Stres kırıkları, spor yapan bireylerde gördüğümüz bir yaralanma şeklidir. Spor yaralanmalarının ortalama %10’ unu stres kırıkları oluşturur. Özellikle koşu, jimnastik ve dans sporlarında daha çok karşımıza çıkar. Ayrıca, askeri personellerde de sık olarak karşılaşılan bir durumdur. Stres kırıklarının %90’ ı alt ekstremitede (uyluk-bacak-ayak) meydana gelir. Yapılan sporla göre, stres kırığının oluştuğu yapılar da farklılık gösterebilir. Özellikle kaval kemiği, ayak tarak kemikleri ve topuk kemiği en çok görülen yapılardır.
Stres kırığı, genel olarak yanlış veya aşırı yüklenme nedeniyle oluşan bir problemidir. Kısa bir süreç içerinde tekrarlı ve aşırı yüklenme sonucunda meydana gelir. Aşırı yüklenmeler, kemikte mikro düzeyde kırıklara ve bozulmalara neden olur. Normal şartlar altında, yüklenme ile birlikte oluşan mikrotravmalar tekrar iyileşir ve kemik sağlıklı yapısına kavuşur. Fakat, iyileşmeye fırsat vermeden tekrarlanan aşırı yüklenmeler sonucunda iyileşme oluşamaz ve kemikteki yıkım, yapımın önüne geçer. Bu da stres kırığının oluşmasına neden olur.
Stres kırıklarının oluşmasında hem bireysel hem de dış etmenlerden kaynaklanan birçok faktör rol oynayabilir. Özellikle kadın cinsiyetinde olan, daha önce stres kırığı yaşamış olan, aşırı zayıf veya aşırı kilolu olan, kas kitlesi düşük olan bireyler stres kırığını daha yatkındırlar. Bunların haricinde, stres kırıklarına neden olan bir de hazırlayıcı etmenler vardır. Bunların en önemliler ise, egzersiz ve şiddetinde ve süresinde ani ve yüksek değişimlerin olması, yetersiz beslenme, yetersiz D-vitaminini, yanlış ayakkabı kullanımı, spor yapılan zeminin sert olması olarak sıralanabilir.
Kadın cinsiyetinde olma veya daha önce geçirilmiş stres kırığı gibi bireysel faktörleri değiştiremeyiz belki, ancak kilomuzu kontrol edebiliriz. Aşırı zayıf veya aşırı kilolu bireyler, koşu veya sıçrama gibi aktiviteler konusunda daha dikkatli olmalıdırlar. Spora ek olarak ise, kilo kontrolü ile ilgili de profesyonel destek almaları en doğrusu olacaktır.
Yaralanmalara neden olan dış faktörleri ise çok daha rahat kontrol altında tutabilir. Vücudumuzu tanımalı ve egzersiz programında ani ve yüksek şiddetli değişimlerden kaçınmalıyız. Böyle bir değişimin gerekli olduğu durumda ise, vücudun toparlanması için gerekli zaman tanınmalıdır. Spor uygun ekipman kullanılmalı, özellikle ayakkabıya dikkat edilmelidir. Kullanılan ayakkabı hem ayak biyomekaniğini desteklemeli hem de şok absorban özelliğine sahip olmalıdır. Beslemeye dikkat edilmeli, D-vitamini eksikli varsa eğer, bu durum giderilmelidir.
Stres kırığının oluşması durumunda ise, ortopediye ve ardından fizyoterapiye başvurularak gerekli tedavi alınmalıdır. Stres kırığının olan bireyler, aktivite seviyelerini düşürülmeli hatta spora ara vermelilerdir. Dinlenmek, tedavinin en temel basamağıdır. Bunun yanında ise ağrıya yönelik uygulamalar ve başta egzersiz olmak üzere diğer fizyoterapi uygulamaları tedaviye eklenir. Kırığın şiddetine ve diğer faktörlere bağlı olarak, tedavi süresi 2 ile 8 hafta arasında sürebilir. Her sağlık probleminde olduğu gibi, stres kırıklarında da en önemlisi korunmak ve bu problemi hiç yaşamamaktır. Bu nedenle spor yapan bireyler, az önce bahsettiğimiz noktalara dikkat ederek ve stres kırığı riskini en aza indirmelilerdir.