ÖZEL HABER - ÖMERCAN ÖZMEN
Sezon açılışında tüm eski şampiyonlar gibi Beşiktaş’ın da hedefi şüphesiz şampiyonluktu. Şenol Güneş ile başlayan sezonda transfer politikası aksini söylese de Ahmet Nur Çebi ve Şenol Güneş’in sözleri şampiyonluk iddiasından bahsediyordu.
Buna ek olarak gelir gelmez basın toplantısında Güneş tarafından “çok konuşmayacaksın” diye uyarılan sportif direktör Ceyhun Kazancı vardı. Kazancı ve Güneş birlikteliği çok sürmedi, Kazancı 26 Temmuz’da ilk maçlar oynanmadan ayrıldı.
Transfer artık Şenol Güneş’in elindeydi. O ve yönetim de sezonun ortasında bir Afrika Kupası yokmuş gibi transferlerini Afrikalı oyuncular üzerine kurdular. Bugünden sonuç üzerine konuşulduğunda bu transferleri kimse üstlenmiyor. Neyse ki Şenol Güneş’in “Biz Djiku yerine Amartey seçtik” açıklamaları var da kanıt ararken kamuoyu çok zorlanmıyor.
Şenol Güneş şampiyonluğa odaklanmışken tam bir “winner” hoca olsa da işler kötü gittiğinde olanca huysuzluğu ile bize atasözleri ve deyimler söyleyen bir makineye dönüşüyor. Yine öyle oldu. Sonra da bu ortamdan kaçarcasına istifa ve karşılıklı anlaşma ile uzaklaştı.
KAYIP DÖNEM: BURAK YILMAZ
Beşiktaş yönetiminin çözümü de Burak Yılmaz oldu. Pro lisansını bile henüz alamamış Burak Yılmaz, 121 yıllık camianın bir anda umudu olmuştu. Futbolculuğu dönemi ne yaparsa yapsın yıldızının barışmadığı Burak Yılmaz ile Beşiktaş taraftarı gönülsüz bir birlikteliğin aktörleri oldular. Beşiktaş bu araya bir derbi mağlubiyeti bir de Burak Yılmaz’dan tuhaf bir maç sonu açıklaması sıkıştırdı.
Burak Yılmaz “üç puan umurumda değil” diyerek Bailey’i neden iyi oynarken oyundan çıkardığını gazetecilere anlatmaya çalışıyordu gözlerinden ateşler saçarak. Eğer o gün Burak Yılmaz üç puanı önemsese Beşiktaş şu an ligi beşinci değil dördüncü bitirebilirdi ama Burak Yılmaz için bunlar önemsiz şeyler. Fransa’da, Türkiye’de soyunma odasının huysuz karakteri, saha içinde yaşanan bir gerilimin faturasını “bizim çocuk Tayfur”a değil “elin adamı” Bailey’e kesmişti.
50 KUPA İDDİALI ÇALIMBAY
Daha sonra gelmesi halinde bu takımla 50 kupa kaldıracağını iddia eden Rıza Çalımbay’a “kupalarda gözümüz yok şu gemiyi sağ salim limana yanaştır” görevi verildi. Dışarıdayken pek cesur açıklamalar yapan Rıza Çalımbay, sakatlıklardan ve kötü kurulmuş kadrodan şikayet etmekten işini yapamadı. Beşiktaş tarihinde Avrupa’da hezimeti bol takımdır ama evinde Club Brugge’dan 5 yemek de çok farklı tatta bir hezimetti. Araya bir derbi mağlubiyeti de Rıza Çalımbay sıkıştırdı.
Rıza Çalımbay ayrılınca geçici olarak Serdar Topraktepe ardından da alelacele Fernando Santos getirildi.
Bu süreçte Beşiktaş futbolcuları hanelerine bir de başkan değişimi yazdılar .Ahmet Nur Çebi'nin yerine Hasan Arat geldi.
SANTOS VE TOPRAKTEPE İLE FİNALE GİDEN YOL
16 maçta bir Galatasaray derbisi de Santos kaybederken beş maçlık kazanamama serisi çok başka bir seviyede kalıyordu. Uzun yıllara yayılan planlamadan bahseden Beşiktaş yönetimi devre arası Santos’a astronomik rakamlarla transfer yapsa da bir kalemde belki de sözleşmeyi yırtıp atmıştı. 16 maçlık dönemde 5 mağlubiyet 4 beraberlik alındı. Tek artısı Kara Kartal'ı kupada yarışta tuttu.
Sonra görev tekrar Serdar Topraktepe ‘ye geçici olarak verildi ve sezon sonuna kadar Topraktepe takımın başında olacaktı. Bir derbi mağlubiyeti de o almış olsa da ikinci döneminde Topraktepe çıktığı maçlardan tek bu mağlubiyeti tattı. Onun yanında kupa finaline kadar da Ankaragücü’nü yarı finalde eledi ve 2 galibiyet 2 beraberlik aldı.
Final maçı artık Beşiktaş’ın bu kabus gibi geçen sezonunu kurtarmanın, amorti etmenin bir yoluydu. Kupa alınırsa kimse beş hoca değişikliği, tarihi hezimetler gibi şeyleri hatırlamayacaktı. Geriye dönüp bakıldığında bir kupa hikayesi hatırlanacaktı.
SEZONUN FİNALİ TÜRKİYE KUPASI
Bu hedeflerle çıkılan bol gollü maçta hedef gerçekleşti. Beşiktaş son saniyeye kadar bırakmadığı maçta hem de en çok eleştirilen oyuncularından Musrati’nin golüyle kupayı aldı.
Kara sezon bir kupa ile beyaza döndü. Bu gerçeklik Beşiktaş’ı gelecek sezon da Avupa Ligi’ne taşıdı. Bugün gelecek ya da görüşülecek hocaya elde bu veri ile masaya oturulacak.
Öte yandanligin son haftasına giriyoruz ancak Beşiktaş lider Galatasaray’dan 43, Fenerbahçe’den 40 puan fark yemiş durumda. Şampiyon belirlendikten sonra muhtemeldir ki 99 puanı alan bir takım sezonu kupasız tamamlayacak. Beşiktaş ise bu sezonda 40 puandan fazla fark yediği ligi bir kupa ile tamamlayacak. Ağustos ayında buna Süper Kupa eklemesi de oldukça muhtemel.
Birileri Ocak ayında bu tabloyu Beşiktaşlılara çizse ya da 12 Milyon Euro’ya bir oyuncu alacaksınız ve size Türkiye Kupası’nı getirecek dese muhtemelen kayıtsız şartsız kabul ederlerdi. Beş hocalı sezonun kupa ile finalini yapmak Beşiktaş’ın aynı zamanda büyük camia reflekslerini de hatırlattı.
Gelecek sezon için daha ümitli olan Beşiktaş’ın önünde şu an doğru hoca seçimi gibi zorlu bir dönem var. Doğru seçim yapılırsa gelecek sezon hoca değişimsiz ve bol kupalı bir sezon neden olmasın?