Batı doğu arası ajanlar krizi gündemde iken, Türkiye’de sinsi ve gizli ajan, muhbir kimler sorusu tartışılmıyor. Peki ama neden?
Kifayetsiz muhterisler; batı karanlık dehlizlerde seçildi yetiştirildi görevlendirildi, görevlerinin gereğine yöneldiler. Yaptıklarının bazısı farkında, bazısı değil. Peki ama neden?
Onlar ki; halkın saf ve temiz duygularını istismar ederek etkili ve yetkili oldular.
Kimlik, kişilik, fikir değiştiren siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, Türkiye'nin en büyük talihsizliğidir. İlkesiz omurgasız yüzsüz tipler için önemli olan kişisel çıkarlardır. Bu tiplerin siyasete yön vermesi partilerin akıl danışmanı olmaları bir talihsizliktir.
Kitlelerin uyuşturulmasında öncü rol oynayan bu tipler; kendilerini millet veya halk sözcüsü-vekili-temsilcisi diye tanımlanırlar.
Batı emperyalizmi günümüz insanını, ilk çağların köleleri haline sokmuştur.
Bakın; bu gerçeği herkes dile getirmeye çalışır. Ancak alternatif oluşturma da zorluk yaşarlar. Kimileri bireysel, kimileri parti grubu olarak hareket ederler. Bazı kişiler ve partiler ise duyarlı görünüp duyarsızlıklarını çıkarları için devam ettirirler.
Bilgi Çağında bilgisizlik ve çaresizlik nedeniyle işbirlikçilik moda olmuştur.
Aydın mı yoksa kimliksizleşen aydınlar mı var sorusu soruluyor.
İktidar için kriterlerin başında, küresel sermaye ve örtülü derin dünya örgütlerin icazeti gelmektedir.
Aydınların gaflet ve hıyaneti; aydınlardaki ideolojik körlükten ileri gelmektedir.
Bilim adamı ve sorumluluğunu yitirmiş akademisyenler, devşirilen aydınlar ve embesil medya mensupları; Türkiye'yi sonu kaosa giden yolları döşemektedirler.
Dönek Aydınlar ve Diplomalı cahiller kafa karıştırmaktadır.
Beynin biyolojik ve sosyolojik ritmi; bozulmuş, siyasi irade felç edilmiş ve biyolojik saldırı hazırlığı yapılarak Psikolojik Savaş her alanda her şekilde kural tanımaksızın uygulanmaktadır.
Kimliksizlere, dönmelere, dinci geçinenlere dikkat etmek gerekir. İnsan ve toplum üzerinde zihin operasyonları ile kitlesel zihin çökertme silahı kullanılmaktadır.
Kontrollü Gerilim Stratejisi; kitlelerin düşünme sorgulama melekelerini alt üst etmiştir.
Dinleme merakı insanları sarmalamıştır. Dikkat! Casus yanıbaşınızdadır.
İstihbarat sistemlerinin şifreleri elinde olan küresel güç dünyayı dinliyor.
Terörün yeni silahı internettir ve siber savaş her alanda sürdürülmektedir.
Tele kulak ve medya-siyaset-yargı içiçe olmuştur.
Korku ülkesi algısı, kitlelerde oluşmuştur.
Bilgi toplumu ve çağın gerçekleri ortada iken insanlar teknoloji bağımlısıdır. Tehlikeleri algılamaktan uzaktır.
Siber güvenlik ortadan kalmış, bilgisayar yoluyla da takip sürmekte, mailler okunmaktadır.
Beyin avcıları işbaşındadır. Yabancılar uzman, gazeteci, danışman, iş adamı akademisyen kimlikleriyle Türkiye'yi mesken tutmuşlardır. Provokasyonlarını kamu görevlisi kimlikleriyle örtülü bir şekilde rahatlıkla yapar hale gelmiştir.
Türkiye ve Ortadoğu; casuslar savaşı arenasıdır. Bölge kaosa sokulmuştur. Kaostan kozmosa stratejisi işlemektedir. Bölge ülke lider ve kadroları, figüranlığı kabul etmiş rollerini oynamaktadırlar.
Dikkat edin: Bilgi kirliliği yaratan sosyal ajanlar peşinizde olabilir.
Siyasetçi gazeteci akademisyen istihbaratçılık ve lobicilik gözde meslek haline gelmiştir.
Muhbirlik, gizli tanıklık nemalanma ve takdir edilme kimliğine dönüşmüştür.
Gazete sayfalarında yer alan ve TV ekranlarında yer alan ucube tipler ücretli asalak işbirlikçilerdir. Ajan gazeteciler, ajan siyasetçilerle, ajan akademisyenlerle kolkoladır.
Gizli Tanıklık nedeniyle gizemli soruşturmaya maruz kalma endişesi, duyarlı herkeste panik meydana getirmiştir.
Propaganda, reklam ve siyaset; güç, servet ve şöhret aracıdır.
Asimetrik psikolojik savaş yürütülürken, Kontrollü Gerilim Stratejisi uygulanmaktadır. Propaganda neden ve kime karşı yapılır? Kim, neden, niçin, kime düşmanlık içindedir? Halkın bilinçlenmesini önlemek sürüleşmesini sağlamak için yapılır.
Günün Sözü; Aydın, zulmedenlerin yanında yer alan değil, doğru bildikleri için mücadele edendir.