındaki en büyük düşmanın olan, ismini yüzlerce tesisten sildiğin, milletin hafızası ve kalbinden çıkarmak için mücadele ettiğin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldım. 2023 bir final değil, bir başlangıçtır demişsin. Bak burada yanılıyorsun. Bu senin için bir final ama Türk milleti için Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı anlamında bir başlangıç olacak. Sen gideceksin. Seninle birlikte Suriyeliler de gidecek.”