“Millî hedefler, millî irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, bütün milletin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.’’
Değişen dünya düzeni içerisinde farklılıkların boy gösterdiği zaman diliminde, ülkelerin de süreç içerisinde kendisini yerli-milli politikalarla yenileyerek yeni stratejik uygulamalarla oluşturulan, plan ve programlar ekseninde reform sürecine sevk etmesi, hâlihazırda bulunan devlet sisteminde kalıplaşmış uygulamalar arasında sıkışan engelleri bertaraf ederek, başarı standartlarının seviyesini yükseltecektir.
Ülke sistemlerinde, hükümet organının işleyiş stratejisi, çağın şartlarına uyum sağlamak kaidesi ile birlikte değişmesi, aslında hasta bir insanın, damarına enjekte edilen taze kan misali, verimliliği artırmakta, devlet bürokrasisindeki iş yükünü çözme aşamasında, sarf edilen çabanın artmasını temin eder niteliktedir. Ülkemiz dünya konjonktüründe, önem arz eden bir mevkide olduğunu göz önüne aldığımızda, doğu ile batı, kuzey ile güney arasında büyük bir köprü vazifesi gördüğü bilinmektedir.
Bu bilgilerin ışığından ayılarak, güzel yurdumuzun devlet sistemi, vatanın ve vatandaşın ihtiyaçlarını giderip, emniyet ve güvenliğini temin etmesinin yanı sıra, aynı zamanda yakın sınır komşuları öncelikli olmakla birlikte sınır aşan dünya devletleri ile ikili münasebetlerinde başarılı olması lazımdır.
Öte yandan coğrafi açıdan konuyu ele aldığımızda, bölgesinde güçlü bir ülke olgusu içerisinde dost ve akrabalarına karşı öncü ve halis olmakla mükelleftir.
Nitekim muasır medeniyetler seviyesini arzuladığımız günümüzde, ilimi irfandan ayrılmaz bir bütün olarak kabul ederek özverili ve samimi çalışmalarla birlikte, yeni yüzyılda ülkemizde, bölgemizde ve dünyada, karanlığı aydınlatacak bir şuur ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Projesi’ni milli ilke ve ülkü prensipleri içerisinde tavsiye olarak “Milli ve manevi duygular eşliğinde kaleme alınan bu eser, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Aziz Türk Milletine armağan olsun.”