Türkiye’de siyaset yapmak zor zanaat. Ya işini bilir yaparsın ya da birilerinin adamı olarak bir yerlere getirilirsin. Birilerinin adamı olarak getirilirsen sonunda rezil olursun da farkına varmazsın.
Son günlerde siyaset dünyasında bir “kirli ve utanç” dili kullanıyor ne yazık ki. Bir siyasi parti lideri diğerine olmadık benzetmeler yapıyor, olmadık hakaretlerde bulunuyor. Yazık ki ne yazık…
Rakibini alt edemeyen mecburen ona çamur atacak, onu karalayacak ve onu halkın gözünde küçük düşürecek. Bilmiyor ki bu söylemleri ile kendisi halkın gözünden ve gönlünden düşüyor.
Nefret dilini kullanan ve her türlü hamaseti diline dolayan unutmasın ki bu milletin gözünden ve gönlünden düştüğü an onun için geçmiş olsun. Bir daha milletin içine çıkacak yüz bulamayacaktır benden söylemesi.
Bunun en somut örneği İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in partisinin gurup toplantısında yapmış olduğu konuşma bu itici ve insanı kendinden soğutan konuşması. Kürsüye çıkınca ağzına ne gelirse saydırıyor da saydırıyor.
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı önce rahmetli Abdülhamit örneği ile ilişkilendirip sonunun onun gibi olmasından yana dertli olduğunu ima etti. Sanki Abdülhamit Han onun umurundaymış gibi.
Akşener konuşmasının devamında bir siyasi parti liderine yakışmayacak bir konuşma daha yaptı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için dedi ki, “Kaybedeceğini anlayan Sayın Erdoğan'ın, çaresiz çırpınışlarını eğlenerek izliyoruz. Tazmanya canavarı edasıyla attığı hamasi tiratlarını gülerek dinliyoruz” diyerek bir dilin bu kadar kötü kullanılabileceğini de bize göstermiş oldu.
Bu Tazmanya canavarı bir çizgi film karakteri ve acımasız ve korkusuz her önüne gelen saldıran bir karakter olarak biliniyor. Peki sormak lazım Akşener’e, Cumhurbaşkanı Erdoğan hangi ülkeye savaş açmış, hangi ülkenin toprağını işgal etmiş. Ya da kimin canına malına kast etmiş ki bu benzetmeyi yapabiliyorsun.
Bir diğeri çıkıyor televizyona toplanın elimde belgeler var size önemli şeyler açıklayacağım diyor. Kendisine inanan kitle toplanıyor televizyon başına ne diyecek diye merakla bekliyor. Sonunda bir bakıyorsun söylenenlerin bir incir çekirdeğini doldurmadığını alıyor boyunun ölçüsünü.
Ne diyor televizyon kaçaklar. Aman sıkı tutun kaçmasınlar. Yahu düşünün bir ülkenin Cumhurbaşkanı 15 Temmuz gecesi milletini sokağa çağırmış bu millet onun bir sözüyle tankların önüne yatmış ve gövdesini siper etmiş. Bu Cumhurbaşkanı kaçar mı? Ülkesini terk edip gider mi?
Yazık güzel ülkemin insanları işte bu kirli siyasetin dili yüzünden ayrışıyor ve birbirine düşüyor. İşte bu yüzden birbiriyle kanlı bıçaklı oluyor. Yazık bu ülkeyi bu kirli dilinizle ne hale getirdiniz. Eserinizle övünün gurur duyun şimdi…
Milleti bu kirli dilinizle artık daha fazla birbirine düşman etmeyin, birbirine düşürmeyin yeter artık…