Volkan Demirel’in depremin ilk gününden itibaren Hatay’la olan bağı sezon başı takımın kurulma aşamasında da devam etmiş; Volkan Demirel’in varlığı ile birçok oyuncu Hatay’ın yolunu tutmuştu.
Sponsorların desteği ile de bir takım ortaya çıkarken tesisleri olmayan ve statsız kalan Hatayspor, Riva ile Mersin arasında mekik dokumuştu. Bir Süper Lig takımından uzak imkanlar ve zorluklarla başlayan sezon kötü de başlamamıştı aslında. İlk sekiz haftaya 3 galibiyet 5 beraberlik sığdıran Hatayspor üç maçlık mağlubiyet serisi ardından Galatasaray’a da bu sezon ilk mağlubiyetini tattıran takım olmuştu.
Sonrasında gelen on maçlık galip gelememe serisi ise aslında Mayıs ayının ne kadar sıkıntılı geçeceğinin habercisiydi. Bir Beşiktaş maçı sonrası Volkan Demirel, takıma daha fazla katkı veremediğini söyleyerek istifa etmişti ancak yönetim kabul etmedi.
27 Aralık’tan 3 Mayıs’a kadar geçen sürede Hatayspor’un ne sorunlarında bir iyileşme yaşanıyordu ne de futbolunda. Bazen hakem kurbanı oluyorlar, bazen basit hataların bedelini ağır ödüyorlardı. Volkan Demirel, takımın her şeyiydi ama olmuyordu. 3 Mayıs’taki istifa kararı bu kez kabul edildi. Yerine ise daha önce Ömer Erdoğan ile Hatayspor’da yardımcı antrenörlük yapmış Özhan Pulat getirildi.
''BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ? 5 AYDIR KAŞAR EKMEK YİYORUZ''
Ancak biz bu sürece kadar neler olduğunu kaleci Erce Kardeşler’in ağzından öğrendik. Volkan Demirel ve takımının sadece rakipleriyle değil de nelerle mücadele ettiğini ilk ağızdan duyuyorduk adeta. Erce, "Sezon başından beri çok yalnız kaldık. Sahamız olmadı. Tesisimiz olmadı. Paramız olmadı. Bir kulübün bu kadar sahipsiz kaldığını ilk defa gördüm. Düşünebiliyor musunuz bir futbol takımı basket idmanı yaparak maçlara hazırlanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? 5 aydır kaşar ekmek yiyoruz. Kaşar ekmek yiyerek, idmanlardan sonra duş almadan evimize gidiyoruz. 1.5 saatlik yolu söylemiyorum bile. Çok üzülüyorum. Tek isteğim Hatayspor'un ligde kalması. Ben Hatay halkı için buradayım. Volkan hoca da yalnız kaldı. Hocalık yapamadı. Hocalıktan başka her şeyi yapmaya çalıştı çünkü. Buraya kadar geldiysek Volkan hoca sayesindedir.” diyordu kameralara.
Hatayspor böyle imkansızlıkların dile geldiği ortamda bir darbe de TFF’den yedi. TFF, Riva’da kalınan günlerin parasını istiyordu. Büyükekşi’nin övüne övüne anlattığı o “yardım elinin” ücretli bir konaklama olduğu ortaya çıkıyordu.
ÖZHAN PULAT'IN İMKANSIZ 4 MAÇI
Özhan Pulat’ın önünde dört maç vardı. İkisi direkt düşme hattındaki rakibi Gaziantep FK ve Ankaragücü ile; diğer ikisi de üst sıralardaki Beşiktaş ve Çaykur Rizespor ileydi.
İlk sınavdan fena olmayan bir sonuçla çıktı Hatayspor; Gaziantep FK ile berabere kalarak yarış dışı kalmamayı başardı. Kaybetmeleri düşmeleri olacaktı. Yine böyle bir maçta bu kez Hatay’da Emre Belözoğlu’nun da taktiksel hatalarıyla Ankaragücü’nü 2-1 yendiler. Hatayspor, Ankaragücü’nün yapamadığını yapıyordu; alt sıralardaki rakiplerine kaybetmemişlerdi. Son iki haftaya girerken de yarışa bu dört puan onları güçlü şekilde soktu.
Beşiktaş maçındaki konsantre futbollarının ödülünü alamadılar. 90+7’de gelen penaltı golüne boyun eğseler de kendilerini bir anda üçlü, dörtlü averajların konuşulduğu bir denklemin içinde buldular. Kayıp gibi gözüken puan bir anda avantajları oldu. Kazanmaları yetecekti. Kazanmaları halinde Ankaragücü, Konyaspor ya da Gaziantep FK’dan birini aşağı çekme şansları vardı.
Öyle de oldu Çaykur Rizespor’u evlerinde 2-0 yendiler ve Ankaragücü’nü alt sıraya aldılar. Ankaragücü, Trabzon’da berabere kalsaydı da bir şey değişmeyecekti Hatayspor yine ligde kalacaktı; bu kez Konyaspor düşecekti.
İmkansızlıklarla geçen acılı ve sancılı sezonu Hatayspor, başarı sayılabilecek büyük bir adımla tamamladı. Gelecek sezon ne getirir bilinmez ama depremin şokunu atlatamamış bir şehire spor alanında bundan büyük bir ödül verilemezdi.
Hatayspor Türk futbol tarihinde Özhan Pulat ile beraber bir 'imkansızı' başararak bu sezon ligde kalmayı başardı.