Sosyal medya günümüzde oldukça sık kullanılan bir platform haline geldi. İnsanlar için haberleşme aracı olan bu alan, sosyal içerik üreticileri yani “influencer”lar açısından da bir süredir ciddi bir gelir kaynağı. Bu kişiler sosyal medyada dijital içerik üretmek suretiyle önemli gelirler elde etmekte. Uzunca bir süre bu kişilerin nasıl vergilendirilecekleri tartışılmıştır. Sonunda 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile bir çözüm bulunmuştur. Anılan Kanun’un 2. Maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’na mükerrer madde 20/B eklenmiştir. Maddenin başlığı şu şekildedir: “Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası.” Madde başlığı bile amacın vergilendirmemek olduğunu net olarak ortaya koymaktadır.
318 No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği madde 3/d uyarınca sosyal içerik üreticisi, sosyal ağ sağlayıcıları aracılığıyla; herhangi bir konuya ilişkin paylaşımlar yapmak suretiyle tanıtım ve tavsiyede bulunarak bir ürün ya da hizmetin satın alınması için diğer kullanıcıları etkilemek suretiyle gelir elde edenler ile paylaşımlarının izlenmesi sayesinde reklam gelirlerinden pay alan başta olmak üzere içerik üreticiliği faaliyeti sonucu her türlü gelir elde eden gerçek kişi şeklinde tanımlanmıştır. Vergi idaresi, tanımı örnekler vermek suretiyle yapmaya çalışmış, sonunda ise içerik üreticiliği faaliyeti sonucu her türlü gelir elde eden gerçek kişi şeklinde genel ve kapsayıcı bir ifade ile bitirmiştir. Nitekim bu konuda kişiler çeşitli şekillerde gelir elde edebilmektedirler. Reklam verme, yapılan paylaşımın izlenmesi gibi birçok yöntem bulunmaktadır.
Kanun’a göre bu kişilerin Türkiye'de elde ettikleri kazançlar gelir vergisi bakımından vergi istisnası kapsamındadır. Bu durum ise, Türkiye'de kurulu bir bankada hesap açılması ve bu faaliyetler sebebiyle elde edilen tüm hasılatın bu hesapta toplanması şartına bağlıdır. Bankalar, bu hesaplara aktarılan hasılat üzerinden sadece %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmakla yükümlüdür. Bu kişilerin Vergi Usul Kanunu’ndan kaynaklanan defter ve vesika tutma vs gibi yükümlülükleri de bulunmamaktadır. Bunun dışında Kanun’da sadece kazanç olarak belirleme yapılmakla birlikte anılan Tebliğ madde 4/15 uyarınca istisna edilen faaliyetlere ilişkin gelirin ayni olarak tahsil edilmesi halinde, tahsile konu mal veya hizmetin tahsil tarihindeki rayiç bedelinin gelirin elde edildiği ay içerisinde, ayni olarak tahsil edilen gelirin içinde bulunulan ayın son yedi günü içerisinde elde edilmiş olması halinde ise en geç takip eden ayın ikinci iş günü bitimine kadar banka hesabına yatırılması durumunda istisna şartları ihlal edilmemiş olacaktır.
Kanun’da, mükelleflerin başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunmasının istisnadan faydalanmalarına engel olmadığını düzenlenmiştir. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü 84098128-120[37-2021/2]-497179 Sayılı Özelgesinde, televizyon tamirciliği nedeniyle basit usule tabi mükellefin Youtube kazancı nedeniyle nasıl vergilendirileceği sorusuna şu şekilde yanıt vermiştir: “Bu bağlamda, sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliği faaliyetlerinde bulunan ve öngörülen şartları sağlamak suretiyle bu faaliyetlerinden elde ettiği gelirleri dolayısıyla 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesi kapsamında kazanç istisnasından faydalanan mükelleflerin, bu faaliyetlerde bulunması, şartları dahilinde basit usul kapsamında yürüttükleri faaliyetlerinin basit usule tabi olmasına engel teşkil etmemektedir.”
Sosyal içerik üretiminden kaynaklanan kazançları toplamı 103. maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini ikinci fıkrada belirtilen şartlara göre tahsil etmeyenlerin bu istisnadan faydalanamayacağı belirtilmiştir. Devamında ise, istisnaya ilişkin şartların taşınmadığının tespit edilmesi halinde eksik tahakkuk etmiş olan verginin, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunacağı düzenlenmiştir.
1982 Anayasası’nın 73. Maddesinin 1. Fıkrasına göre herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. “Influencer”ların vergilendirilmesine ilişkin düzenleme ise mali güce göre vergilendirme ilkesinden çok uzaktır. Gelir Vergisi Kanunu’na tabi mükelleflerin neredeyse tamamı daha fazla vergi öderken, bu kişilerin ödül gibi %15’lik bir tevkifatla kurtulmaları adaletsiz bir durumdur. Kanun’un bu şekilde olmasının nedeni biraz da bu kişiler hakkında yapılabilecek vergi denetiminin güçlüğüdür. Çünkü bir akıllı telefon bu kişiler için yeterli olup; incelenecek bir işyeri, defter, fatura bulunmamaktadır. Ancak bu vergi idaresinin sorunu olup, mali güç ilkesine aykırı şekilde bu kişiler lehine adaletsiz bir durum yaratılmasına gerekçe değildir.
Bu konuda yapılması gereken, öncelikle söz konusu Kanun maddesinin tekrar ele alınmasıdır. Bu kişilerin mali güce göre vergilendirme ilkesine uygun şekilde vergilendirilmelerini sağlayacak yeni bir düzenleme daha yerinde olacaktır. Kaldı ki bu %15’lik oran bu kişilerin kendi içinde bile adaletsizdir. Çünkü bin lira kazanan da bir milyon kazanan da %15 oranında vergilendirilmektedir. Yasama organı konuyu tekrar ele almayacaksa, bu durumda Anayasa Mahkemesi tarafından söz konusu düzenlemenin iptali gündeme gelebilir. Söz konusu madde ile ilgili bir davaya bakan vergi mahkemesi, taraflardan bu konuda bir talep gelmese bile maddenin Anayasa’ya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine konuyu taşıyabilir. Yüksek Mahkemenin bu konuda iptal kararı verebileceği düşünülmektedir. Şayet bu iki ihtimal de söz konusu değilse, son öneri ise Cumhurbaşkanının vergi oranını artırmasıdır. Kanun maddesinin son fıkrasında Cumhurbaşkanına tevkifat oranını her bir faaliyet türü için ayrı ayrı sıfıra kadar indirme ve bir katına kadar artırma yetkisi verilmiştir. Cumhurbaşkanı ücret geliri elde eden bir kişinin üzerindeki vergi yükünden hareketle bir belirleme yapabilir.