Son günlerde Türk siyasetinde yaşananlar tüm kesimin gündeminden düşmüyor. Bunlar her ne kadar iddia olarak anılsa da vatandaşımız eskisi gibi bu söylenenlere kulak arkası etmiyor.
Her ne kadar çirkinde olsa bu iddialar sosyal medyanın gücüyle 7’den 70’e herkese açık erişebilir olabiliyor. Eskiden yaşça büyüklerimiz Özal’ı Erbakan’ı, Demirel’i Çiller’i anlatarak yaptığı hizmetlerden bahsederdi, birde yapmadıklarını anlatarak, birbirleriyle sözlü münakaşaya girerlerdi...
Aralarında yaşanan tatlı sert diyaloglar bizleri güldürse de, en azından kafamızda kimin doğru ya da kimin yanlış olduğunu kestirebilirdik, siyasete karşı bir düşüncemiz oluşurdu…
Ama artık öyle değil, şimdi ortaya çıkan iddialar o kadar enteresan ve iğrenç ki 10 yaşında ki çocuklar bile biliyor, anlatıyor ve bu siyasetçilere özeniyor. Bu iddialar muhalefeti de iktidarı da hatta toplumun her kesimini öyle etkiliyor ki, insan ne yapacağını şaşırıyor.
Devir artık teknoloji devri, bir yaptığın bir yerde kalmıyor, yada saklanmıyor, gizlenemiyor. Bundan sonra siyasetçilerimizin bunları düşünerek davranmaları gerekir…
Peki toplumumuz bunca yaşananlara rağmen neden siz ne yapıyorsunuz demek yerine, kutuplaşmayı sürdürüyor? Tam birlik ve beraberlik içerisinde hareket etme vaktiyken, bu siyasetçilerin açık açık ortaya çıkan, ses kaydı, videolarına rağmen kutuplaşmaya devam ediyor.
İşte bununda tek suçlusu sosyal medya. Sosyal medya öyle bir şey ki, hem toplumu kutuplaştırıyor, hem birleştiriyor. İki gücünü aynı anda kullanabiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bunca yaşanan siyasi karmaşa içerisinde her ne olursa olsun birleşmesi kutuplaşmaması gerekir.
Çünkü önümüzde bir seçim var bu kutuplaşmak seçimde ve seçimden sonra bizi uçuruma götürür. Sevdikleriniz siyaset tartışırken karşınızda ki insan kırmayın… Şunu unutmayın siyaset sizi sevdiklerinizden ayırır… Kalın sağlıcakla