Savaşlardan, kıtlıklardan, yokluklardan çıkmış bir halk için çalışmak tek çareydi. Devlet kapısı en güvenilir ekmek kapısıydı, zira özel teşebbüsler ya da farklı platformlarda para kazanabilme imkanı günümüzdeki gibi fazla yoktu. Bu nedenle anne ve babalar için evlatlarının üniversiteyi kazanıp devlet memuru olması tek öncelikti.
Spor, sanat boşa geçirilen zaman olarak düşünülürken; spor ya da sanat ile ilgili bir meslek seçimi “Aç kalırsın!” söylemlerine neden olmaktaydı. Oysa spor ve sanat; eğitim ile öğretimi kapsayan, temelini sağlamlaştıran ve güç veren en önemli iki faaliyet alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapılan araştırmalardan bahsedeceğim ancak birkaç mesleki deneyimimi paylaşmak isterim. İkiz öğrenciler, çok hareketliler, derslere odaklanmıyorlar, sınıf içi yönetimde sorunlar çıkmasına neden oluyorlar, enerjilerini dengeli kullanamıyorlar… “Okçuluk dener misiniz?” çocuklar bir ay içinde odaklanmaya, ödevlerini yapmaya ve enerjilerini doğru kullanmaya başladılar.
İnanılmaz hareketli, futboldan başka hiçbir şey düşünmeyen bir çocuk, ailesi ne yaparsa yapsın ders, ödev, sınav hiçbir şey umurunda değil. Baba her yolu denemiş, çaresiz kalmış. “Denediğin her şeyin tutmadığını kabul ediyorsan başka bir şey isteyeceğim ancak yapacaksın, vazgeçmek yok. Beraber hiç futbol oynadınız mı, maç izlediniz mi, maça gittiniz mi?” O güne kadar futbol evde yasaklı kelimeydi. Futboldan uzaklaştırmak için her şey yapılmıştı ancak sonuç hep hüsrandı. Artık futbol heyecanını paylaşan bir aile vardı ve sonuç ilk deneme sınavında orta sıralara çıkan bir öğrenci.
Spor ya da sanat odaklanma dışında motivasyon aracıdır; çocuklara nefes alma, yeniden oluşturma, kurma, başarma, kendini ifade etme fırsatıdır.
Yapılan araştırmalarda düzenli olarak spor yapan öğrencilerin dikkat ve konsantrasyonlarının arttığı, sınav performanslarının iyileştiğini tespit edilmiştir. Ayrıca araştırmalar bize göstermektedir ki fiziksel aktivitenin bilişsel gelişime, stres yönetimine, sosyal becerilere ve genel sağlığa katkıda bulunmaktadır. Bu katkıların da akademik performansa olumlu yansıdığını göstermektedir.
Sanat eğitiminin ise öğrencilerin analitik düşünme ve alternatif çözüm yolları bulma yeteneklerini arttırdığı, duygusal dengeyi sağlayarak sınav kaygısını yönetme becerisini geliştirdiği tespit edilmiştir.
Kıymetli okurlar, bilimsel araştırmaların verdiği örnekler ya da mesleki deneyimlerimizde şahit olduğumuz birebir gelişmeler sanat ve spor alanında çocuklarımızın kendine özel zamanlar kurgulamamız gerektiğini göstermektedir. Tabii bu noktada en önemli şey süreklilik. Bu hafta satranca gitti. Beğenmedi. Haftaya futbol, haftaya seramik, haftaya… değil. Zira bu yarardan çok zarara neden olur. Doyumsuz, sınırsız ve disiplinsiz bir gelişime neden olur. Bu nedenle uzmanlar ve öğretmenlerin yönlendirmesiyle çocuklarımızı ilgi alanlarına göre sanat ve spora teşvik etmeli ve sürekliliği açısından gerekli duruşu sergilemeliyiz.
Bu vesileyle çeyrek finale geçen Milli Takım'ımızı kutluyor, şampiyonluk yolunda başarılar diliyorum.