Siz gelmeden önce!

Selami Mutlu

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde sizler muktedir olmadan önce zenginler deveye, fakirler eşeğe binerdi. Ne çamaşır makinesi vardı ne de buzdolabı. Soğutulması gereken yiyeceklerimizi kuyuya sarkıtır, çamaşırlarımızı çivit marka öküz baş amblemi olan deterjanla yıkardık. Bulaşıklarımızı da kül suyu ile yıkar temizlerdik. Evlerde hiç çeşme suyumu vardı, siz gelmeden önce dereler bu iş içindi zaten. Sakalar eşeklerin sırtına derelerden doldurdukları teneke içindeki suları evlere getirir satarlardı. Hele bir de kara tren geldi ki yöremize homurdana-homurdana garibim aç susuz kaldı diye önüne ot koyduk yesin, su koyduk içsin diye.

Gariban halkımız uygarlık mı gördü siz gelmeden önce!  Banyo nedir bilmezdik, yağmur suyuyla dolan sarnıçlarda biriken sularla kafamızı killi toprakla yıkar temizlenirdik. İyi ki geldiniz iyi ki muktedir oldunuz. Bir parmak işaretinizle Buzdolabına-Bulaşık makinesine kavuştuk. Bir göz kırpışınız ile uçakları havada arabaları karada yürür gördük. Dişimizi çektirmeye berbere giderdik. Berberin kerpeteniyle dişimiz çekilirdi. Ne dişçi vardı ne de kuşçu. Allahın verdiği yine Allahın takdiri ile bitip giderdi. Hele bir çıkıkçı nine vardı ki neren çıktıysa yerine oturtur sonra baston ile yürümeni sağlardı. İçine cin giren çocuğa muska yazılır, evde kalan kızlara cinci hoca göbeklerine üfürdükten sonra hemen koca bulurlardı.

İyi ki geldiniz İyi ki muktedir oldunuz. Yoksa şu fani dünyada gözleri kapalı olarak heder olup gidecektik. Ne Twitter ne de Mwitter vardı sizden önce. Mahallemizin zengininin evine televizyon geldiğinde hasta ziyaretine gider gibi bizi eve çağırmasını bekler televizyon açılıp ses verince de arkasına saklanıp konuşan adamı arardık. Anamızın çeyiz sandığı gibi kocaman radyonun önünde ailece el-ele tutuşurduk ki radyo parazit yapmasın diye. Minare boyu direklerin ucuna teller bağlayıp üstüne nazarlıklar koydukta ancak öğle aile anten olma görevini bırakıverdi. Siz muktedir olmadan önce ne tabak gördük ne emaye tencere. Çamurdan yapılı tabak ve tencereler bu işi görürdü.

İyi ki geldiniz İyi ki muktedir oldunuz. Doğalgazı sizin sayenizde tanıdık. Daha önce bol-bol kuru fasulye yiyerek biri birimizin gazıyla ısınır rahatlardık. Siz yokken Üniversite mi gördü gençlerimiz bütün gençler fıkıh babanın dergâhına gider sopasını yiye–yiye elifi merteği öğrenirdik. Dergâhtan telef olmadan tecavüze uğramadan başarı ile çıkanlar Âli devletimizde ki yerlerini alır kâtip olurlardı. Soruları çalmaya adam bulmaya vaktimiz olmadı bizim. Hep birlikte ezberlemiştik Fıkıh babanın ezberlettiklerini. Okuduğumuzun anlamının ne olduğunu öğrenemesek de hep bir ağızdan ezberlemiştik öğretilenleri.

İyi ki geldiniz İyi ki muktedir oldunuz! Bu gün bizim giydiğimizi yarın küçük kardeşimiz giyer daha sonra ki kardeşimize devrederdik. Sizinle tanıdık ceketi- pantolonu. Siz geldiniz de şükür Elektriğe kavuştuk. Bizi aydınlatan ampule bakıp Allaha şükredip dururduk. Sizden önce Zeki MÜREN şarkısında ki gibi elimizde kandil vefa arar dururduk siz daha vefalı çıkıp bize ampulü hediye ettiniz de karanlıklardan kurtulduk. Siz gelmeden önce sokaklarda ki çöp yığınlarının üzerinden atlayarak geçerdik. Belediyenin kadrolu eşekleri tarafından çöpler eşeğin sırtında ki küfelere doldurulur ve götürülürdü. Kadrolu eşekler emekli edildikten sonra çöp kamyonları geldi de temizlik gördü yörelerimiz. İyi ki geldiniz İyi ki muktedir oldunuz. Deve sırtında, Eşeksırtında seyahat etmekten nasır tutmuştu kıçımız. Siz geldiniz de yaptığınız arabalara uçaklara biner olduk. Sayenizde kıçımız araba koltuğuna değer oldu.

Adalette ne ki o sadece bizim mahallede ki fahişenin adı. Gelen vurdu giden vurdu. Arkada sadece adı kaldı. Siz gelmeden önce hepimiz köy ağasının marabalarıydık. Hukuk muhtar anamızı kaçırsa bile ses etmezdi. Sizinle Adaleti-Hukuku tanıyabildik. Avratımız tarlada çocuğunu doğurur göbek bağını orakla kestikten sonra tarlada ki işine devam ederdi. Hastane mi vardı da gitmedik. Şimdi Elhamdülillah hiç gitmiyoruz ama koca-koca Hastanelerimiz oldu hem de paralı. Tuvalet nedir bilmez idik. Ağaç dipleri bu iş içindi. Çocuk bezini bile siz gelince öğrendik. Daha önce kumu toprağı çocuğun kıçına doldurup sarıp sarmalar sırtımıza bohçalardık öğle iş yapardık.

İyi ki geldiniz İyi ki muktedir oldunuz! Siz gelmeden önce çamur ve samanı karıştırıp çatısını çalı çırpı ile kapatılan toprak evlerde otururduk. Çamurdan evlerin damında yatar uyur yellenirdik. Şükür siz geldiniz de beton yığınına dönen o güzel apartmanlarda oturuyor olduk. Emin olun evin içinde hacet gideriyor banyo bile yapıyoruz artık. Sayenizde ucube gibi 20-30 katlı apartmanları gördük. Dün dündür dedik ve bu günlere geldik. Sayenizde Marsa gidecek beş şeritli yol yapar olduk.  Gecekondudan çıkıp saraylarda yaşar olduk. Eşeğin sırtından inip özel uçaklara biner olduk.

Eskiden Dolar nedir faiz de ne oluyor diye bilir miydik? Ektiğimiz tütünü tabakalara doldurur ince tütün kâğıdına sarıp bir güzel dilimizle yaladıktan sonra benzinli muhtar çakmağımızla sigaramızı içer idik. Ele güne muhtaç değildik. Şimdi tarlada tütün hak getire, ithal sigara duhul olmuş memleketimize. Sayenizde kutusunda cicili-bicili renklerde ithal sigaramızı içer olduk. İyi ki geldiniz İyi ki muktedir oldunuz. Hele bir de Kıraathane açıp ta çayı-keki bedava verirseniz milleti kekle yip sevindirirsiniz. Ne sattığınız Milli varlıklarımızı-Şeker fabrikalarımızı içine ettiğiniz Adaleti ve Hukuku ne Demokrasiyi ne fırlattığınız doları ne ucube eğitiminizi, varken yok ettiğiniz Tarımımızı-Sanayimizi nede Dış politikamızı sorgulayan ya da hatırlayan olur. Buyurun keklerinizi yiyin efendiler. Size kek verenlerin önünde tekerlenin-yuvarlanın bu han-ı iştaha sizin.