Kuş gribi salgın halinde ineklere, oradan insanlara bulaşmaya başlayınca bilim insanları büyüteç altına aldı virüsü. Büyüteç, Kovid-19 dedikodularına hatta ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu’nda Dünya Sağlık Örgütü’nün adı ve niteliği belli olmayan ama tatbikatı yapılan ‘X Hastalığı’na da bir ışık tutabilir.
Boyumuzu ve haddimizi aşarak, bilimsel terimlerle yüklü uzun bir makaleyi özetlemeyi deneyeceğiz. İnsan evladı, kendi eliyle belasını arıyor, virüslerin günahı yok.
Makalenin yazarları, Çin’den çıkan ama meslek yaşamını ABD ve Avrupa’nın ilaç ve tıbbi kuruluşlarında geçiren iki Çinli; Dr. Yuhong Dong ile Xiaoxu Sean Lin.
Her ne kadar Çin’i suçlayan bir sonuç çıksa da makaleden, Batı’nın Çin dahil, dünyanın değişik ülkelerindeki laboratuvarlarda ne işler karıştırdığı, Ukrayna’daki laboratuvarda ele geçen belgelerde olduğu gibi saklanamıyor artık.
ABD’YE SIÇRAYANA KADAR
Kuş gribinin bilimsel adı, H5N1. Yaygın olarak kuşlarda görülüyor, ördekler, kazlar, kuğular, martılar, sumrular, balıkçıllar, domuzlar ve atlar dahil olmak üzere birçok doğal konakçısı var. Genelde taşıyıcı oluyor bu hayvanlar ve bir başka türe geçmiyor onlar tarafından yenmediği ya da besin zincirine girmediği sürece.
Aralık 2023’te ABD’de süt inekleri arasında salgın baş gösterdi, Mart’ta ve Mayıs’ta, iki süt hayvancısında görüldü hastalık. Son 20 yılda kayda giren 888 hasta var ve 23 ülkede 463 ölüm bildirilmiş. İyileşen de var yaşamını kaybeden de. Vakaların çoğu Mısır, Endonezya ve Vietnam’dan.
ABD’ye, hele de insana sıçrayınca kıymete bindi virüs.
İlk kez 1996 yılında Çin’de keşfedilen virüsün evrimleşen H5N1 2.3.4.4b türü, daha hızlı yayılan ve daha öldürücüsüydü. 2013’te tespit edilmiş, bütün kıtalarda 100 ülkeyi dolaşıp 2021’de ABD’nin kapısını çalmıştı. Birçok eyaletindeki süt inekleri arasında salgın yayılmaya devam ediyor.
“ASLA YAPILMAMALIYDI”
Yaklaşık on yıl önce iki virolog, Madison’daki Wisconsin Üniversitesi’nden Yoshihiro Kawaoka ve Hollanda’daki Erasmus Tıp Merkezi’nden Ron Fouchier, H5N1 üzerinde yüksek riskli işlev kazanımı çalışmaları yürütmüş, yani virüsün doğal yapısını bozarak cehennemin kapışını aralamışlardı; yapay müdahaleyle değiştirilen H5N1 virüsü, toplam beş mutasyon kazandıktan sonra damlacık ve solunum yoluyla bulaşma yeteneği kazanmıştı.
Yani salgına çok uygun hale getirilmişti virüs.
2011 yılında, ABD Ulusal Biyogüvenlik Bilim Danışma Kurulu’na (NSABB) başkanlık eden mikrobiyal genetikçi Paul Keim, “Bu kadar korkutucu başka bir patojenik organizma düşünemiyorum.. Şarbonun (kuduz) buna kıyasla hiç korkutucu olduğunu sanmıyorum..” diyordu Science Dergisi’ne verdiği demeçte.
Waksman Mikrobiyoloji Enstitüsü’nde moleküler biyolog ve laboratuvar yöneticisi olan Richard Ebright da “Bu çalışma asla yapılmamalıydı” diyordu aynı dergiye.
AZ DOZ ÇOK ETKİ
Çin’in Harbin kentindeki Harbin Veteriner Araştırma Enstitüsü’nden Chen Hualan liderliğindeki bilim insanları, kolayca bulaşmaz olan kuş gribi H5N1 virüsünü, 2009’da milyonlarca kişiye bulaşacak son derece bulaşıcı H1N1 domuz gribiyle birleştirmiş, ölümcül salgına dönüştürmüşlerdi.
2001’den 2014’e kadar sinomolgus makaklarıyla yapılan çalışmalarda, bu maymunlara çeşitli yollardan (burun, boğaz, ağız ve gözler) yüksek dozda H5N1 verildiğinde, genellikle hafif hastalık geliştirmiş, 49 maymundan yalnızca 2’si enfeksiyondan ölmüştü. 2023 yılındaki çalışmada ise üzerinde oynanan evrimleşmiş virüsün çok daha düşük bir dozu, maymunların yarısını öldürmüştü.
İLKEL AKLIN CAHİL CESARETİ
Bir virüsü daha kötüleştirme çalışmalarının, nasıl iyi bir bilimsel niyeti olabilir? Virüsün günahı ne, insanın niyeti bozuk.
Teknik ayrıntı çok makalede. Konunun özü anlaşılmıştır herhalde; doğanın yapısı ve dengesiyle oynamayacaksın.
Genetik bilimindeki gelişmeler, insanlığın aleyhine de kullanılıyormuş meğer. Kovid-19 ve diğer birçok virüsle neler yapılmaya çalışılıyor kim bilir? Olmayan ‘X Hastalığı’, ne çorap örecek başımıza?
Çin’in Wuhan laboratuvarları, ABD’deki Fort Detrick biyolojik silah üssü, Ukrayna’da savaşla beraber Ruslar’ın fark ettiği ve belgeleri ele geçirdiği en büyük ilaç firmalarına ait gizli laboratuvarlar, Gürcistan’da biyolojik silah geliştiren laboratuvarlar…
Evreni ve doğayı yaratan insan sanki. Ayar ve dengeleri bozup, cehennemin kapılarını nasıl açacaklarını gösteriyorlar bize. Delirmiş zenginlik, aklın en ilkel güdüsüyle belasını arıyor; cahil cesareti!
Makalenin tamamı: https://hvodinali.wordpress.com/2024/05/31/islev-kazanimi-kus-gribinin-ineklere-ve-insanlara-gecisini-aciklayabilir/