Baş döndürücü bir hızla, virüse rağmen devam eden çekişmeler garip gelişmelere de sahne olmaktadır. Muhalefet partileri ne yapar, var mı bilinmez. İşte muhalefetin olmaması da memlekette nelerin oluyoru bilemiyoruz.
İhtiyaç tan mı yoksa ihraçtan mı ortaya çıktığı malum olan İYİ Parti sanki doğmadan yok olmak üzere. Büyük umutlarla büyük reklam ve destekle ortaya çıkarılan isyancılar şimdi de birbirine düştü. Aslında başından beri huzursuz olan bir partiydi. Bunlardan sadece iki tanesine destek verdi Doğan Medya. Bir anda dört kişi muhaliflerin lideri olmak maksadıyla yola düştüler. Bunların içinde en zayıf olanı Meral hanımdı. Ama sözü edilen medya gurubu onu parlattı. Hilary Clington “siyasete merak eden kadının derisi kalın olmalı” demişti. Nitekim Meral Hanıma hakaret eden namusuna dil uzatan hatta “ku…. oturduğun” diyecek kadar alçalanlar oldu. Bir zaman “başbuğ Meral, topuklu efe” diye tazyik tahrik edildi.
Bu ilk ayrılık zamanında şimdi genel başkan yardımcısı olan bir arkadaşıma “keşke ayrılmasaydınız, yarı yarıya ziyan olmazdık. Yeni bir Muhsin faciası yaratmasaydınız” dedim. “Ama onlar da bizi partiye sokmadılar” dedi. “Şimdi dört tane genel başkan yardımcısı da başkan olmak için yola çıkan arkadaşlar. Bunlar başkanın her hareketi her yanlışı onların takibinde olanlar için malzeme olacak. Yani rahat bir başkanlık yapamayacak” dedim. Nitekim bu gün yaşananlar da onlar tarafından isyana dönüştürülen bir eski hesaplaşmanın neticesidir.
“İYİ Parti kamuoyu yoklamalarında yükseldiği için bu işler başlarına gelmektedir” denilmektedir. Yeni kurulduğunda ilk seçim öncesi de %18 civarında idi. CHP ile mutabakatla ortak seçime girme haberi le bu %10’dan aşağı indi. Seçim sonucu da bunun şahididir.
Partinin tabanı milliyetçi ama sol tandanslı insanlar listenin üst sıralarında bulunuyordu. Seçmen solcu yabancılara oy vermedi. Ortada olmak için “ABD’ci, Soroscu” olanlarla bir yere varılamayacağı aşikardır. Kendi mecrasına dönmeye çalışmaktadır bu parti.
Günümüzdeki tartışmalara dair çok önceden partinin yönetimindeki bir arkadaşa anlattım. Söyleyeceğimiz çok şey var ama bizi alakadar etmiyor. Çünkü dışında olduğumuz yere laf atmayız. Normaldir, beklenen bir durumdur şu yaşananlar.