ÖZEL HABER - YASİN ŞAHİN
Kupa tarihi boyunca kimi zaman uzun gidememe serileri yaşayan, bazen erken dönen bazen de “biz bitti demede bitmeyen” turnuvalarla adı anılan takımımızın geçmiş karnesini inceledik.
36 YILLIK ÖZLEM VE KAVUŞMA
Turnuvanın başladığı 1960 yılından itibaren Türkiye uzun yıllar eleme turlarında elendi. Avrupa futbolunda söz sahibi olmaktan uzak bir profil çizen ülke futbolu hem kulüpler bazında hem de milli takım olarak çok bir başarısı yoktu.
1996 yılına gelene dek de milli takım bazında bir başarı gözlenmedi. 90’lı yılların başından itibaren özellikle Galatasaray ile Avrupa’da irili ufaklı başarılar adeta yeni bir dönemin habercisi oluyordu. O süreç Galatasaray’a UEFA Kupası’nı getirirken, Türk takımlarına da iki takımlı Şampiyonlar Ligi geceleri yaşatıyordu. İşte öyle bir dönemde Türkiye, Euro96’ya katıldı.
Buruk bir başlangıç oldu. Türkiye puan alamadan döndü ama şeytanın bacağı bir kez kırılmıştı.
EURO2000 ise Türkiye kendinden daha emindi. Uluslararası yıldızları tek tük de olsa Avrupa liglerine göndermeye başlamıştık. Öyle bir dönemde İtalya, Belçika ve İsveç’le eşleştiğimiz grupta dört puanla üst tura çıktık.
Çeyrek Final’de turnuvanın flaş takımı Portekiz’e elendik, moraller bozuktu ama umutlar yerindeydi. Ki iki sene sonra Dünya Kupası’nda gelen üçüncülük de yenilgi yenilgi büyüyen zaferlerin sonucuyudu.
EURO2004 ise tam anlamıyla şok yaşandı. PlayOff turunda Letonya ile eşleşmişti milli takım! Gazetelerde kura önce “ÇEK BİR LETONYA” başlıkları atılıyordu. En zayıf halka Letonya’yı isteyenlere Letonya’nın sürprizi vardı. Elendik. Turnuvaya katılmamak büyük travma olmuştu.
“BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ”
EURO2008 ise Türkiye’nin futbol arenasına dönüş turnuvasıydı. 2002’den bu yana ne Avrupa Şampiyonası ne Dünya Kupası bileti gelmemişti. 2008 ise artık bir geri dönüş sinyali vermek için çok idealdi. Avusturya-İsviçre’nin düzenlediği turnuvada gurbetçilerin dolduğu tribünler büyük bir moral yaratıyordu.
Portekiz, Çekya ve İsviçre ile aynı gruba düşen milli takım grubu ikinci tamamladı. İsviçre’yi 90+2’de Arda Turan’ın golüyle; Çekya’yı da 87 ve 89’da Nihat Kahveci’nin golleriyle yenen Türkiye, maçların uzun bölümünü geride tamamlamasına rağmen finalde skorboarda adını yazdırarak mucizelerle üst turdaydı.
Çeyrek Final’de rakip Hırvatistan’dı. Uzun süre, hatta uzatmalar bile 0-0 tamamlanmak üzereydi. 119’da Hrıvatlar golü attığında tribünler toparlanmaya hazırdı. Buraya kadardı. Ama öyle olmadı. Rüştü’nün uzun topu Semih’in mucize vuruşu 120+2’de maçı penaltılara getirdi.
Kazanan yine Türkiye oldu.
Yarı finalde rakip Almanya değil de Rusya olsa belki farklı şeyler konuşabilirdik ama turnuvadaki en iyi futbolu oynadığımız maçta elendik ve yarı finalde veda ettik.
BAŞARISIZ TURNUVALAR TARİHİ
2012’de Play-Off’ta elenen Türkiye 2016’da prim krizi ile sarsıldı. Başarısız ve futbolcuların yuhalandığı turnuvada final takım kaptanının gazeteci dövmesiyle yapılıyordu adeta. 2020’de sponsorlu YouTuber’ların final beklediği milli takım da gruptan çıkamayınca tarihteki tek başarımız 2008’deki yarı final olarak tescilleniyordu.
Şimdi yeni umutlarla çıkacağımız turnuvada yarı final zor gözüküyor ancak grupta takılma travması yaşamanın da uzağında olacağımızı düşünüyorum.