Sözle değil özle iktidar olunur!

Selami Mutlu

Son zamanlarda sanki Genel erken seçim olacakmış gibi anket sonuçları yayınlanır oldu. Seçim kokusunu soluyanlar Salvolara başladılar. Erken mi olur vaktinde mi olur onu ben bilemem ancak, ateş olmayan yerden de duman tütmez görüntüsü var gibi. Muhalefete kalsa hemen seçim olsun isteği hâkim. Gelen anket sonuçları iktidardan yana olmasa da muhalefet lehine pek gelişme kaydedilmemiş gibi görünüyor. Bunda muhalefetin muktedirlerinin laf tokuşturmaktan, her Salı günü Grup toplantılarında esip gürlemelerinden öte başkaca bir eylem ortaya koyamadıkları görülüyor. Arada bir iyi niyet ve yurtsever çıkışlarla fikir beyan edip yol göstermelerinin yanı sıra iktidar muktedirlerinin kendi politikalarının dışında muhalefeti dinlediği de olmuyor.

Karşılıklı ve içi boş laf yarışına girmenin muhalefete getirisi yok. Ancak bütün güçleri ile siyasi muktedirin, muhalefeti düşmanlaştırmasına yarar. Anket verileri de bunu doğrular nitelikte görünüyor. İktidara laf yetiştirmenin muhalefeti iktidar yapmaya yetmeyeceği ortada. Zaten dibe vurmuş borç batağına düşmüş bir ekonominin, Cumhuriyet döneminin en yüksek işsizlik rakamlarına varmış üretemeyen bir yapıyı taşıyamayan bir iktidarın beklentisi de, muhalefeti düşmanlaştıran politikalar üretmek. Başkaca halk önünde savunacak sermayesi kalmamış bitip tükenmiş ve bocalayan iktidarın muhalefetle kavga yaratarak ayakta kalma çabasından başka savunulacak gücü kalmamış görünüyor.

Muhalefetin ülkede yaşanan bu denli zorluklar karşısında yanlışlar yapan iktidara karşı söz düzeyinde atışmalara ve laf yetiştirmeye girmesi sadece iktidar takipçiliğini yaratır. Muhalefetin bu yoldan çıkarak fikir düzeyinde politikalar üretmeli kurumsal değişimin de önü açılmalıdır. Cumhuriyet tarihinin en ağır koşullarının yaşandığı bir ülkede şayet ana muhalefet partisinin oylarında büyük bir yükseliş gözlemlenemiyorsa, kendi içerisinde güttüğü kısır ve özden uzaklaşmış politikaları gözden geçirmesi gerekir. Yoğun olarak yaşanan ülkede ki olumsuzluklar yüzünden oylarında tavan yaratamayanlar nasıl iktidar alternatifi olacaklardır? İktidar alternatifi olmak topluma doğru politikalar üreterek güven oluşturmaktan, güçlü bir örgütlenmeyle umut yaratmaktan geçer. Böyle bir olumsuzluk ortamında bile iktidara yürümekte zorlananlar halka dönerek halkla birlikte politika üretmekten başkaca yapacakları bir şeyleri kalmamıştır.

Umut yaratamayanlar toplumu da arkasına alamazlar. Sadece son Büyük Şehir Belediye Başkanları seçiminde başarı kaydetmek birazda adayların özverili çalışması haksızlıklar karşısında dik durmasıyla, adayların halktan kabul görmesiyle, o günlerde iktidarın yaptığı yanlışlar sonucu doğan halkın tepkisi ile kazanılmıştır. Muhalefetin bu rehavetle ilerde yapılacak seçimleri de alırız rahatlığına girmeleri hüsranla sonuçlanabilir. Yanağına tokat atılınca öbür yanağını dönenin başı öne eğik durur. Öğle kibar FEYZO politikaları ile umut yaratılmaz toplumun önünde dik durmasını bilmek gerekir. Güçlü olduğunu haklı olduğunu iktidar alternatifi olabileceğini göstermek gereği vardır.

Yanağına tokat atıldığında öteki yanağını dönen artık şamar oğlanıdır. Toplum önünde kabul görmez. Toplum güçlü olanın haklı olanın kendi halkını savunanların kuyruğuna takılıyor. Biz onların seviyesine düşmeyeceğiz, sevgi ve saygı dili kullanacağız, biz demokrasiyi, barışı, birlik ve beraberliğimizi savunmak için edebimizle davranıyoruz demek için de, yaşadığı toplumun değerlerini göz ardı etmek gibi olacaktır. Güçlü ve haklı olması gerekirken köşeye sıkışmış kedi gibi savunmada kalmak, muktedir olanların ele geçirdikleri medya kuruluşlarından olmadık tehditler söylenmesine neden oluştururlar. Muktedirlerin kendi Adalet ve Hukuk anlayışlarının devamını sağlarlar. Sanal düşman yaratarak elindeki güçlerle ayakta kalmaktan başka çaresi olmayanlara gerekçe yaratırlar.

Siyasi muktedirler bütün kollarıyla ülkenin ana damarlarını ele geçirmiş durumdadırlar. Devlet ve onun güçleri ellerindedir. Şimdi de Devlet partisi olma yoluna girmişlerdir. Her başvuru her haklı çıkış siyasi muktedirlerce geri çevrilmektedir. Tutunacak bir dalı kalmayan muhalefetin özüne dönüş yapması halka dönmesi halkla birlikte politika üretmesi gerekmektedir. Yoksa anket sonuçlarında görüldüğü gibi bir hüsranla karşılaşacaktır. İktidar alternatifi olabilmenin başkaca yolu kalmamıştır. İşlevi askıya alınmış TBMM de laf üretmek sonuç sağlamamaktadır.