Söz konusu vatansa gerisi teferruattır

Serdar Bozdoğan

Siyaset Arenası gün geçtikçe kaynıyor. İçerden ve dışardan Türkiye’nin çok yönlü, çok boyutlu ve eşzamanlı bir şekilde köşeye sıkışması hedeflenmektedir. Bu durum ülkemizin saygınlığını ve haysiyetini yaralayan, aynı zamanda iç ve dış ayakları gün yüzüne çıkmış şiddetli bir operasyonun habercisidir.

İktidar devlet idaresini yürütmek ve çevresindeki savaş rüzgârından ülkesini ve milletini korumaya yönelik politikalar icra ederken ana muhalefet (CHP) aksine tavırlar ile sergilediği eylemler hususunda farklı bir ateş alevlerken diğer muhalefet parti olan HDP de batının batılları tarafından verilen gaz ile provokatörlük sürecini elinden geldiğince sessiz bir şekilde sergilemektedir.

En önemlisi geçirdiğimiz 15 Temmuz ihanet sürecinde devletin yanında yer alan ve sonrasında meşru hükümet ve meşru Cumhurbaşkanına milletin selameti ülkenin refahı ve devletin bekası adına destek olan Milliyetçi Hareket Partisinin gayreti ile büyük bir badire en az zarar ile atlatılarak batıl batı politikaları imha edilmiştir.

Siyaset ve bürokraside yıllar süren zaman içinde günden güne artan metal yorgunluğunun da hat safhada olması cumhurbaşkanını daha çok çalışmaya sevk ederek yormaktadır. Nitekim söz konusu vatan olunca devletin yanında yer alan ve iktidara destek olan MHP ile uyum içerisinde bir referandum süreci atlatıp ülkemizi kendi kabuğunun dışına çıkacak ve coğrafyasında söz sahibi olmak adına çağın şartlarına uyum sağlayan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek demokratik bir sürecin oluşumu sağlamıştır.

Aynı hassas doku ve düşünce içerisinde önümüzdeki zaman süresinde ülke olarak göreceğimiz muhtarlık,  belediye, genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2023 e doğru giderken yeni bir hükümet sisteminin uygulanması başlayacaktır.

% 50+1 oy potansiyeli alarak göreve gelecek cumhurbaşkanının şeffaf bir şekilde seçilmesi için milli bir birlikteliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu seçim sürecinde tarafların çatışmaya giderek kızışan siyaset atmosferi ile ülke yara alacak pozisyona düşmemelidir.

Nitekim MHP genel başkanı sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalarda söz konusu vatansa bu süreç içerisinde AK Partinin ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ in yanındayız sözleri bir nebze de olsa ferahlık sunmaktadır.

Ana muhalefet partisinin tavır ve tutumları rakip bir parti olarak mücadele vermekten ziyade devletin uluslararası sahada itibarını zedelemektedir. Bu süreci körükleyen basın ve medya unsurları da yanan ateşin dozunu artırmak için odun taşımaktadır.

Böyle bir süreç içerisindeyken ne yapmalı?

Milli ve manevi değerleri koruyan ve güçlendiren,  ülke ve milletin derdi ile dertlenen,  devletin bekasını muhafaza eden bir hükümet sistemi icra edilmelidir. Bunun yanı sıra daha da mühim olanı yasama sistemi içerisinde güçlü adımlar ile ilerleme sağlanmalıdır. Şuaınki zaman süresi içinde bunun alt zeminini hazırlamak ve emin adımlar ile ilerlemek için 2018’in ilk aylarında uygun bir zaman içerisinde AK Parti ve MHP olarak ortak bir hükümet kurulması ile ülke ve millet olarak güçlü bir istikrarın oluşumu sağlanmalıdır.

AK Parti ve MHP olarak kurulan yeni bakanlar kuruluna başkanlık eden cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde kararlı adımlar ile istikrarlı bir şekilde ilerleme sağlanacaktır.

Bunun yanı sıra bürokrasi alanında değişim ile yenilenen taze kanın metal yorgunluğuna son vererek güçlü bir kamu ve hızlandırılmış bürokrasi hizmetini temin edecektir. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır ilkesi ile bütünleşen AK Parti ve MHP’nin yürüteceği bakanlar kurulu aynı zamanda yasama hususunda aynı dokuda ekip halinde çalışılarak zaman ve masraf kaybının önlenmesini sağlayacaktır.

AK Parti ve MHP’nin tabanları hususunda bir bütünlük sağlanması için seçim den önce ilçe ve il başkanlıklarının kardeşlik şuuru içerisinde mülahaza eşliğinde birlik ve beraberlik ekseninde hareket ederek seçim sürecini başarılı bir şekilde atlatmaları gerekmektedir. Milli bir konsept ve milli bir propaganda modeli içinde hareket edilmelidir. Taraflarını kenetleyecek ve konsept bütünlüğünü sağlayacak o propaganda “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” olmalıdır.

NATO'nun yumurtladığı FETÖ/PDY örgütü sinsi bir şekilde pusuda beklerken ülkenin milletin ve devletin bekasına tehlike arz eden bu azılı düşman ile yalnızca AK Parti olarak mücadele etmek zaman kaybına neden olur. MHP’nin AK Parti’ye sunacağı katkı ile FETÖ/PDY ile mücadele daha kapsamlı ve daha şeffaf bir şekilde sağlanacaktır. Birlikten güç doğar ve bu güç devletin bekasını temin etmek için kullanılmalıdır.

Büyük Türkiye hayali ile çıktığımız kutlu yolda cumhuriyetimizin 100. Yılına doğru ilerlerken Güçlü Türkiye, güçlü millet, güçlü devlet ve güçlü vatan stratejisine sahip olabilmek için birlik ve beraberlik içerisinde adil bir seçim atmosferinin yaşanması adına şimdiden istikrarlı adımlar atılmalıdır. Zaman bir araya gelme zamanıdır. Zaman kucaklaşma zamanıdır. Zaman gözün üstünde kaş var sorgulamasına son verip ezanın dinmemesi, bayrağın inmemesi, şehitlerin ölmemesi için devlet, ebet, müddet ilkesinde milli bir vizyon ekseninde Türkiye için kentleşme zamanıdır.

Zira yarın çok geç olabilir. Unutmayın, su uyur düşman uyumaz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.