ÖZEL HABER - YASİN ŞAHİN
Türkiye’nin Letonya’yı 4-0 yenerek Avrupa Şampiyonası Finallerine kalması büyük bir sevinç yarattı. Özellikle turnuvanın Almanya’da yapılacak olması Türkiye’yi gizli ev sahibi konumuna yükseltiyor. Türkiye’nin Avrupa Şampiyonası Finalleri’ndeki 5. katılımı eski turnuvalardaki dalgalı performansları da akıllara getirdi.
İLK HEYECAN EURO 96
Türkiye’nin katıldığı ilk Avrupa Şampiyonası olan Euro96 , akıllarda Alpay Özalan’a Fair Play ödülü getiren o meşhur golle akıllarda daha çok yer etmiş durumda. Zira milli takımımız gol atamadan geri dönmüştü. Hatta puansız…
Hırvatistan, Portekiz ve Danimarka ile aynı gruba düşen milli takımımız ilk maçında ilk puana 4 dakika kadar uzaktaydı. Ancak Alpay Özalan, Vlaovic’i “düşürmeyince”Hırvatistan sahadan 1-0 galip ayrılmış biz de ilk puanımıza kavuşamamıştık.
Sonraki Portekiz ve Danimarka maçlarında da varlık gösteremeyen milliler golsüz ve puansız yurda döndü.
İLK BAŞARI… EURO 2000
Hollanda ve Belçika’nın ortak ev sahipliğinde düzenlenen Euro 2000’de Türkiye turnuvaya Mustafa Denizli liderliğinde katılmıştı. Terim’le puansız turnuvadan sonra Türk futbolu adından söz ettirmeye başlamış, milli takım da bu rüzgardan etkilenmişti.
İtalya, İsveç ve ev sahibi Belçika ile aynı gruba düşen milliler ilk maçta İtalyanlara boyun eğmişti. İkinci maç ise kısır bir şekilde geçen doksan dakikanın ardından İsveç’le 0-0 sona erdi.
Kilit maç ise Belçika maçı oldu. Ev sahibini kendi evinde 2-0 yenen milliler Çeyrek Final biletini almayı başardı.
Çeyrek Final’de başrollerden biri yine Alpay Özalan oldu. Vlaovic’i düşürmeyen Alpay bu kez Portekiz maçında olmayacak yerde yaptığı bir hareketle kırmızı kart gördü ve takımını on kişi bıraktı. Kaçan penaltı da bu senaryoya eklenince acı son kaçınılmaz hale geldi. 2-0’la turnuvanın iyi takımlarından Portekiz’e elendik.
EN BAŞARILI TURNUVA EURO 2008
Türk futbol tarihinde unutulmaz maçlara, efsane geri dönüşlere sahne olan Euro 2008, “biz bitti demeden bitmez” sloganını adeta tüm Avrupa’ya ezberletmişti. Avrupa basınında “Türk milli takımı otobüse binmeden maç bitti diyemezsiniz” şeklinde başlıkların atıldığı turnuvaya damgasını sakatlıklar vurmuştu.
Avurturya-İsviçre ortaklığında düzenlenen turnuvada kaderin bir cilvesi olarak adeta bıraktığımız yerden başladık. Portekiz’e ilk maçta 2-0 mağlup olduk.
90+2’de Arda Turan ile İsviçre’yi yıkan millilerimiz , 75 Arda, 87 ve 89’da da Nihat’ın golleriyle Çekleri 2-0’dan gelerek yendi. 6 puan bir üst tur için yeterli olmuştu.
Çeyrek Final’de rakip Dünya Kupası’nda final oynayacak takımın iskeletini oluşturmaya başlayan Hırvatlar’dı. 119’da yenen gol dünyamızı yıksa da 120.dakikada Semih Şentürk golü başka bir dünyanın kapılarını açmıştı. Penaltılar sonucunda da millilerimiz galip gelince Slaven Bilic’in genç Hırvatistan’ı ilk adımlarındaki en ciddi darbesini yemiş olmuştu.
Yarı Final’de ise Almanya’ya turnuvanın en iyi futbolunu oynayarak mağlup olan milli takımın yedek kulübesi dahil toplam 14 sağlam oyuncusu elde kalmıştı. Hatta maç antrenmanlarında sağlam oyuncu olmadığı için yedek kaleciler futbolcu olarak görev almaya başlamıştı.
Tüm imkansızlıklara rağmen bu turnuva Türkiye’nin en iyi Avrupa Şampiyonası karnesine sahip olduğu turnuva olmuştu.
ÇALKANTILARLA DOLU İKİ TURNUVA
Euro 2016’ya damgasını vuran “prim kavgası” bertaraf edilemedi. Hem Terim, hem Arda, hem de Burak Yılmaz çevresinde gelişen olaylar takımın ortasında aşılamayacak bir “obruk” oluşturdu. Arda Turan’ın yuhlandığı, futbolcuların ve teknik kadronun her gün hedef tahtasında olduğu turnuvada milli takım 3 puan alarak grup aşamasında elendi.
EURO 2020 ise Şenol Güneş yönetimindeki Milli Takım tarihi bir kara sayfa daha eklemişti. İtalya, Galler ve İsviçre’nin yer aldığı grupta sıfır çeken milli takımdan geriye Şenol Güneş’in “maç önünde izledim, İtalyanların ısınması bile farklı” açıklaması kalmıştı.
YENİ UMUTLAR, YENİ HAYALLER VE DEUTSCHLAND, WİR KOMMEN*
Euro 2024 biletini cebine koyan Milliler, Montella yönetiminde yeni umutlarla Almanya’da olacak. Gizli ev sahibi olacağımız turnuvada gidilecek yolu şimdiden kestirmek zor ama tekrar eski heyecanlı milli takım günlerini görmeyi beklemek hayalcilik değil.
* Geliyoruz Almanya